Eeee dile kolay, o çile dolu yıllarda Kadınhanı’ndan Konya’ya geliş ve buradan sırası ile Ankara, İzmir ve İstanbul başta olmak üzere, dünyanın dört bir ucunda gidilmedik kıta bırakmayan bir hayat. 

Çocukluk yıllarını derinlere dalarak anlatırken gülümseyen yüzünün arkasında ise o pırıl pırıl, tertemiz yıllara hasret yatıyordu. Kolay değildi 46 yıllık ticari hayatta her türlü güzelliğin yanı sıra acı ve zorlu günler de yaşanmıştı. 1959 yılında biricik babası Mehmet Niyazi’yi Eskişehir’in Bozhüyük ilçesinde Değirmenönü’ndeki feci trafik kazasında kaybettikten sonra kardeşi Muhsin Ganioğlu ile bu zorlu yükü devralmışlardı. O yıllarda abi kardeş bir yandan lastik bayiliği, bir yandan da dönemin en gözde ticari işlerinden manifaturacılık işiyle uğraşıyorlardı. Ticaret lisesini bitirdiği zamanki, yani gençlik yıllarındaki hızlı yaşamında başına gelen heyecanlı anları aktarırken sanki o günleri yeniden yaşıyor gibiydi. Konya’da o tarihlerde sekiz, bilemediniz dokuz otomobil vardı. Bu arabaların sahipleri ise parmakla gösteriliyordu. 

Mesela Yayla Un Fabrikası’nın sahibi Ahmet Bey, Müslüman Mehmet olarak bilinen Mehmet Tuncer, Ağabeyli İbrahim, Cıvacı Mehmet, Hazım Uluşahin, İbrahim Yapıcı ve Sinangiller…

Konyamız’ın en köklü ve seçkin aileleri arasında yer alan Ganioğlu sülalesinin ise 1945’te K 5 İnternational kamyonları,1950’de Hudson marka otomobili vardı. Bu araçlara 1952 Chevrolet, sefaretten alınan 1956 model tek kapı bıyık dâhil edilmişti.

Babasız kaldıktan sonra annelerin duası ile para kazanmak için dört bir koldan iş dünyasına sarılan kardeşlerden Mehmet Ganioğlu, 1961 yılında Vehbi Koç’la tanışmasının ardından da Ankara Maltepe’de Ford Fiyat Bayiliği’ni almalarının kendileri için yeni bir dönem olduğunu  belirtiyor. Traktör satışlarında Tekirdağ ve Edirne’nin arkasında Türkiye üçüncülüğünü elde eden Ganioğlu kardeşler artık Konya sınırlarını çoktan aşmışlardı. Hızla büyümenin adımlarını atan Mehmet Ganioğlu Ankara’dan İzmir’e 1978’de gitmiş ve burada Alsancak Camii’nin karşısında ilk mağazalarını açmışlardı. Daha sona İzmir’de mağazalar zincirini kuracaklar ve mağaza sayısını beşe çıkartacaklardı.

1988 yılında İstanbul’da 4.Levent’te yine ilk otomobil mağazalarını açarlarken 1985 yılında ise Konya Supar devreye giriyor ve yurt dışı ticarette yeni bir boyut kazanıyorlardı.

Mehmet Ganioğlu’nu lastik ve manifaturacılık ile başlayan ticarette Ankara, İzmir ve İstanbul’daki büyümeler yormuyor, aksine daha da büyük denizler için yelken açma heyecanını büyütüyordu. Örneğin 1990 yılında Türk turizminin gözbebeği Bodrum Gümbet’te turizm sektörüne beş yıldızlı bir otel ile giren Ganioğlu, daha sonra yine akaryakıt istasyonları ile bu sektöre Ocakbaşı Restourant ile Konya mutfağına katkı sağlıyordu.

Bugüne kadar Amerika’dan Mısır’a, Afrika’dan kutuplara kadar dünyanın her yerinde yeni bir şeyler görüp yeni bir şeyler üretmenin yanı sıra Konya ve Konyalılık ruhunu sürekli geliştiren Mehmet Ganioğlu’nu dinlerken çok karmaşık duygulara sahip olabilirsiniz.

Biz şuna inanıyoruz ki geçmişini unutmadan inkâr etmeden dört elle sarılıp bu şehre bir şeyler verebilmenin heyecanını yaşayan Mehmet Ganioğlu, bunca yoğun çalışması sırasında spordan sanata, modadan kültüre bırakın Türkiye’yi, dünyada en hızlı dönemlerini yaşadı. Ama artık tüm bu alanlarda bir GANİOĞLU markası var. Tabii ki bu gücün altında onlarca yılın alın teri, göz emeği, yorgunluğu ve çilesi vardı.

Biz de Memleket Gazetesi olarak daha nice gönül dostlarının bu topraklarda büyümesini diliyoruz..