KOCAELİ (AA) - Kandıra Belediye Başkanı Ünal Köken ve Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (GİOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Başol, proje alanı içerisindeki 2 dönümlük arazisini satmamakta direnen ve açtığı davayla projeyi durduran Mürsel Yaylalı'ya, "Projenin önünü aç" çağrısı yaptı.

Kocakaymaz Mahallesi'nde gazetecilere açıklama yapan Belediye Başkanı Köken, Kandıra'nın gelişemediği için yıllardır göç verdiğini söyledi.

İlçenin kalkınması için 2008'de Gıda Organize Sanayi Bölgesi kurulması için proje hazırladıklarını fakat bir türlü hayata geçirilemediğini anlatan Köken, Kandıra'da yaşamayan birinin projenin önüne taş koymasının 50 bin Kandıralı'yı üzdüğünü kaydetti.

Arazisini satmamakta direnen Yaylalı'ya seslenen Köken, "Yeşili çok sevebilirsiniz. Doğada yaşamak isteyebilirsiniz. Kandıra'nın alanı 933 kilometrekare. Eğer iyi niyetliyseniz, gerçekten samimiyseniz gelin anlaşalım. Kandıra'nın 933 kilometrekaresinde deniz kenarında mı yaşamak istiyorsunuz, ormanda mı? Nerede yaşamak istiyorsanız size buradaki şartlardan daha iyisini sunalım. Samimi olarak bu işi çözelim." ifadelerini kullandı.

Köken, Kandıra'nın bu OSB'ye ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kandıra'ya yatırımcı gelmesi için tüm imkanlar seferber edildi ve bunun için büyük mücadeleler verildi. Devlet sanayiyi ve üretimi artırmak için kanun çıkarıyor. Üreticiye 'Sizler bizim için değerlisiniz, önünüzdeki engelleri kaldıracağız.' diyor. Biz 'Kandıra için bulunmaz fırsat, Kandıra'nın kurtuluş projesi' diyoruz. Bir beyefendi çıkmış diyor ki 'Ben yeşili seviyorum, doğayı seviyorum. Burada OSB olmaz...' Biz burada Gıda Organize Sanayi Bölgesi kuruyoruz, plastik veya boya fabrikası kurmuyoruz. O zaman sizin derdiniz nedir? Kanunlara, insanlara saygımız var fakat onlar da şunu düşünsünler, 50 bin nüfuslu bir yerin önünü açacak projeye engel olmasınlar. Sıkıntı yok, biz iki ay daha bekleriz. Allah'ın izniyle biz bu davayı kazanacağız çünkü bu memleket yürümek zorunda."

"Bir an önce fabrikalarımızı kursak, 8 bin insanımızı buralarda istihdam etsek iyi olmaz mı? Biz Mürsel Yaylalı Bey'den bunu istiyoruz." diyen Köken, "Mürsel Bey 'Ben davayı çekiyorum' desin, yarın bu projeyi başlatalım. Mürsel Yaylalı Bey yarın hayırla yad edilmek istiyorsa hep beraber birlik beraberlik içinde bu güzel projeyi başlatalım, Kandıra'mızın önünü açalım. Hem sanayisi hem turizmi hem tarımı ile gerçekten büyüyen, gelişen kaliteli bir ilçe haline getirelim." şeklinde konuştu.

- "En az 10 bin kişiye doğrudan istihdam sağlayacak"

GİOSB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Başol ise yaklaşık 2 bin dönümlük arazinin anlaşma yoluyla alındığını, Mürsel Yaylalı'nın 2,3 dönümlük arazisini satmaması nedeniyle projenin geciktiğini söyledi.

Proje geciktiği için bölge halkına "Ürün ekmeye devam edin." dediklerini fakat 2 bin dönüm alan içerisinde sadece 50 dönüme ekim yapıldığına dikkati çeken Başol, "Arazi yukarıya çıktıkça daha da verimsiz hale geliyor. Burada yapılacak fabrikaların çevreye hiçbir zararı yok. Hepsi şekerleme, çikolata, süt, et, gıda ile alakalı konularda üretim yapacak." dedi.

Başol, GİOSB'nin doğrudan en az 10 bin, dolaylı olarak ise 30 bin kişiye istihdam sağlayacak bir proje olduğuna işaret etti.

Kandıra'da yaşayan herkesin bu projenin hayata geçmesini istediğini söyleyerek, "Bana göre bu proje Kandıra için altın bir proje, mükemmel bir proje, Kandıra'mızı diğer ilçelerimizin seviyesine çıkarabilecek bir proje. Burada 60 yatırımcı var. Bu yatırımcıların en az 40'ı biz alt yapıyı yapar yapmaz tesisini kuracak ve işçilerini de bu bölge insanından alacak. Bir kişi 'Burada OSB olmaz' diye dava açıyor. 'Burada turizm yapılmalı.' diyor. Bir bakın burada turizm olur mu? Ne turizmi yapacaksınız bu bölgede. Biz sanayiciler olarak bu işi yapmak için mücadele ediyoruz." ifadelerini kullandı.

- Dava süreci

İstanbul'da yaşayan ve geçimini elektrikçilik yaparak sağlayan Mürsel Yaylalı, ailesiyle şehrin gürültüsünden uzaklaşıp, hafta sonlarını geçirebileceği doğa içinde bir ev yapmak için 2005 yılında Kandıra ilçesinden 2,8 dönümlük tarla olarak kullanılan boş bir arazi satın aldı. Arsanın etrafını kapatıp, 150 metrekarelik 2 katlı ev yaptıran ve bahçesine 600 ağaç diken Yaylalı, hafta sonlarını ve yaz tatillerini ailesiyle burada geçirmeye başladı.

Bu süre zarfında, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi il geneli imar planlarını hazırlarken, üzerinde Yaylalı'nın evinin de bulunduğu 2 bin dönümlük alanı, bölgenin kalkınmasına katkı sağlaması amacıyla bir Organize Sanayi Bölgesi kurulması için ayırdı. Bu değişiklik üzerine 60 yatırımcıyla kurulan GİOSB, 2 bin dönümlük alan üzerindeki parselleri kamulaştırmaya başladı.

GİOSB yönetimi, yerini satması için Yaylalı'ya 2008 yılında arsasının değeri kadar para teklif etti ancak Yaylalı, tarım alanlarına fabrika kurulmasına karşı olduğunu ve 600 ağaç diktiği arazisinden vazgeçmeyeceğini söyleyerek, olumsuz yanıt verdi. Yapılan görüşmelerden sonuç alamayan GİOSB yönetimi, 2011 yılında dava açtı. Yaylalı da idare mahkemesinde karşı dava açarak, hukuki süreci başlatmış oldu.

Dava sürecinin başlamasının ardından GİOSB yönetimi, Yaylalı'ya "1 milyon lira", "deniz kenarında villa" gibi çok sayıda teklif götürdü fakat Yaylalı'yı arsasını satmaya ikna edemedi. İki dosyayı birleştiren mahkeme, "GİOSB'nin istimlak yetkisi olmadığına" hükmederek yürütmeyi durdurma kararı verdi. Danıştay, yapılan itiraz üzerine davanın yeniden görülmesi için dosyayı mahkemeye iade etti.

Yeniden görülmeye başlanan davada mahkeme bu sefer, "Kurulacak organize sanayi bölgesinin Namazgah Barajı'nın uzak mesafeli mutlak koruma havzası içerisinde olduğu" gerekçesiyle GİOSB Projesini tamamen iptal etti.

Danıştay, temyiz edilen kararı alt mahkemeye gönderse de mahkeme yeniden projenin iptaline karar verdi.

AA