Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Kıyamet senaryosu

Son günlerin popüler konularından birisi “kıyamet senaryosu”dur. Maya takvimine göre 12 Aralık 2012 tarihinde kıyametin kopacağı iddiasıdır. Bu sebeple basın-yayın organlarında yazılar çıkmakta ve tartışmalar yapılmaktadır. Biz de bu sebeple yazımızı İslam’ın kıyamet inancına ayırmış olduk.

Bilindiği gibi Kur’an-ı Kerim’de kıyamet alâmetlerinin varlığından söz edilmektedir. (Muhammed 47/18). Kur’an’da bazı alâmetlere yer verilir. Örneğin, İslam bilginlerinin büyük alâmetler şeklinde kategorileştirdiği alâmetlerden: Ye’cûc ve Me’cûc Enbiya Sûresi’nin 95-97. âyetlerinde; Dâbbetü’l-arz Neml Sûresi’nin 82-83. âyetlerinde; Duhân, Duhân Sûresi’nin 10-11. âyetlerinde açıkça geçmektedir. Hz. İsa’nin nüzûlü ve güneşin batıdan doğması gibi alâmetler ise tartışmalıdır.

Mâtürîdî ve Eş’arîlere göre, âhâd haberler kuşku ifade ettiği için akâid de delil olmaz.  Her ne kadar bazı büyük ve küçük alâmetlerle ilgili konular  “âhâd haberler” içerisine giriyorsa da, biz bu rivâyetlerle akâid formüle etmiyoruz. Kaldı ki, bu rivâyetlerin amacı, kıyametin vaktini belirlemek değildir. Bunlar aile ve toplumlarda meydana gelen bozulma ve dejenerasyona işaret etmekte, Allah’ın toplumlar için koyduğu sosyal düzen kanunlarını ifade etmektedirler. Bu nevi olaylar büyük kıyametin yaklaştığı zamanda da bulunabilirler, ancak haberlerde rivayet ediliş maksatları bu değil, toplumların ölümüne (kıyâmet-i vustâ) işaret eden ilâhi kanunların hatırlatılmasıdır. Bu rivâyetlerden, bireyi ahlâkî açıdan eğitmek için yararlanılabilir. Yoksa  rivâyetlerin muhtevasından hareketle,  kıyametin kopması yaklaştı şeklinde, kitlelere ümitsiz bir inanç aşılamak gibi bir tutum içerisine girilmemelidir. O halde değişik rivâyetlerde yer alan kıyamet alâmetlerini, toplumsal anlamda yozlaşma ve ahlâki çöküntü olarak yorumlayabiliriz. Bu rivâyetlerin amacı, toplumun, bir nefis muhasebesine giderek kendisini düzeltmesine yardımcı olmaktır.

Herşeyin bir sonu olduğu gibi bu dünyanın da bir sonu olacaktır. Kıyamet, kainat nizamının bozulması ve herşeyin alt-üst olmasıdır. Kıyametin ne zaman olacağı konusunda bize bilgi verilmemiştir. Onun bilgisi Yüce Allah’ın katındadır. Önemli olan kıyametin ne zaman olacağı değil, kıyamet için hazırlık yapmaktır. Bu bağlamda kıyameti;  bireysel, lokal ve küresel kıyamet şeklinde üç gruba ayırarak anlatmak mümkündür:

Bireysel kıyamet: Her insanın bu dünyadaki yaşam süresinin sona ermesidir. Buna “küçük kıyamet” denilmektedir. Bu hususta Hz. Peygamber (a.s): “Ölen kimsenin kıyameti kopmuştur” buyurur. Onun için Hz. Peygamber, kendisine kıyamet ne zaman? diye sorana: “Onun için ne hazırladın?” sorusuyla karşılık vermiştir. Asıl insan,  kendi kıyameti kopmadan ona hazırlık yapmalıdır.

Lokal kıyamet: Belli bir bölgede, savaş, deprem, sel baskını, yangın, kitlesel hastalıklar gibi nedenlerden dolayı toplu ölümlerin meydana gelmesidir. Bu sebeplerden dolayı ölümlerin meydana gelmesi ve doğanın tahrip edilmesine de mahalli, bölgesel kıyamet denilebilir.

Küresel kıyamet: Büyük kıyamet denilen bu çeşit kıyamet, inanmayanların üzerine kopacaktır. Birinci sur’anın üflenmesiyle birlikte dağlar hallaç pamuğu gibi atılacak, denizler kaynayacak ve gökler parçalanacaktır. Dolayısıyla, bunun ne zaman olduğu konusunda bir tarih düşmek mümkün değildir. Onun için herkes büyük kıyametten ziyade kendi küçük kıyametine hazırlık yapmalıdır.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.