Konya’da 13. yüzyılda Selçuklu Devleti ile başlayan sebil kültürü, yaklaşık 800 yıldır vatandaşlara hizmet vermeye devam ediyor. Şehirde, Selçuklu başkentliği döneminden bu yana hayırseverler tarafından yaptırılan birçok çeşme, mahallelerde ve sokaklarda suya kolay erişim sağlıyor. Bugün yaklaşık bin tatlı su çeşmesi, bu kültürü canlı tutuyor.

Konya’nın Tarihi Su İhtiyacını Karşılayan Yapılar

Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Yavuzyılmaz, Konya’nın sebil kültürüne dair önemli bilgiler verdi. Yavuzyılmaz, "Konya, neolitik dönemden bu yana farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış kadim bir şehir. İlk çağlardan itibaren su ihtiyacını karşılamak adına sarnıçlar, su kanalları ve su kemerleri gibi yapılar inşa edilmiştir. Selçuklu döneminde ise çeşme ve sebil kültürü şehir genelinde yaygınlaşmıştır" dedi.

Sebiller, Konya Halkının Suya Ulaşımını Kolaylaştırdı

Selçuklu döneminde inşa edilen sebillerin, halkın suya erişimini kolaylaştırdığını belirten Yavuzyılmaz, "Selçuklu Sultanları, devlet erkanı ve varlıklı kişiler tarafından yaptırılan çeşmeler sayesinde mahallelerde, caddelerde ve sokaklarda halkın kolayca suya ulaşması sağlandı. Bu çeşmelerin çoğu günümüze kadar ulaşmış ve hala kullanılmaktadır" şeklinde konuştu.

Çeşmelerin Mütevazı Ama Önemli İşlevi

Konya’daki en eski çeşmelerin zamana karşı direnmeye devam ettiğini ifade eden Yavuzyılmaz, "Çeşmeler genellikle taştan, mermerden ve tuğladan yapılmıştır. Kaynaktan alınan su, bu yapılar aracılığıyla halka ulaştırılır. Her ne kadar mütevazı görünümlü olsalar da işlevleri açısından büyük bir hizmet sunmaktadırlar. Ancak zamanla bu çeşmelerin bir kısmı ortadan kalkmış ve suları akmaz hale gelmiştir" dedi.

Konya’da sebil kültürü, hem şehrin tarihine hem de halkın günlük yaşamına katkı sağlamaya devam ediyor. Bu tarihi çeşmeler, su temininin yanı sıra şehir estetiğine de değer katmaya devam ediyor.