yazar-59
İsrail’i boşaltalım!
İsrail Başkasabı Ariyel Şaron, 4 yıl önce Kudüs’te düzenlenen bir Dünya Siyonist Kongresi’nde şöyle bir laf etmişti: "İsrail’e acilen 1 milyon yeni göçmen getiremezsek, Siyonist proje tehlikeye girebilir."
Gazze ve Batı Şeria’daki 4-5 milyon Filistinlinin yanı sıra, İsrail’in resmi sınırları dahilinde de 1 milyonu aşkın Filistinli yaşıyor.
Haber-manipülasyon ajanslarının "İsrailli Araplar" diye andığı topluluk var ya; işte onlar.
Şimdilik İsrail nüfusunun yaklaşık yüzde 15’ine tekabül eden bu topluluk, sürekli çoğalıyor.
Habire çocuk yapıyorlar.
Yahudilerin kahir ekseriyeti ise dünya nimetlerine yeni ortaklar istemedikleri için çocuk yapmaktan imtina ediyorlar.
Siyonist rejim bu demografik sorunu nasıl çözecek?
Millete zorla çocuk yaptıramayacağına göre, mütemadiyen Yahudi nüfus ithal edecek.
Bunun için her fırsatı değerlendirecek, önüne fırsat çıkmazsa fırsatı kendisi oluşturacak.
Arjantin’deki ekonomik krizin arkasında Siyonistlerin olduğu söyleniyor; bilemiyorum, ama bu krizden istifade ettikleri kesin.
İkinci İntifada başladıktan sonra İsrail’e göç kesilmişti; kriz sayesinde birçok Arjantinli Yahudi, 3-5 bin dolarlık rüşvetlerle İsrail’e çekilebildi.
Bir de Perulu Yahudiler var.
‘Kızılderili Yahudiler’!
Nasıl mı oluyor bu? Şöyle oluyor:
Yahudi olan eşinden dolayı İsrail’e damardan bağlılık hisseden bir siyasetçi, Peru’nun başına geçiriliyor.
Sonra bu İsrail aşığı devlet reisinin yardımıyla yoksul ve dünyadan habersiz yerlilerin köylerinde tezgâh kuruluyor; "yeryüzündeki cennet"in güzellikleri anlatılıyor; "İsrail’e gelin, âbâd olun" deniliyor; para vaat ediliyor; kısacası yerliler kafalanıyor ve kısa bir Yahudiliğe geçiş töreninden sonra Filistin topraklarına naklediliyor…
"Bu kadarı da olmaz canım!" demeyin; resmen oluyor!
Göçmenlerin damarlarında akan kanın Yahudi kanı olup olmaması artık hiç ilgilendirmiyor Siyonistleri.
Arap olmasınlar, Filistinli nüfusunun bastırılmasında İsrail’in işine yarasınlar, yeter.
Eski Sovyet cumhuriyetlerinden getirilen "Yahudiler"in birçoğu da aslında Yahudi filan değil.
Siyonistler, Rusya, Ukrayna veya Belarus’ta çektikleri yoksulluktan kurtulmak için "Ben Yahudi’yim" veya "Babaannem Yahudi’ydi" diye yalan söyleyip İsrail’e müracaat edenlerin göç taleplerini de hiçbir incelemeye-araştırmaya tabi tutmadan kabul etti.
Yalan söylediklerini bile bile İsrail vatandaşlığı verdiler onlara.
Önemli olan, Filistinlilere bir darbe daha vurulmasına yaramalarıydı.
Fakat, İsrail’deki Rus Enformasyon ve Kültür Merkezi’nin halkla ilişkiler koordinatörü olan Valery Novoselsky’nin geçen Cumartesi günü bu köşede yayınlanan mektubundan da anlaşılacağı üzere, hesap tutmadı.
Rusya, Ukrayna ve Belarus kökenli İsrail vatandaşlarının önemli bir kısmı, açıkça "Biz Yahudi değiliz" diyor.
Dahası, Yahudilerin ırkçı olduğunu, kendilerine ayrımcılık uyguladığını söylüyorlar.
Valery Novoselsky: "Ben onların ırkçılığını kendi tenimde hissettim. Bize tepeden bakıyorlar, bizi insan yerine koymuyorlar. Filistinlileri nasıl gördüklerini varın siz hesap edin."
İsrail şovenizmine o kadar tepkililer ki, kendilerini İsrailli değil Rus olarak tanımlıyorlar.
Gerçekten Yahudi olan Rusya / Ukrayna / Belarus göçmenlerinin pek çoğu da öyle.
"Rus partileri" kurmuşlar…
Rusça gazeteler çıkarıyorlar…
Kendi bakkalları, kendi meyhaneleri, kendi mafyaları var…
Ve anti-Siyonist bir hareketleri!
Valery Novoselsky, işte bu hareketin sözcülerinden.
Filistinli mücahitler lehinde tanıklık etmek istediği için mahkeme salonlarından kovulan, "Katil Ariyel Şaron’un halka açık bir törenle idam edilmesi lazım" dediği için işinden-gücünden olan bir adam.
Tekrar ediyorum: ADAM.
İstanbul’daki görüşmemizde bize dedi ki: "Halihazırda 70 bin insanımız, geldikleri ülkelere geri dönmek veya üçüncü ülkelere göç etmek için yardım bekliyor. Şimdilik göç etmeyi düşünmeyenler de İsrail’e muhalif. Rus Enformasyon ve Kültür Merkezi olarak, geleneksel Rus-Arap dostluğunu Filistin topraklarında ihya etmeye çalışıyoruz. İslam’a ve anti-Siyonist İslami hareketlere hürmetkârız. Müslüman ülkelerle yakınlık kurmayı arzu ediyoruz. Bu arzumuzu, geçen sene yazdığımız bir mektupla 11 Müslüman Arap ülkesinin liderlerine ve diplomatlarına ilettik. Ne yazı ki bir tek cevap bile gelmedi. Şimdi, basın-yayın organları vasıtasıyla Müslüman Arap kamuoyuna, ayrıca İran ve Türkiye halkına sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Bize yardımcı olun."
Valery Novoselsky’nin Müslüman Arap Kamuoyu’na yazdığı açık mektubun son paragrafını tekrar okuyalım:
"Biz sizin düşmanlarınız değil, potansiyel müttefikleriniziz. Acılarınızı paylaşıyoruz ve yanlış tarafta yer almak istemiyoruz. LÜTFEN, İsrail kampından ayrılmak istediğimizi ve bunun için ciddi bir yardıma ihtiyaç duyduğumuzu yöneticilerinize anlatın."
Yöneticilerimizin değil ama anti-Siyonist kitle örgütlerimizin bu meseleyle ilgilenmelerini ümit ediyorum.
Rus, ‘Kızılderili’, Falaşa, Yemenli… İsrail toplumunda ‘eğreti’ duran herkese yakınlık göstermeliyiz.
Tabii, öncelikle oraya birkaç eleman gönderip, durumu yerinde incelememiz lazım.
İçeride neler yapılabilir, potansiyel müttefiklerimizin potansiyeli nedir, bir bakmak lazım.
Sonra, göçün aşamaları, organizasyonu, maliyeti, finansmanı ve gidenlerin geri dönmemesini temine yönelik tedbirler üzerinde kafa yormak lazım.
Bu mevzu birkaç yazı daha kaldırır.