"Kadavra yok yerine yenisini koyamıyoruz"

"Kadavra yok yerine yenisini koyamıyoruz"

Türk Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği Başkanı Prof. Dr. Şendemir:- "Tıp fakültelerine her yıl 10 bin öğrenci alınıyor. Bu sayıya baktığımızda her yıl 600-700 yeni kadavraya sahip olmamız lazım ama 10'da 1'i bile bağışlanmıyor"- "Kadavra üzerinde ideal ça

İZMİR (AA) - EFSUN YILMAZ - Türk Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Şendemir, tıp eğitimi için gerekli olan kadavra ihtiyacının karşılanamadığını belirterek, "Kadavra üzerinde ideal çalışma süresi 1-2 dönem. Biz bunu 5-6 yıla uzatıyoruz çünkü kadavra yok yerine yenisini koyamıyoruz." dedi.

Tıp eğitiminde kadavra ihtiyacı, "İzmir'de hastaneden kadavra kaçırıldığı" iddiası ile bir kez daha gündeme geldi.

Prof. Dr. Şendemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tıp eğitimine "insan bedenine saygıyı" anlatarak başladıklarını belirterek, bu alandaki eğitiminin en önemli gerecinin kadavra olduğunu bildirdi.

Beden bağışında halkı endişeye düşürmeyecek bir yol benimsenmesinin önemine işaret eden Şendemir, şu bilgileri aktardı:

"Türkiye'de 85 tıp fakültesi var. Normalde her 10-15 öğrenciye 1 kadavra sunabilmemiz lazım. Tıp fakültelerine her yıl 10 bin öğrenci alınıyor. Bu sayıya baktığımızda her yıl 600-700 yeni kadavraya sahip olmamız lazım ama 10'da 1'i bile bağışlanmıyor. Tıp fakültelerinde ortalama 300 öğrenci 1 kadavra üzerinde eğitim alıyor. Eski üniversitelerimiz bile bu sayının çok çok altındalar."

Şendemir, görev yaptığı Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesinde de 700-800 hekim adayına 2 kadavra düştüğünü bildirdi.

Kadavra üzerinde ideal çalışma süresinin 1-2 dönem olduğunu anlatan Şendemir, "Biz bunu 5-6 yıla uzatıyoruz çünkü kadavra yok, yerine yenisini koyamıyoruz. Eskiden açılmış, nispeten özelliğini yitirmiş bedenleri bile kullanmak zorunda kalıyoruz." ifadelerini kullandı.

- Yasal düzenleme talebi

Avrupa ülkeleri ile ABD'de bağışçı sayısının çok daha yüksek olduğunu dile getiren Şendemir, tıp fakültelerinde yeterli kadavraya ulaşabilmek için kimsesizlerin bedenlerine ihtiyaç duyduklarını aktardı.

Şendemir, kadavra bağışını düzenleyen 1982 tarihli kadavra temini konusundaki yönetmelikte, "Kimsenin sahip çıkmadığı cesetler üzerinde bilim ve araştırma çalışmaları yapılabilir" ifadelerinin yer aldığını anımsatarak, "Kadavrada bağışçı sayısı yetersiz olduğu için mevcut yasal düzenlemenin günümüz ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesi gerekiyor." dedi.

- Kadavraya çözüm "plastinasyon"

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Bilge ise kadavraların saklanması ve defnedilmesi gibi konuları içeren mevzuatın yürürlüğe girmediğini belirtti.

Kadavra ithalatının denetim, yüksek maliyet gibi bazı sorunları beraberinde getirdiğini anlatan Bilge, "Bütün kadavra maliyetinin 50 bin dolar civarında olduğunu düşünüyorum. Biz ithalat yapmıyoruz çünkü kendi ülke kaynaklarımızı kullanmak istiyoruz." diye konuştu.

Fakültede, kadavra yetersizliğini aşmak amacıyla geliştirilmiş "plastinasyon" (anatomik örneklerin özelliklerini koruyarak çok uzun süre saklanmasına yönelik metot, plastikleştirme) yöntemini kullandıklarını söyleyen Bilge, bu yöntemde doku içindeki suyu "polimer" ile değiştirdiklerini ve öğrencilerin "plastine" edilmiş anatomik örnekler üzerinde uzun yıllar çalışabildiğini vurguladı.

Plastinasyonun uzun sürede hazırlandığını ancak dokuların 20 yıl kadar kullanılabildiğini belirten Bilge, "Şu anda bize bu çalışma için diğer üniversitelerden talep yok. Neden olmadığını bilmiyorum ama buradaki laboratuvar bütün üniversitelere açık. Konuyla ilgili yasal düzenleme ve denetimin de artırılmasını istiyoruz. İnsan bedeninin mahremiyetine büyük önem veriyoruz. Kadavraların dekanlık izni olmaksızın bölüm dışına çıkarılması bile mümkün olamaz." değerlendirmesinde bulundu.




AA

Kaynak:Haber Kaynağı