"İyi ki varsın Ezgi"
Yemek borusundaki kesikler ve diyafram sorunu nedeniyle doğar doğmaz ameliyat edilen, 3,5 ay sonra da epilepsi tanısı konulan 12 yaşındaki Ezgi Kaypak, yaşama azmi ve çevresindekilerin desteği sayesinde hem yürümeyi hem de okuma yazmayı öğrendi
İZMİR (AA) - EFSUN YILMAZ - Yemek borusundaki kesikler ve diyafram sorunu nedeniyle doğar doğmaz ameliyat edilen, 3,5 ay sonra da epilepsi tanısı konulan 12 yaşındaki Ezgi Kaypak, yaşama azmi ve çevresindekilerin desteği sayesinde hem yürümeyi hem de okuma yazmayı öğrendi.
Anne Fatma Kaypak, AA muhabirine, eşi ile mutlu bir evlilik sürdürdüklerini ancak 7 yıl boyunca çocuk sahibi olamadıklarını söyledi. Uzun süren tedavinin ardırdan ilk olarak oğlunun dünyaya geldiğini, sonra da kızına hamile kaldığını ifade eden Kaypak, "Ezgi'nin doğduğu gün gerçekle karşılaştık. Önce yemek borusundaki kesikler nedeniyle sonra da diyaframdan ameliyat geçirdi" dedi.
Ezgi'nin 3,5 aylıkken epilepsi hastası olduğunu öğrendiklerini söyleyen Fatma Kaypak, kızının bir süre ilaç tedavisi gördüğünü belirtti.
Hastalıkların ardı arkasının kesilmediğini, 1,5 yaşına kadar Ezgi'nin "et yığını" gibi olduğunu ve çevresindeki hiçbir şeye tepki vermediğini söyleyen Fatma Kaypak, "Yeniden doktorlara gitmeye başladık. Gelişim geriliği olduğunu öğrendik. Bize yüzde 83 oranında engelli olduğunu söylediler. Önce fiziksel eğitime başladık sonra da zihinsel eğitim ile devam ettik. Doktor ve pedagog gözetiminde büyümesini sürdürdü. Bazı doktorlar, çocuğumun hiç yürüyemeyeceğini ve okuma yazma öğrenemeyeceğini söyledi" diye konuştu.
- "Her şeyi eğitimle başardık"
Kızının önce yemek yemeyi öğrendiğini, yürümeyi ve kişisel bakımını gerçekleştirdiğini anlatan Fatma Kaypak, "Her şeyi eğitim ile başardık. Şimdi okuma yazmayı söktü, hatta toplama ve çıkarma işlemi yapıyor. Ezgi bir et yığınıyken kendi ihtiyacını karşılayabilen bir bireye dönüştü" dedi.
Ezgi'nin şimdi Meşgule Şamlı İlköğretim Okulu 4. sınıf kaynaştırma öğrencisi olarak eğitimine devam ettiğini anlatan Kaypak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yıllarca çocuk özlemi çekmiştim, önce oğlum sonra da kızım doğunca dünyalar benim oldu ama Ezgi'nin durumu ortaya çıkınca alt üst olduk, çok sıkıntı da çektik ama asla bir daha çocuksuzluğu yaşamak istemem. Allah herkese çocuk sahibi olmayı nasip etsin. İyi ki Ezgi var. Görüntüsü nedeniyle Ezgi küçükken çevreden çok tepki çekiyordu ama ben yine alışverişe götürüyordum, onu toplumdan hiçbir zaman soyutlamadım. Bize kızımızın yürüyemeyeceğini, okuyamayacağını söylediler ama ben hiç vazgeçmedim, yanından hiç ayrılmadım, hiç ayrılmayacağım."
- Pedagog desteği
Ezgi'nin 1,5 yaşından bu yana devam ettiği özel eğitim merkezinin sahibi pedagog Esra Dereboylu da çok ağır bir vaka olarak karşıladıkları hastanın önemli aşama kaydettiğini söyledi.
Bedensel fizyoterapi yaptıklarını, sonra yutma problemini çözdüklerini dile getiren Dereboylu, "Epilepsi nöbetlerinden sonra Ezgi her şeyi unutuyorda ve başa dönüyorduk" dedi.
Beyindeki ağır hasar nedeniyle doktorların öncelikle çocuğu yaşamak için uğraştığını aktaran Dereboylu, şöyle konuştu:
"Ezgi eğitim almasaydı yatağa bağlı bir vaka olarak kalırdı. Bu durumu ailenin de kabul etmesi çok zor. Bedensel problemli çocukların aileleri durumu daha kolay kabul ediyor ama otizm ve öğrenme güçlüğü işi zorlaştırıyor. Bu nedenle ailelerin bu durumu kolay atlatması için psikolojik destek veriyor, terapi gerçekleştiriyoruz. Çocuğun durumu kadar ailenin bu tedaviyi sürdürebilmesi de büyük önem kazanıyor. Biz özellikle Ezgi'nin başarısında ailenin önemli etken olduğunu görüyoruz."
Kaynak: