M. Ali Köseoğlu

M. Ali Köseoğlu

Kitap Kamil Uğurlu’dan, okumak kime kısmetse!

Şiir iyi ki para etmez…

Etseydi kimler şair olurdu varın siz düşünün...

Fakat şiir paradan daha da kıymetli bir evsaf bağışlar ona yönelene…

En kıymetli hazinelerle bezeli bir sandığa sahip olduğunuzu düşünün…

Hayır hayır, şiir size bunu yaşatmaz. Zaten türlü rivayetlerle, kumaşlara işli pusulalarla en gizli hazineleri araştıranların da şiirle işi olmaz.

Şiir, Kamil Uğurlu gibi sokağın gölgesindekileri avuçlayanların en kıymetli hazinelerle değişmeyecekleri kuytu bir liman olabilir ancak…

Bir sığınak…

Peygamberimiz de şöyle söyler: Şiirde hikmet vardır.

Şimdi size ölümden bahis açsam, beni ne kadar dinlersiniz…

Bunun yerine şöyle seslensem:

Şu bahçeler var ya, erenler

          şu bahçeler,

Bir vakit değildiler…

Geçti zaman

          -yaman bir rüzgâr esti,

           eğildiler..

Şu komşular var ya, komşular,

        şu komşular,

Yolun iki yanında

           kavaklar gibi fısıldaşan,

           bizi kovlaşanlar…

Onlar sonraki bir vakit yoktular…

Bu katar,

              ey canlar,

              geçer-gider bu garip istasyondan

              geçmiş zaman bahçelerine doğru,

              çiçekler ıtırlanır,

              geçmişler hatırlanır

              ve köşeyi dolanır rüyalar,

Nereye giderler

              bunca saltanattan sonra

              insan sormaya utanır…

Geçip giden tren mi istasyon mu bilinmez

              canlar

              bilinmez,

Herkes kendini ebedi sanır…

***

Modern bir ozandır Kamil Uğurlu…

Şiirlerini kalbinden geçirdikten sonra öyle bir bırakır ki; bu rahat söyleyişe şaşarsınız:

Yüzünde bahar açmış

                Kucağında kar,

Ve gözlerinde dünyanın hüznü

O gözlerle bakıversen bu yana

                her taraf bahar,

                ey yâr,

                her taraf kiraz olur.

Nisan vakti, kiraz vakti,

               Gelirim dedin de söz kestin bana

Gelmez isen naz olur

 

                       Güller açar bahçede,

                        Bir bakarsın yaz olur…

*** 

Kamil Uğurlu bazen hemen söyler söyleyeceğini, bazen de bir masalın orta yerinde bırakıp sizi en sonunda içindeki sevdayı bir çocuk safiyetiyle koyuverir sevgilinin önüne…

Masal gibi başlayan bir şiir, en gizli sırları açık ediverir. 

Ya da bir sevda masalından başka bir şey değildir aslında yazılan:

Diyeceksiniz ki dediğin yalan

Haydi o yalan, bu yalan

Fili yuttu bir yılan

Bu da mı yalan

Karıncaya vurdum palan

Bu da mı yalan

 

Dağlar gibi başım duman

Dumanın altı bahar

-Çiçekli baharı sevmeye ne var-

Ben seni sevdim kuru dal gibi

Bir ömür boyu

Masal gibi

 

Söyle Allah aşkına

Bu da mı yalan

 

***

Yüzümdeki gülümsemeyi fark etmiş olacak ki; Vefa, “bana bu kitaptan şiir oku baba” dedi…

Hiç zorlanmadan buldum ona da bir şiir…

Ali bir şey bilmiyor

Atıma deynek dedi

Deynek ot yer mi hiç?

Bütün çayırları o yedi…

***

Gölgeli Sokağın Şiirleri...

Birkaç yıldır benimle...

Kitap Kamil Uğurlu’dan, okumak kime kısmetse!

m.-ali-koseoglu-006.jpg

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.