Kimyasallara maruz kalmak prostat kanserine yol açıyor
Üroonkoloji Kongresi Başkanı Prof. Dr. Çal:- "Sigara içenler, tarım ilacına maruz kalan çiftçiler, pil imalatında çalışanlar, kaynak yaparken metal kadmiyuma maruz kalanlar prostat kanserine yakalanma riski yüksek gruplardır"- "Plastik sanayinde çalışanla
ANTALYA (AA) - Erkeklerde en sık görülen kanser türleri arasında yer alan prostat kanseri gelişmesinde aile öyküsünün yanı sıra sigara tüketimi, pil imalatında çalışma, tarım ilacına ve kaynak yaparken metal kadmiyuma maruz kalma, riski artıran faktörler arasında.
Üroonkoloji Derneği tarafından düzenlenen Üroonkoloi Kongresi'nin 12'ncisi Antalya'da düzenlendi.
Üroonkoloji Kongresi Başkanı Prof. Dr. Çağ Çal, kongre öncesi düzenlediği basın toplantısında, erkeklerde sık görülen kanser türleri içinde yer alan prostat kanseri hakkında bilgi verdi. Prostat kanserinin dünyada yüz binde 28, Türkiye'de ise yüz binde 37 oranında görüldüğünü belirten Çal, kanserin gelişiminde genetik ve çevresel faktörlerin etkili olduğunu bildirdi.
Prostat dokusunda gelişen kötü huylu hücrelere bağlı ortaya çıkan hastalığın "prostat kanseri" olarak isimlendirildiğini anlatan Çal, hastalığın ileri yaşlarda sık gözlendiğine ancak başlangıç döneminde herhangi bir şikayet yaratmadığına dikkati çekti. Çal, şunları kaydetti:
"Erken teşhis konulabilmesi için belirli bir yaşın üzerindeki erkeklerde bazı testlerin yapılmasını gerekir. İdrar yapma ile ilgili yakınmalar, başta prostatın iyi huylu büyümesi olmak üzere pek çok başka hastalıkta da görülebilir. Bu nedenle üroloji uzmanına muayene olmayı gerektirecek bu yakınmalar sadece prostat kanserli hastalara özgü değildir. Geç dönem prostat kanseri hastalarında halsizlik, iştahsızlık, hastalığın kemiklere yayılması nedeniyle sırt, kalça veya bacak ağrıları öncelikli yakınmalar olabilir."
Prostat kanseri gelişimine yol açan nedenlerin tam olarak bilinmediğine işaret eden Çal, "Ancak birinci derece akrabalarında prostat kanseri saptananların bu hastalığa yakalanma riski, toplumun diğer bireylerinden daha yüksektir" dedi.
Çal, beslenmenin prostat kanseri gelişimi üzerine etkilerinin araştırıldığını ifade ederek, "Sigara içenler, tarım ilacına maruz kalan çiftçiler, pil imalatında çalışanlar, kaynak yaparken metal kadmiyuma maruz kalanlar, prostat kanserine yakalanma riskin yüksek olduğu gruplardır. Plastik sanayinde çalışanların da prostat kanseri olma riski daha fazladır" uyarısında bulundu.
- "Mesane kanserinin en önemli nedeni sigara"
Üroonkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Sümer Baltacı da mesane kanserinin dünyada tüm kanserler içerisinde sıklık açısından 9. sırada yer aldığını belirterek, her yıl 380 bin yeni mesane kanseri vakasının görüldüğünü söyledi.
Hastalığın yılda 150 binden fazla kişinin ölümüne yol açtığını vurgulayan Baltacı, "Türkiye'ye ait verilere göre, mesane kanseri erkeklerde prostat kanserinden sonra en sık karşılaşılan tümör tiplerinden biri" dedi. Baltacı, şu bilgileri verdi:
"Erkeklerde kadınlara oranla görülme sıklığı 3 kat fazla olan mesane kanserinin en önemli nedeni sigaradır. Mesane kanserli hastaların en az yarısında ana sebep sigara kullanımı olup, mesane kanser gelişim riski, sigara kullanma sıklığı ve süresiyle doğru orantılı olarak artmaktadır. Hastaların yaklaşık yüzde 20'sinde ise mesleki nedenlerle maruz kalınan faktörler, kanser nedeni olarak yer alır. Hastalık, erken tanı konulduğunda çok başarılı şekilde tedavi edilebilmektedir."
- İnmemiş testis hastalık habercisi olabilir
Üroonkoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Güven Aslan ise testis kanserinin erkeklere özgü bir hastalık olduğunu belirterek, özellikle inmemiş testis öyküsü olan kişilerin hastalık gelişimi açısından risk altında bulunduğunun altını çizdi.
Bu kişilerin mutlaka hekime başvurması gerektiğini belirten Aslan, gerekli muayene ve tetkiklerin yaptırılması gerektiğine dikkat çekti.
Dernek Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Talha Müezzinoğlu da böbrek kanserinin tedavisi mümkün olan ancak geç kalındığında ölüme yol açan sinsi bir kanser olduğunu söyledi.
Avrupa'da her yıl yaklaşık 90 bin yeni böbrek kanser tanısı konulduğunu ve bunların yaklaşık üçte birinin hastalığa bağlı yaşamını yitirdiğini ifade eden Müezzinoğlu, "Böbrek kanserleri erken tanı konulduğu takdirde tedavisi mümkün bir hastalık olmasına rağmen, saldırgan yapısı ve diğer organlara hızla atlaması nedeniyle hastaların ölümüne yol açmaktadır" diye konuştu.
AA
Kaynak: