Konya Aydınlar Ocağı'nda Yazar Sâmiha Ayverdi anlatıldı
Konya Aydınlar Ocağı tarafından düzenlediği toplantıda Yazar Sâmiha Ayverdi anıldı. Dr. Öğretim Üyesi Kağan Gariper, Türk kültürünün milli hafızası olarak kabul edilen Ayverdi’nin bir vicdan aynası olduğunu söyledi
Konya Aydınlar Ocağı’nın düzenlediği Salı Sohbetlerinde Mütefekkir ve mutasavvıf yazar Sâmiha Ayverdi vefatının 30. yılında anıldı. Dr. Öğretim Üyesi Kağan Gariper, Türk kültürünün milli hafızası olarak kabul edilen Ayverdi’nin bir vicdan aynası olduğu tespitini yaptı.
İl Halk Kütüphanesi Salondaki toplantının açılış konuşmasını yapan Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü Mart 1996 başladıkları haftalık kültürel programlara 27 senedir ara vermeden devam ettiklerini hatırlatarak, “Şartlar ne olursa olsun bu salonda her Salı akşamında bizim bir toplantımızın olduğu herkesin aklında olsun, ilgi duyan herkesi bekliyoruz” dedi.
Sâmiha Hanım için edebiyat dünyasında ‘Vatan ana’ denildiğine vurgu yaparak konuşmasına başlayan Kağan Gariper, “Edebiyat dünyasının kendisine verdiği bu isme çok uygun bir yaşantısı ve yazı hayatı olmuştur. Kalem ürünleri ve faaliyetleri çok yönlü ve yoğundu. Önceki yıllarda dernek olan sonraki tarihlerde vakıf hüviyeti kazanan Kubbealtı’nda hizmetlerine devam etti” dedi.
Hayatı çok ilginç olan Ayverdi’nin önemli yol ayrımları olduğunu ve tercihlerinin onu Sâmiha Hanım yaptığını anlatan Gariper, “Önünde iki seçenek olduğu zamanlarda o hep zor olanı tercih etmiş ve bu zorluklar onu daha da güçlü kılmıştır. Osmanlı aristokrasisinin içinde doğup büyümüş kültürlü bir hanımefendidir. Türk kültürünün zirvesi olarak Osmanlı'yı kabul etmektedir. Devlet adamlarından da Fatih Sultan Mehmet'i gelecek nesillerin hakkıyla bilmek ve tanımak zorunda olduğunu söylemektedir” diye konuştu.
Ortaokul seviyesinde bir okul mezunu ve mükemmel Fransızca bile bir İstanbul hanımefendisi olan Ayverdi’ye edebiyat tarihçilerinin yeterince değer vermediğini anlatan Gariper, “Sâmiha Hanımla ilgili yirmi bir tez yazıldığını görüyoruz. Ve bunların çoğu da edebiyat dışında, mesela sosyoloji alanında yapılmıştır. Oysa halâ işlenmemiş, çözümlenmemiş çok sayıda metni olduğunu biliyoruz” dedi.
Madde ve manayı bir kuşun iki kanadı olarak tarif eden Ayverdi’nin dünya edebiyatına hâkim olduğunu anlatan Kağan Gariper, “Çok çalışmış ama para kazanmamış, bir ev kirası gelirlerinden başka gelir olmamıştır. 1938 yılında yayınlanan ilk kitabı ‘Aşk Budur’ tasavvuf üzerine kurulmuş bir eserdir ve Allah aşkına, beşeri aşka dair konular vardır. 1946'dan sonra kitap yazmaya ara verip gazete yazılarına yönelmiştir” dedi.
Sâmiha Ayverdi’nin bir vicdan aynısı olduğuna vurgu yapan Gariper, “O dağılmış toplumun fertlerine tutulan bir aynadır. Toplumun şahsiyetlerini diriltmeye çalışan ve bunu kendine görev edinmiş münevver bir yazardır. Selçuklu ve Osmanlı medeniyetini birleştiren münevverdir. Türkiye Cumhuriyeti'nin mutlaka bu kültürü koruması gerektiğini de söylemektedir. Kur'an için manevi değerler bütünüdür demektir. Batının asla güçlü ve lider olamayacağını her fırsatta söylemektedir ve batı misyonerlerinin Türkiye Cumhuriyeti için büyük bir tehlike olduğuna işaret etmektedir. Doğduğu gibi; 30 yıl önce yine Kadir gecesinde vefat etmiş ve Merkez Efendi Haziresine defnedilmiştir” ifadelerini kullandı.
Konferans sonunda Azerbaycanlı şair Riza Alizade Mihmandari Haydarbaba şiirleri okudu.