Jandarma Genel Komutanlığındaki darbe girişimi davası

Jandarma Genel Komutanlığındaki darbe girişimi davası

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığının Beştepe Karargahı'ndaki eylemlerle ilgili 244 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi- Sanık eski Yüzbaşı Poroy: - "Ertuğrul Terzi, 'Polisle beraber parkı tecrit edeceks

ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığının Beştepe Karargahı'ndaki eylemlerle ilgili 244 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.

Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsünde görülen davada savunması alınan, 28. Mekanize Piyade Tugayında Karargah Bölük Komutanı olarak görev yapan sanık eski Yüzbaşı Sungur Poroy savunma yaptı.

İddianamede yöneltilen suçlamaları kabul etmeyen Poroy, 15 Temmuz Cuma günü her şeyin normal olduğunu söyledi.

Poroy, o gün kamelyada Yüzbaşı Erden Kaya Erdoğan ile oturan Ertuğrul Terzi'nin yanına bir evrak imzalatmak için gittiğini ve onun da "Hafta sonu alarm verebilirim, personeline söyle, telefonları açık olsun." dediğini bildirdi.

Rütbeli personeline bu emri ilettiğini anlatan Poroy, mesai sonrası bir işini halledip evine gittiğini, balkonda otururken Üsteğmen Kürşat Yaman'ın arayıp alarm verildiğini bildirdiğini ifade etti. Kısa süre sonra da Ertuğrul Terzi'nin arayıp alarm verildiğini tekrarladığını ve personeli aramasını emrettiğini belirten Poroy, kışlaya gittiğinde bölüğün hazır olduğunu dile getirdi.

- Yer belirlemede "Google Earth" kullanmışlar

Poroy, tabur komutanının bölük komutanlarıyla toplantı yaptığının söylenmesi üzerine bu toplantıya gittiğini belirterek, odaya girdiğinde masada şehir planı ve "Google Earth" üzerinden alınmış uydu görüntüleri bulunduğunu söyledi.

Geç kaldığı için Erden Kaya Erdoğan'a ne olduğunu sorduğunda, onun da Genelkurmay Başkanlığına saldırı olduğunu söylediğini iddia eden Poroy, Terzi'nin, Üsteğmen Serhat Savcı'ya bir haritayı gösterip orada güvenlik önlemi almasını istediğini, Savcı'nın burayı bilmediğini söylemesi üzerine de onu azarladığını aktardı.

Terzi'nin kendisine de Kocatepe Camisi yanındaki AK Parti İl Başkanlığı binasına gitmesini söylediğini belirten Poroy, ZPT'lerin 1965 model olduğunu dile getirip, yokuş çıkamayacakları şeklinde beyanda bulunduğunu söyledi.

Ertuğrul Terzi'nin, bunun üzerine kendisini Kurtuluş Parkı civarına güvenlik maksadıyla gönderdiğini öne süren Poroy, "Ertuğrul Terzi, 'Polisle beraber parkı tecrit edeceksiniz.' dedi. 'Komutanım, valiliğin izni olması gerekiyor.' dedim. O da 'Biliyorum, valilik, birlikler hazır olsun diye tugaya yazı göndermiş.' dedi. Bunu duydum ve odadan çıktık. Garaja, bölüğümün yanını gittim." diye konuştu.

Sanık Poroy, ardından ZPT ile söylenilen yere gidip bir süre bekledikten sonra, tabur komutanı Terzi'ye telefon açtığını dile getirerek, Terzi'nin de "Jandarma Genel Komutanlığına saldırı olacakmış. Sen de buraya gel." demesi üzerine, oraya gittiğini söyledi.

Ertuğrul Terzi'nin de karargah yakınında araca bindiğini belirten Poroy, nizamiyenin emniyetini alacaklarının söylenmesi üzerine aracı bu bölgeye yerleştirdiklerini anlattı.

Nizamiyeye yaklaştıklarında Terzi'nin, Tugay Komutan Yardımcısı Kurmay Albay Arz Pekmezci ile görüştüğünü duyduğunu, sonrasında da şarjının bittiğini belirten Poroy, vatandaşların yaklaşması üzerine Ertuğrul Terzi'nin "Yaklaşmayın" diye bağırdığını ve "Ateş edin, kalabalığı dağıtın." diyerek, iki el havaya ateş ettiğini ifade etti.

Vatandaşların uzaklaştığını ancak bir süre sonra tekrar kalabalıklaştığını belirten Poroy, Terzi'nin tekrar havaya ateş etmeye başladığını öne sürdü.

- "Terzi, bir adamı vurdu önce"

Sanık Poroy, "Terzi, bir adamı vurdu önce. Sonra sırtına Türk bayrağı bağlamış bir çocuk vardı. Sonra ona da bir anda ateş etti. Çocuk yere düştü. 3-5 dakika içinde Sabri astsubayın sesini duydum, 'Komutanım ambulans' diye. Terzi de bağırıyordu 'Tuzak, bu tuzak' diye. Havaya ateş ediyordu. Ambulans yaklaşamadı. Sonra 'Bırakın komutanım yaralıyı alsınlar.' dedim." diye konuştu.

Üsteğmen Kürşat Yaman ile konuştuğunu, onun da vurulduğunu ve şoförün de yaralandığını söylediğini anlatan Poroy, bir süre sonra Yaman'ın aracının Bora Polat'ın aracından sonra jandarma bahçesine girdiğini öne sürdü.

Poroy, aracındaki Uzman Çavuş Akif Cin, bir akrabasının darbe yapıldığına yönelik mesaj attığını söylemesi üzerine onun telefonuna baktığını, bunu Ertuğrul Terzi'ye de gösterdiğini iddia ederek, "Terzi'ye döndüm, 'Komutanım darbe oluyormuş' dedim. 'Yok öyle bir şey' dedi. Telefonu verdim o da okudu. Sonra bize, 'Siz dikkat edin, buraya da saldırabilirler' dedi. Ben, Sabri Tunçer'e dedim ki, 'Yol kenarında karanlık bir bölge var. Saldırı olabilir.' Cin'e de 'Sen de burayı gözle, saldırı olabilir.' dedim." ifadelerini kullandı.

Bir ara mühimmat alma bahanesiyle nizamiyeden içeri girdiğini, burada Bora Polat, Kürşat Yaman, Serhat Savcı ile görüştüğünü dile getiren Poroy, "Arz Albayı aradım. 'Tabur komutanı dışarıda, ateş ediyor.' dedim. O da 'Ateş edilmeyecekti, siz niye ateş ediyorsunuz. Niye beni aradın?' dedi. 'Mühimmat istiyor.' deyince de 'Kimseye ateş etmeyin.' dedi." diye konuştu. Poroy, albaya ne yapacaklarını sorduğunda da dönüş yapacağını söyleyip kapattığını ancak dönüş olmayınca önceki tabur komutanı Savaş Kabaklı'yı aradığını anlattı.

Kabaklı'nın da "Senin komutanınla benim aramda emir komuta ilişkisi yok." diyerek telefonu kapattığını belirten Poroy, Bora Polat'ı polislerin aradığını ve telefonu kendisine verdiğini söyledi.

Poroy, ilk görüştüğü kişinin polis değil, bir jandarma üsteğmen olduğunu, onun da bir yarbayla görüştürdüğünü, sonrasında da bir polisle görüştüğünü belirterek, konuşmaların ardından ZMA'nın kapıyı kırması sonrası peşinden çıktıklarını kaydetti.

- Shortlandlara ateş emrine uymamış

Aynı tugayda görevli sanık eski Astsubay Mustafa Tavukçu da savunmasında tarafına isnat edilen suçlamaları kabul etmediğini söyledi.

Alarm emriyle kışlaya gittiğini anlatan Tavukçu, daha sonra bölük komutanı Sungur Poroy'un bir ZPT'ye binmesini söylediğini aktardı.

Tavukçu, Poroy'un Genelkurmay Başkanlığına saldırı olduğunu ve Kurtuluş Parkı bölgesinde görevlendirildiklerini anlattığını iddia ederek, ilk önce bu bölgeye gittiklerini, ardından bölük komutanını takip ederek Jandarma Genel Komutanlığına geçtiklerini anlattı.

Nizamiyenin A kapısı tarafına geçtiklerini, bu sırada yoğun bir ateş sesi geldiğini iddia eden Tavukçu, "Jandarmanın içinden biri, üstünde siyah bir hücum yeleği vardı, binbaşı da olabilir, yarbay da hücum yeleği kapatıyordu, 'İçeride şehitlerimiz var. Shortlandlar ateş ediyor, uçaksavarını tak, shortlandlara ateş et.' dedi. Bana saçma geldi bu emir, benim bölük komutanım var orada. Motor sesinden dolayı duymamazlıktan geldim." diye konuştu.

Tavukçu, kalabalık toplandıktan sonra yoğun ateş sesi duyduğunu, iki gencin yere düştüğünü gördüğünü ve bu kişileri Ertuğrul Terzi'nin vurduğunu değerlendirdiğini iddia ederek, köprü altından gelen araçları da zarar görmemeleri için el işaretleriyle bağırarak ve havaya ateş ederek döndürdüklerini söyledi.

Daha sonra nizamiyeden içeri girdiklerini ve bir süre sonra da Sungur Poroy'un polislerle görüşmesinin ardından çıkarak teslim olduklarını ifade etti.

Duruşmada, sanık eski Uzman Çavuş Yakup Acar ile sanık eski Uzman Çavuş Veysi Araz da savunma yaptı.

Suçlamaları kabul etmeyen sanıklar, tahliye talebinde bulundu.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı