Prof. Dr. Ali Akpınar
Kıyamete Beş Kala!
Bundan on beş asır önce insanlığa inen Kur’ân, kıyametin çok yakın olduğunu, beklenmedik bir anda ansızın kopacağını haber verir. Kıyametle ilgili pek çok ayet yer alır Kutsal Kitabımızda. Bu ayetlerde kıyametin vaktinin insanlıktan gizlendiği, buna rağmen insanların ısrarla kıyametin zamanını sorup durdukları, onun vaktinin ancak Yüce Allah’ın bileceği, peygamberimizin bile onun vaktini bilmediği, bütün bunlara rağmen kıyametin çok uzak olmadığı ve ansızın kopacağı üzerinde durulur. Kur’ân’da kıyamet için ‘es-Sâat” kelimesi kullanılır. Zira kıyamet, insanlığın hayatında en önemli dönüm noktası olan saattir. Duruşma saati. Safların ayrışacağı, cennetliklerle cehennemliklerin belirleneceği saat. İşte kıyametle ilgili bazı ayetler:
Sana Kıyamet saatinden soruyorlar: Gelip çatması ne zaman diye. De ki: "Onun bilgisi, ancak Rabbimin yanındadır. Onu tam zamanında açığa çıkaracak olan, yalnız O'dur. O, göklere de, yere de ağır gelmiştir. O size ansızın gelecektir." Sanki sen, onu biliyormuşsun gibi, sana soruyorlar. De ki: "Onun bilgisi, Allâh'ın yanındadır. Fakat insanların çoğu bilmezler." (7/187)
Göklerin ve yerin gaybı Allah'a aittir. O saatin işi, bir göz açıp yumma gibi yahut daha yakındır. Şüphesiz Allâh, her şeye gücü yetendir. (16/77)
Kıyâmet Saati mutlaka gelecektir. Herkesin, peşinde koştuğu işlerle cezalanması için, neredeyse onu gizleyeceğim. Ona inanmayıp keyfine uyan kimse, seni ona inanmaktan alıkoymasın, sonra helâk olursun! (20/15-16)
Ey insanlar, Rabbinizden korkun, çünkü Kıyamet saatinin depremi, cidden korkunç bir şeydir. Onu gördüğünüz gün, her emziren, emzirdiğinden geçer; her gebe yükünü bırakır; insanları sarhoş görürsün, oysa sarhoş değillerdir ama Allâh'ın azâbı şiddetlidir. (22/1-2)
İnsanlar sana O saatten soruyorlar. De ki: "Onun bilgisi Allâh'ın yanındadır." Ne bilirsin belki o saat yakın, çok yakındır? (33/63)
Sana saatten soruyorlar: Gelip çatması ne zaman diye. Sen nerede, onun vaktini söylemek nerede?! Onun bilgisi Rabbine âittir. (79/42-44)
Kendisinin kıyamette önce gönderilen son peygamber olduğunu, kıyametin yakın olduğunu ve insanlığın sürekli yaklaşmakta olduğunu haber veren Peygamberimiz de konu ile ilgili hadislerinde kıyametin alametleri hakkında bilgiler verir ve insanları kıyamet öncesi hazır olma hususunda uyarır.
İlmin kaldırılıp cehaletin kökleşmesi, zinanın yaygınlaşması, şarabın içilmesi kıyamet alametlerindendir. (Buharî, İlim 21)
Şunlar olmadıkça kıyamet kopmaz: İlim alınır, depremler artar, zaman kısalır/bereketi kalmaz, fitneler yaygınlaşır, öldürme olayları çoğalır, mal çoğalır, zekat verecek kimse kalmaz olur… (Buhârî, Fiten 25)
Bu ve benzeri hadislerde haber verilen kıyamet alametleri aslında Kur’ân ve Sünnetin ısrarla sakınılmasını istediği hususlardır. Ne var ki insanlık, tüm yasaklama ve uyarılara rağmen bu kötülükleri işlemeye devam etmiş, adeta kıyamete davetiye çıkarmıştır. Buna göre insanların işledikleri her kötülük, her haram, her zulüm kıyamete çıkarılan bir davetiyedir. Tabir caizse Yüce Allah’ın ezelî ilmiyle vaktini belirlediği kıyamet tuşu, azgın insanlığın körlemesine basacağı bir tuştur.
Nitekim bir hadiste şöyle buyurulmuştur:
“İşler ehil olmayanlara verildiğinde kıyameti bekle..!” Aslında bir toplumda işler, liyakatsiz insanların eline geçtiğinde, ehil olmayan insanlar iş başına geldiğinde artık düzen bozulur, huzur kalmaz, kargaşa ve kaoslar oluşur, bir anlamda kıyametler kopmuş olur. Bunlara biz küçük kıyametler diyebiliriz. Nitekim bu meyanda “Kişinin ölümü kendi kıyametidir” buyrulmuştur. Büyük kıyamet de bu küçük kıyametlerin toplamından başka bir şey olmasa gerekir.
Bugün insanlık tufanda helak olan Nuh kavminden çok daha fazla şirke düşmüşse…
Tersyüz edilerek helak olmuş Lut kavminden daha fazla ahlaksızlıkta haddi aşmışsa…
Denizlerde boğulan Firavun ve kavminden çok daha ileri düzeyde vahiyden kopmuş, sihir-büyü ve benzeri hurafe ve bidatlerin içerisine düşmüşse…
Ölçüde tartıda ve diğer insanî ilişkilerde Şuayb peygamberin kavminden çok daha azgınlaşmışsa…
Şımarıklık ve doyumsuzlukta geçmişte helak edilen pek çok kavmi sollamışsa…
İlahî yasaları ters yüz ederek, tanrıtanımaz bir çılgınlıkla kainatın kodlarıyla oynuyorsa…
Bütün bunlarla kıyamet tuşunu yokluyor demektir.
Ve işte insanlar son yüzyılın başlarında kendi belirledikleri (!) güya kıyamet saatinin sona yaklaştığını konuşuyor bugün. Bu saate göre (!) insanlık, son beş dakikanın içerisine girmiş bulunuyor. Bu son dakikaların ne zaman dolacağını Yüce Yaratıcıdan başka kimse bilemez. Ama önemli olan kıyametin çok yakın olduğu bilinci içerisinde, kıyamet öncesi yaşadığımız ânları en güzel şekilde değerlendirerek, kıyamete hazır olmaktır.
O halde Ey iman edenler! Allah’tan sakının, O’nu hesaba katarak yaşayın. Her nefis yarın için ne hazırladığına baksın. Allah’tan korkun. Şunu iyi bilin ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır. (59/18)