Kafanın nakledilmesi iki yıl sonra mümkün olabilir
İtalyan cerrah Canavero, hastanın kafasının bağışlanan sağlıklı bedene nakledilmesinin, dejeneratif kas ve sinir hastalıklarından muzdarip ya da iç organları kanser nedeniyle hasar görmüş kişiler için umut kaynağı olacağını söyledi
ANKARA (AA) - Bilim adamları, insan kafasının nakledilmesinin iki yıl sonra mümkün olabileceğini açıkladı.
İtalya'daki Turin İleri Nöromodülasyon Merkezi'nden cerrah Sergio Canavero, "New Scientist" dergisine yaptığı açıklamada, omuriliğin birleştirilmesi ve bağışıklık sisteminin yeni kafayı reddetmesi gibi sorunların üstesinden gelebileceklerini, ilk kafa naklinin 2017'de yapılabileceğini belirtti.
Derginin kapağında yer alan araştırmaya göre, Canavero, hastanın kafasının bağışlanan bedene nakledilmesinin, dejeneratif kas ve sinir hastalıklarından muzdarip ya da iç organları kanser nedeniyle hasar görmüş kişiler için umut kaynağı olacağını vurguladı.
İtalyan cerrah, araştırmasıyla ilgili ayrıntılı raporunu Amerikan Nörolojik ve Ortopedik Cerrahlar Akademisi'nin haziran ayında ABD'nin Maryland eyaletinde düzenlenecek yıllık konferansında sunacağını duyurdu.
- "İşin zor kısmı, omuriliklerin bağlanması"
Canavero'nun, nakil işleminde omuriliklerin nasıl bağlanacağına dair makalesi "Surgical Neurology International" dergisinde de yayımlandı.
İtalyan cerrahın geliştirdiği tekniğe göre, önce hücrelerin oksijensiz hayatta kalabileceği süreyi uzatmak için hastanın kafasıyla bağışlanan beden soğutuluyor. Her iki omurilik kesilmeden önce boyun çevresindeki doku kaldırılarak ana damarlar minik tüplerle birbirine bağlanıyor. Daha sonra düzgünce kesilen omurilikler birleştiriliyor.
Canavero, hücre zarlarındaki yağların eriyerek birbirine yapışması için "polietilen glikoz" adlı bir kimyasal madde kullandığını belirtti. Kasların ve damarların birbirine bağlanmasıyla tamamlanması öngörülen ameliyatın ardından hastanın hareket etmemesi için üç ya da dört hafta komada tutulması gerekiyor. Bu sırada yeni sinir bağlantılarının güçlendirilmesi için çevresine yerleştirilen elektrotlarla omuriliğe düzenli olarak elektrik uyarısı veriliyor.
Hastanın uyandıktan sonra fizyoterapiyle bir yıl içinde yürüyebileceğini öngördüklerini ifade eden Canavero, kafa nakli için şimdiden birkaç sayıda kişinin gönüllü olduğunu kaydetti.
Ameliyatın en önemli kısmının omuriliklerin bağlanması olduğuna dikkati çeken Canavero, polietilen glikozun hayvanlar üzerinde yapılan testlerde olumlu sonuç verdiğini ve tekniğin önce beyin ölümü gerçekleşmiş organ bağışçıları üzerinde deneneceğini kaydetti.
Polietilen glikoz yerine kök hücrelerin de kullanılabileceğine işaret eden Canavero, daha önce omuriliği hasar gören kişilerin kök hücre tedavisinden sonra yeniden yürüyebildiklerini anımsattı.
Kafa nakli, ilk kez 1954'te Sovyet cerrah Vladimir Demikhov tarafından köpekler üzerinde denenmişti. Demikhov, yavru bir köpeğin kafasıyla ön bacaklarını başka bir köpeğe nakletmişti. Köpekler, ameliyattan sonra 2-6 gün hayatta kalmıştı.
Amerikan bilim adamı Robert White da 1970'de ABD'nin Ohio eyaletindeki Case Western Reserve Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde maymunlar üzerinde kafa nakli yapmıştı. White ve ekibi, bir maymunun kafasını diğerinin bedenine nakletmiş ancak omurilikleri bağlamamıştı. Hareket edemeyen maymun, tıbbi yardımla nefes almayı başarmış ve 9 gün hayatta kalmıştı.
Kaynak: