Kara Havacılık Komutanlığı darbe girişimi davası
FETÖ'nün darbe girişiminde Ankara'daki bazı kamu binalarını vuran helikopter pilotlarının da aralarında olduğu 152 sanığın yargılandığı davaya devam edildi
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 152 kişinin yargılandığı davaya, sanıkların esasa ilişkin savunmalarıyla devam edildi.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar, yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Sanık eski yarbay Ümran Taş, savunmasında, daha önce verdiği ifadeleri kabul ettiğini belirtti.
Kara Havacılık Komutanlığında görevliyken darbe girişimi öncesi Kara Kuvvetleri Komutanlığınca İstanbul'daki Kara Harp Okulu öğrenci alımlarında görevlendirildiğini anlatan Taş, 15 Temmuz'da da milli duyguları artırmak amacıyla, öğrenci alımları sırasında kullanılmak üzere bir tatbikatın görsellerini almak ve yeni gelen CH 47 helikopterleri görmek için eski birliğine geldiğini ileri sürdü.
Ayrıca zaman zaman misafir uçucu olarak kışlada bulunacağı için uçuş kıyafetlerini burada bırakmak üzere yanında getirdiğini iddia eden Taş, kuvvet komutanı kışlaya geldiğinde sıralı amirleriye görüşemediğini, birlik komutanlarından Yasin Candemir'e ulaşıp, onun yanına gittiğini aktardı.
Taş, CH 47 hangarına gitmek istediğini ancak uzaktaki bu hangara gitmek için araç bulamadığını öne sürdü. Kuvvet komutanı hava üssünde bulunduğu için araç hareketlerinin ikinci bir emre kadar yasaklandığını öğrendiğini ileri süren Taş, bir süre Candemir ile kurs taburu bölgesinde vakit geçirdiğini ve ardından kurmay başkanını aradığını belirtti.
Telefona çıkan habercilerin kurmay başkanının bulunmadığını belirttiğini anlatan Taş, bunun üzerine onun aracını talep ettiğini, aracın kısa süre sonra geldiğini kaydetti.
Araç yasağı nedeniyle orta tabura kadar gittiğini, ancak uçuş malzemelerinin kurmay başkanının odasına bırakılmasını istediğini ifade eden Taş, malzemeleri bu araçla gönderdiğini ileri sürdü.
Taş, ancak kıyafetlerinin darbe girişiminden sonra bırakılan odada bulunamadığını kaydetti.
Bir süre sonra alarm verildiğini, bu durumda ya oradan ayrılması ya da oradakilerle hareket etmesi gerektiğini savunan Taş, kalmayı seçtiğini, güvenlik gerekçesiyle tahliye edilmesi kararlaştırılan bir helikoptere yolcu olarak bindiğini anlattı.
Taş, yaklaşık 20 dakika sonra iniş yaptıklarını, yakındaki uçuş kulesine yürürken gördüğü bir uzman çavuştan oranın Akıncı Üssü olduğunu öğrendiğini ileri sürdü.
"Akıncıya bilerek ve isteyerek gitmedim." diyen Taş, telefonu ve başka eşyaları olan küçük çantasını helikopterde unuttuğunu fark etmesi üzerine geri dönüp aradığını ancak bulamadığını iddia etti.
Sabaha kadar diğer pilotların gittiği bir binada bulunduğunu iddia eden Taş, herkesin bilgisinin terör saldırısı yapıldığına yönelik olduğunu belirtti.
Taş, sabah erken saatlerde helikopterlerdeki eşyaların bir odaya götürüldüğünü öğrenmesi sonrası gidip çantasını bulduğunu ancak telefonu yanında olmadığı için gece boyunca kimseyle görüşemediğini savundu.
Gün ağardıktan sonra Yasin Candemir'i gördüğünü, yaşananlar hakkında bilgisi olup olmadığını sorduğunu belirten Taş, onun da Akıncı Üssü'nden yeni geldiğini öğrendiğini aktardı.
Taş, Candemir ile üsten ayrıldıklarını, en yakın yerleşim yerine giderek jandarmaya ulaşmaya çalıştıklarını iddia etti.
Bir süre sonra gördükleri jandarma ekibinin yanına gittiklerinde darbedilerek gözaltına alındıklarını ileri süren Taş, esasa ilişkin mütalaada üzerine atfedilen suçlamaları kabul etmeyerek, tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Duruşmada savunma yapan sanık eski binbaşı Rıza Akıncı da suçlamaları reddetti.
İddia edildiği üzere Yenimahalle'deki MİT yerleşkesi üzerinde uçtuğu suçlamasını da kabul etmeyen Akıncı, tahliyesini ve beraatini istedi.
Kaynak: