Kanseri yenen genç eğitmen çocuklarla daha dirençli
Edirne'de yaşayan ve 9 yıl önce kanseri yenen çocuk eğitmeni 19 yaşındaki Dilasa Sağlık, görev yaptığı kreşteki çocukların neşesini gördükçe direncini hep diri tutuyor- Sağlık: "Kanser hastalarına tavsiyem umutsuz olmasınlar, hayata dört elle sarılarak um
EDİRNE (AA) - CİHAN DEMİRCİ - Edirne'de yaşayan ve 9 yıl önce kanseri yenen çocuk eğitmeni 19 yaşındaki Dilasa Sağlık, görev yaptığı kreşteki çocukların neşesini gördükçe direncini hep diri tutuyor.
Hastalıkla mücadele sürecini AA muhabirine anlatan Sağlık, 10 yaşındayken kan kanserine yakalandığını, tedavi sürerken dahi hastalığı önce çok anlayamadığını söyledi.
Hastalığın ciddiyetini anlamasının ardından ailesinin de desteğiyle 2 yıl süren mücadeleyle kanseri yendiğini belirten Sağlık, geleceğe dair umutlarını ve hayallerini gerçekleştirmek için küçük yaşlarda hayata sarıldığını dile getirdi.
Kanser hastalarına umutsuz olmamalarını öneren Sağlık, "Kanser hastaları, 'ben hastanede kalacağım, burada öleceğim, ben bunu yenemeyeceğim' demesin. Bu hastalığın başlıca ilaçlarından biri moral, motivasyon ve destektir. Kanser hastaları, 'ben bu hastalığı yeneceğim' diyerek güçlenmeli, kendilerini salmamalıdır. Kanser hastalarına tavsiyem umutsuz olmasınlar, hayata dört elle sarılarak umutlarını güçlendirsinler." dedi.
Sağlık, küçükken öğretmen olmayı hayal ettiğini ve belkide bu hayalinin saçtığı umut ışığıyla hastalığı yendiğini ifade ederek, hayaline kavuşması sonrası da tekrarlaması mümkün olan bir hastalığa karşı öğrencilerinin enerjisi ve neşesiyle direncini hep taze tutabilmeyi başardığını anlattı.
- "İnsan başına gelmeyince anlamıyor"
Anne Arzu Sağlık (41) ise kızını bacak ağrısıyla hastaneye götürdüklerini ve kan tahlillerinde kan kanseri olduğunu öğrendiklerini söyledi.
Kanser hastalığıyla kızı dolayısıyla tanıştığını aktaran Sağlık, şunları kaydetti:
"Daha önce çevremizde ve yakınımızda kanser hastası olmamıştı. Bize lösemi olduğu söylendi. Aklıma gelen ilk üç cümle 'kanser öldürücü bir hastalık, benim kızım kanser, kızım ölmek üzere' oldu. Bu konuda hiçbir araştırmamız, hiçbir bilgimiz yoktu. Bir anne ve baba olarak evladınıza bunu yakıştıramıyorsunuz. 10 yaşında, çok küçük, en kıymetli varlığınız. En başta bu hastalığı sindirebilmek çok zor oldu. Kızımı tedavi için hastaneye yatırdık. Hastanede birçok aile vardı, biz isimlerini bile telaffuz edemezken, çeşitli ilaç isimleri söylüyorlardı. O güne kadar ilaç olarak sadece aspirini bilirdik. İnsan başına gelmeyince anlamıyor. Tabii zamanla öğrendik, hangi aşamalardan geçtiğini gördük. İlaç kullanılması, saçının dökülmesi, yüz şeklinin değişmesi, çocuğu dört duvar arasına koymanız. Hastanede bir odan var, kendinize bir ev yapıyorsunuz orada, o köşe mutfak, bu köşe oturma odası... Kızımın bana o dönemde sorduğu soruları güler yüzle, mutlu şekilde, geleceğe umutla bakan cümleler kurarak cevapladım. Üzülüyordum, kızımın yanında ağlamıyordum. Dilasa'ya hep destek olduk. Allah'a şükür şu an sağlığı yerinde hayalini kurduğu mesleği yapıyor."
Sağlık, yakını kanser olan ailelerin hastaya güler yüzlü ve motivasyonu yüksek şekilde yaklaşmasının tedavi açısından önem arz ettiğini dile getirdi.
AA
Kaynak: