Doyumsuz insanlarız.... Her neye sahipsek şu dünyada, hep bir fazlasını istemek bize hiç zor gelmez. Mutluysak; biraz daha, paralıysak; biraz daha! Hani, yetinmeyi bilememek
Hemen hemen her birimiz şükür fakirleri olarak yaşamıyor muyuz? El hak, yaşıyoruz işte!
Ve uzun olan hep cazip gelmiştir. Çünkü o, hazırdır. Paket halindedir, ilk nazarınızla beraber biteviye sıralanıverir yaşayışlar hengâmesi. Uğraştırmaz sizi, hazıra konmuş olursunuz.
Böylece kısa olanlar, hep birkaç sıra arkada olarak girer hayatınıza. Çoğu zaman cazip gelmeyebilir. Sevdiğiniz bir insanla kısa bir konuşmadır, biraz daha fazlasını ister ve de beklersiniz. O yüzden ayrıntı, takıntı diyerek hayatımızda olanları tabir-i caizse zavallı meşhurumuz etliekmek gibi sündürür de sündürürüz. Dilim varmıyor demeye ama konsantre yaşamak bize hep uzak düşmüştür işte...
*
Lafı eveleyip gevelemeye gerek yok!
*
Yazarlar Birliğinde, bir film gösterimi vardı geçtiğimiz hafta sonu. Hani şu kısa film dediklerinden. İzledik, güzeldi. Zaten gösterimin sözü de telkin vârî; Kısa güzeldir idi.
Kareler ustalıkla yakalanmış, öyküler ise düşünmeye sevk ediyordu.
*
Kıvrak zekânın ürünleri izleyenleri hiç yormadı, birer çimdik atıp gitti adeta. Bu çimdikler gerek merhamet, gerekse hayatın mizahı içindi. Silkelenmemizi sağladı.
*
İlgililere teşekkür babında, kısa bir yazı!
*
Evet, kısa güzeldi! Güzel ise hep uzak yaşamımıza
Vesselam!