İzmir'deki "Askeri casuslukta kumpas" davası

İzmir'deki "Askeri casuslukta kumpas" davası

FETÖ/PDY üyelerinin sahte delil üreterek kumpas kurdukları iddialarına ilişkin 10'u tutuklu 68 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi

İZMİR (AA) - İzmir'deki askeri casusluk soruşturmasında, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyelerinin sahte delil ürettiği iddialarına ilişkin 10'u tutuklu 68 sanığın yargılandığı davada bazı tanıklar ifade verdi.

İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayıt alınan duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ile taraf avukatları katıldı.

Başka bir soruşturmadan tutuklanan bu davada da tanık olarak dinlenen eski polis memuru Cüneyt Güvenç, 2012'de deniz üsteğmen Onur Süer'in evinde gerçekleştirilen aramayla ilgili savunma yaptı.

İzmir'den Marmaris'e 9 Mayıs 2012'de öğlen saatlerinde yola çıktıklarını belirten Güvenç, araçta büro amiri Mehmet Emin Çakıcı, polis memurları Tüzün Bayındır ve Adem Demir'in olduğunu vurguladı.

Güvenç, mahkeme başkanının, "Arabada büro amiri tarafından arama sırasında buzdolabının arkasına bakın dendi mi?" sorusuna "Hayır. Böyle bir emir vermedi. Arama kararını gösterdi." cevabını verdi.

Tanık polis memuru Adem Demir ise askeri casusluk soruşturması kapsamında yapılan ev aramalarının Organize Suçlar Büro Amirliği tarafından gerçekleştirildiğini, görevli bulunduğu Mali Büro Amirliği olarak da ev aramalarına destek verdiklerini kaydederek, tanık olarak dinlenilen Güvenç'in tam tersi beyanda bulundu.

Askeri Casusluk soruşturması kapsamında sanık Onur Süer'in evinde arama yaptıklarını ve emri büro amiri Mehmet Emin Çakıcı'dan aldıklarını belirten Demir, şöyle konuştu:

"Bize 'Hazır olun, göreve gideceğiz, birkaç gün sürebilir' dedi. Öğlen saatlerinde arabayla yola çıktık. Yolda Çakıcı, bize 'Bir askerin evi aranacak aramada buzdolabının arkasına özellikle bakın' diye talimat verdi.

Onur Süer'in evine akşam saatlerinde gittik. Ben gittiğimizde savcının akşam 07.00 itibarıyla arama kararını imzaladığını öğrendim. Buzdolabını çektik, hard diski öyle bulduk. Hard disk bulunduğunda Onur Süer'in tepkisi 'Bunlar bana ait değil, kim koymuş, haberim yok, nereden çıktı' oldu. Usul gereği imaj alınması gerekmesine rağmen Mehmet Emin Çakıcı'nın inisiyatifiyle imajının alınmamasına karar verildi."

Mahkeme başkanının, tutuklu sanıklardan Gökay Ersel Gülek ile ilgili kanaatini sorması üzerine Demir, "Ben Gülek'e hep 'İyi birisisin ama şu cemaat işlerini bırak' demişimdir. Şubede cemaate yönelik bir yapılanma ve hiyerarşi vardı. Ben bu faaliyetlerin hiçbirine katılmak istemediğimi bu yolda olanlara beyan ettim. Gülek, cuma günleri bana 2 saat Fetullah Gülen'in vaazlarını dinletirdi." dedi.

Müşteki Coşkun Başbuğ ise Güvenç ile ilgili yalancı şahitlik yapmak ve mahkemeyi yanlış yönlendirmekten suç duyurusunda bulunarak şikayetçi oldu ve mahkeme başkanından bu kişi hakkında hukuki işlem yapmasını talep etti.

Başbuğ, akşam 19.00'da imzalanan bir evrakın tanığın ifade ettiği gibi öğlen saatlerinde kendisine gösterilemeyeceğini, bunun imkansızlığını öne sürerek, Güvenç'in verdiği tüm ifadelerin yanlı ve yalan olduğunu ileri sürdü.

ByLock kullanıcısı olmanın hukuki işlem başlatılması için yeterli bir sebep sayıldığını dile getiren Başbuğ, bu nedenle bu davada tutuksuz yargılanan toplam 29 sanığın ByLock kullanıcısı olmalarından dolayı tutuklanmalarını talep etti.

Tanık Cazime Solak da soruşturmanın yürütüldüğü tarihlerde Narin Korkmaz'ın fiziki takibini yaptığını belirterek, "İş yoğunluğundan dolayı başkasına ait aidiyet numarası ile telefon dinlemelerine katıldım." diye konuştu.

Mahkeme başkanı duruşmayı 20 Mart'a erteledi.

- Dava ve iddianame

"Askeri gizli bilgi ve belge bulundurma" iddialarına ilişkin İzmir Emniyet Müdürlüğüne 10 Ağustos 2010'da gelen ihbar e-posta üzerine başlatılan ve aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 sanık ve üst düzey askeri yetkili, devletin gizli bilgi ve belgelerini yabancı istihbarat servislerine vermekle suçlanmıştı. İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi, şubat ayında tüm sanıkların beraatine hükmetmişti.

Sahte deliller üretilerek kumpas kurulduğu iddiaları üzerine başlatılan soruşturmada ise 25 kişi tutuklanmış, 5 zanlı daha sonra tahliye edilmişti. Soruşturmaya ilişkin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olarak yer aldığı 68 sanıklı iddianame İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.

İddianamede, sanıklar hakkında Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri kapsamında, "silahlı terör örgütü kuruculuğu, yöneticiliği, üyeliği, örgüt faaliyetleri kapsamında devlet ve ülkenin bütünlüğünü bozmak, hukuka aykırı kişisel verileri kaydetmek, iftira, kamu görevlisinin resmi evrakta sahteciliği, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek ve yaymak, özel hayatın gizliliğini ihlal, suç delillerini yok etmek, gizlemek, değiştirmek ve suç uydurmak" gibi suçlamalar yer alıyor.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı