İstanbul'daki deprem sığınaklara talebi artırdı

İstanbul'daki deprem sığınaklara talebi artırdı

Kocaeli'de "yaşam koruma çözümleri" sunan firmanın deprem ve savaş sığınakları ile panik odalarına olan talep, İstanbul'daki depremin ardından 10 kat arttı- Talebe göre farklı modellerde tasarlanabilen yüzde 95 yerli sığınaklar, kendi enerjisini üretebili

KOCAELİ (AA) - ŞAHİN OKTAY - İstanbul'da 26 Eylül'de meydana gelen 5,8 büyüklüğündeki deprem, Kocaeli'de "yaşam koruma çözümleri" sunan firmanın deprem ve savaş sığınakları ile panik odalarına olan talebi artırdı.

Başiskele ilçesinde 2016'dan beri faaliyet gösteren Metek Sistem firmasına ait üretim tesislerinde KBRN sığınaklar, deprem sığınakları, deprem ve panik kabinleri üretiliyor.

Kendi enerjisini üretebilen, yiyecek ve su depolama-arıtma altyapısı olan, atık su yönetimine sahip, kirlenmiş havayı temizleyebilen, afet durumlarında vatandaşlara yaşam alanı sunan yüzde 95 yerli sığınaklar, Orta Doğu ve Türk Cumhuriyetleri ile Rusya'dan da rağbet görüyor.

İstanbul'da geçen hafta geçekleşen 4,9 ve 5,8 büyüklüğündeki depremlerin ardından firmaya gelen deprem sığınakları ve panik odaları siparişlerinde büyük artış yaşandı.

- "Türkiye'de bir boşluğu doldurduk"

Firmanın genel müdürü Atakan Ahıskalıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2016'dan beri şirket olarak tehlike anında insanların hayatta kalma olasılıklarını artıran yapılar tasarlayıp imal ettiklerini söyledi.

Ahıskalıoğlu, Türkiye'de KBRN sığınakları üreten bir firmanın olmadığını fark ederek bu alandaki açığı kapatmak düşüncesiyle ortağıyla bu işe girmeye karar verdiklerini anlattı.

Bu tarz sığınakların ABD gibi gelir seviyesi yüksek ülkelerde yıllardır üretildiğini dile getiren Ahıskalıoğlu, "Türkiye'de yoktu, biz bunu yapmak istedik. Normalde nitelikli yapılar yapabilen bir firmaydık, bunu da ürünlerimiz arasına koyduk. İnsanların alabileceği makul fiyatlarda üretmeye çalışıyoruz." diye konuştu.

Ahıskalıoğlu, sığınaklarda hava girişine müsaade edilen noktada özel bir filtreleme sistemi olduğunu aktararak, "Bu da dışarıda kimyasal, biyolojik her türlü saldırıda kirlenmiş havanın sığınağa girmesini engelliyor. O sayede dışarıdaki kirlenmiş hava sığınaktaki insanları etkilemiyor." dedi.

Sığınakların tamamen şehir şebekesinden bağımsız çalıştığını ve kendi enerjisini üretecek şekilde tasarlandığını belirten Ahıskalıoğlu, şunları kaydetti:

"Normal bir yaşam alanı. En kötü senaryoda bile insanlar bu sığınakların içerisinde güvende oluyor. 17 farklı modelimiz var ve bunları çeşitlendirebiliyoruz. Şu andaki modellerimizde en küçük sığınağımız 2, en büyüğü de 80 kişilik. Normalde sığınaklarda minimum 1, maksimum 48 ay kalınmalıdır. Daha kısası koruma sağlamaz, daha uzunu da psikolojik açıdan pek mümkün olmaz."

Ahıskalıoğlu, yakın coğrafyada bu nitelikte yapılar yapabilen pek fazla firma olmadığını, özellikle Orta Doğu, Rusya ve Türk Cumhuriyetleri'nden yoğun talep aldıklarını belirterek, "Ülkemizde de yeni bir sektör, gün geçtikçe ilgi artıyor. Türkiye'de bir boşluğu doldurduğumuzu söyleyebiliriz." diye konuştu.

Atakan Ahıskalıoğlu, Marmara Denizi'nin Silivri açıklarında 26 Eylül'de meydana gelen 5,8 büyüklüğündeki depremin ardından panik odalarına olan talepte artış yaşandığına dikkati çekerek, "İstanbul'daki depremden sonra talep çok fazla arttı. Deprem öncesine göre kıyaslarsak yüzde bin oranında arttığını söyleyebiliriz." dedi.

Ahıskalıoğlu, kabinlerin içerisinde insanların yara almaması için darbe emici kaplama olduğunu anlatarak, "Ayrıca talep edilirse deprem kabinlerinin içerisine oksijen kaynakları ve karbondioksit seyrelticiler gibi yaşam ekipmanlarını ilave ediyoruz. Kabinlerimiz 5 ton/metrekare yük dayanımlı." ifadelerini kullandı.

Afet öncesinde bu tarz yapıları temin etmenin daha kolay olduğunu vurgulayan Ahıskalıoğlu, Türkiye'de bu hizmeti uzun süre vermeyi ve ürünlerini yurt dışına satarak ekonomiye katkı sağlamayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.

Kaynak:Haber Kaynağı