Konya'nın yüzleri -6-

Konya'nın yüzleri -6-

Konya siyasetinin, sporunun ve iş dünyasının ele avuca sığmayan, bilenlerin bilmeyenlere ‘Kaleci Deli Hüseyin’ diye tanıttıkları Hüseyin Öner bu haftaki konuğumuz.









Şehrimizden Darüşşafaka Lisesi’ni kazanan ve okuyan tek isim olarak bilinen Hüseyin Öner’in sadece aile sohbetlerinde duyulan bilinmedik ve ilginç olaylarla dolu yaşam öyküsünden bazı kesitleri burada sizlerle paylaşacağız


Savaş ve yokluk yıllarında at sırtında düşmanla mücadele ederken yöresinde, ‘Alemdarzade Hasan Hüseyin Efe’ olarak nam salan bir dedenin torunu olan Hüseyin Öner, 1940’lı yıllarda İstanbul Kapalı Çarşı’da silindir şapka imalatı yapan Mehmet Öner ile ev hanımı Havva hanımın evladı olarak 1954 yılının Eylül ayında dünyaya gelmiş.


 


Hüseyin Öner’in dedesi Alemdarzade Hasan Hüseyin Efe bir gün arkadaşları ile Taşkent’teki evlerine gelir. Yokluk yılları imiş. Nenesi, efeleri ‘Hoşgeldiniz’ diyerek eve buyur eder. Alemdarzade Hasan Hüseyin Efe eşinden efelere şekerli bir kahve yapmasını ister. Ama evde bir kaşık bile şeker yoktur. Nenesi eşine efelerin yanında çıkışır ve ‘Ne zamandır efeler artık avrat kahvesi içer oldu’ der böylece efelere sade kahve ikram eder


Röp. Uğur Özteke


Öner ailesi 1955 yılında Konya’ya gelip yerleşmiş. Baba Mehmet Öner Havzan’daki üç katlı evlerinin arka bahçesinde bulunan dört havuzda Gemlik’ten getirttiği zeytinleri işler, Aziziye Camii’nin yanında büyük yangında yanarak kül olan çarşıdaki dükkânında satarmış. Bu yüzden de Konya eşrafı kendisini Zeytinci Mehmet Efendi olarak bilirmiş… O tarihlerde ele avuca sığmayan bir çocuk olan Hüseyin Öner, bugünkü Sültem Siteleri’nin bulunduğu arazide  Kürt Ali Ağa’nın kayısı ve erik bahçelerinde sığırcık vurduğu günleri, küfelerle evlerinden çıkan zeytinleri hiç unutamıyor.


GÜVEN PARTİSİ VARDI, 13 YAŞINDA


GÜVENSPOR’U  KURDUK…


Çocukluk yılarında bile yerinde duramayan, gelecekteki müteşebbis ruhunun sinyallerini küçük yaşlarda veren Hüseyin Öner henüz 13 yaşında iken arkadaşları ile birlikte Güvenspor ve Kartalspor isimlerinde iki takım kurmuşlar. “Niye iki takım kurdunuz?” sorusuna Öner,  “İki takım kurduk ki birbirimizle maç yapalım diye” deyip devam ediyor: O zaman Güven Partisi vardı, Güven Partisi’nin başkanına gittik. Biz böyle böyle takım kurduk dedik. O zamanın parası ile çok canlı bir para verdi bize. Yanılmıyorsam 50 lira verdi. O para ile hemen gittik. İki takım forma aldık. Rahim Özkaymak’a gittik, para istedik.(“Rahim Bey para verdi mi?” diye sorunca güldü ve yorum yapmadı.) İki takımın da rengini siyah-beyaz yaptık. Benim Konyasporluluğum taaa o yıllardan gelir. 23 Nisan İlköğretim Okulu’nda okudum. O zamanki öğretmenim Melahat Hamdovalı anneme hep ‘Binlerce öğrenci okuttum. Ama Hüseyin en hızlı okumayı öğrenen öğrencimdi’ dermiş.


BABASINI KAYBEDİNCE ANNESİ DİKİŞ DİKEREK ÇOCUKLARINI BÜYÜTMÜŞ


1.5 yaşımda idim ve biricik babamı kaybetmiştim. Anacığım bir yandan dikiş dikiyor, diğer yandan da evimizin diğer katlarında oturan kiracılardan gelen para ile abim Nevzat ve kız kardeşim Fatma’yı ve beni okutuyordu. Türkiye 29’uncusu olarak Darüşşafaka Lisesi’ni kazandım. Ama Anadolu ve aile özlemi yüzünden bir yıl okuduktan sonra tekrar Konya’ya döndüm. Oysa Darüşşafaka’nın en başarılı öğrencileri arasındaydım. O bir yılda öğrendiğim İngilizce ile üniversitede İngilizce öğretmenliğini kazandım. Konya’ya dönünce Karatay Lisesi’nde öğretimime devam ettim.


GÜLLE VE ÇEKİÇ ATMADA ŞAMPİYON OLDUM


Liseye geldiğim zaman iyi bir futbolcuydum. Ama güçlü fiziğim sayesinde gülle ve çekiç de atıyordum. Türkiye Şampiyonası için girdiğim yarışmada Konya şampiyonu oldum. Üniversitede iken de Üniversitelerarası Şampiyona’da birinci oldum ve milli takıma çağrıldım. Romanya’da yapılacak olan şampiyonaya davet edildiğim tarihte ise Demirspor ve futbol sevgisi ağır bastı. Milli olmayı bırakıp Demirspor takımı ile birlikte Ceyhanspor maçı için Ceyhan’a gittim. Türkiye Şampiyonası maçı idi ve uzatmalarda yenildik.


OTOGARLARDA AYAKÇILIK YAPTIM


Öğrencilik yıllarım bir yandan da para kazanma, aileme yardım etme yıllarım idi. Uzun süre otogarda ayakçılık, katiplik yaptım. O yıllar çok zorlu ve şimdi düşündüğümüz zaman tüm çilelere rağmen güzel yıllar idi. Tabii bu arada çok genç yaşta siyaset ile de uğraşmaya başlamıştım. Ama hep çalıştım, çalıştım…


5 SİYAH BEYAZ TV PARASINA KONYASPOR’A TRANSFER OLDUM    


Futbolda ilk lisansım 1968 yılında Kültürspor’da iken çıktı. Antrenörümüz rahmetli İsmail Dümbüllü idi. Daha sonra Kadınhanıspor’a geçtim. Kadınhanıspor’u 1971 yılında tarihinde ilk kez şampiyon yaptık. Bu arada da Eğitim Enstitüsü İngilizce bölümüne girmiştim.1977 senesinde Demirspor ile Türkiye Şampiyonu olduk. Ali Gözönü başkanımızdı. Türkiye Şampiyonu olurken çok güçlü takımları yendik. Dokuz grup maçı oynadık, toplam 1 gol yedim. Trabzon maçını hiç unutamam. O maçta iki penaltı kurtardım. 1977-78 sezonunda profesyonel oldum ve 5 siyah beyaz televizyon parasına Konyaspor’a imza attım. 2 TV  parasını hemen aldım. 3 TV parasını yarın vereceğiz dediler, ama bir daha bu parayı almak nasip olmadı


MUHTARLIK SEÇİMİNİ KAYBETTİM,


BELEDİYE MECLİS ÜYESİ OLDUM


Hızlı yaşantısında siyaseti de dolu dolu yaşayan Hüseyin Öner, bu zorlu mücadele yıllarını anlatırken, kendisini halkın karşısında ki bir politikacı gibi düşünerek heyecanlanıyor ve anılarını ardı ardına sıralıyordu.


“Bizim gençlik yıllarımızda zaten iki büyük parti vardı.Biri CHP, diğeri de Demokrat Parti. Aileden gelen rüzgarla ben CHP’li idim. 1971 yılında CHP Gençlik Kolları’na kayıt yaptırdım.


ANAP’ın ilk çıkış yılları idi. ANAP’lı arkadaşlar “Ahmet Öksüz senin evinde bir toplantı yapsınlar” dedi. Ben bunu kabul etmedim ve o dönemde CHP’den Başkan Adayı olan Ahmet Yamaner Bey’i eve davet ederek toplantı yaptırdım. Mesela 1989 yılında SHP’den Meram Belediye Başkanlığı’na aday oldum. O zaman aldığım oy son seçimlerde CHP Büyükşehir Belediye Başkan Adayı’nın aldığı oydan fazla idi. 1992 senesinde SHP ve CHP birleşince CHP’de yer aldık. Ama parti içindeki sürekli kavgalar çekişmeler marjinal düşüncelerin partiye hakim olması yüzünden rahatsız oldum ve Rahmetli Özal’ın vefatından bir gün önce 100 arkadaş ile birlikte törenle ANAP’a katıldık. Daha sonra siyasette ANAP’lı yıllarımız başladı. Sayın Nazmi Sırıt ile iki dönem, Sayın Ömer Zileli ile bir dönem ve yine Sayın Hulusi Çınar ile bir dönem çalıştım. Bu arada Meram Belediye Başkanı Mustafa Özkan iken dört beş yıl meclis üyesi olarak çalıştım. Bir dönem KTO’da Başkan Hüseyin Üzülmez ile birlikte oldum. Halen de ANAP’a olan bağlılığım ve sevgim devam ediyor. Mesela Sayın Mumcu’yu çok beğeniyorum. Oysa siyasete ilk olarak askerlik dönüşü muhtar adayı olarak başlamıştım. Pirebi Mahallesi Muhtar Adayı oldum. Ama kaybettim. Nasip böyle imiş.  Meclis üyesi bile olduk.


ASKERDE BASKETBOLCULAR İÇİN


ÖZEL UZUN RANZALAR YAPTIRILDI


Vatani görevini yaparken yaşadığı birbirinden ilginç anılarını doyulmaz bir üslup içerisinde anlatan Hüseyin Öner, silah tuttuğu kadar da topla oynamış. Askerliğini kısa dönem Erzincan’da yapan Öner, Gazeteci Yazar Metin Tükenmez’le anılarını ise unutamıyor. O dönemin ünlü basketbolcuları Efe Melih ile aynı koğuşta kalırken onların boyları uzun olduğu için özel ranzalar yaptırılması, tugay şampiyonu olmaları gibi… İyi top oynadığı için o dönemde tugay takımının kaptanı seçilmiş. Önce bölük takımı kurulacakmış. Bölük komutanına Konyaspor’un kalecisi de bu bölük de denilince, Komutan Özgen Altıparmak takımı kurma görevini kendisine vermiş. Bu sırada antrenörlük diploması olan ve askere gelirken Beykoz takımının antrenörü olan Metin Tükenmez ısrarla ‘Komutanım ben antrenörüm ben olayım’ dese de komutan Hüseyin Öner’i antrenör olarak görevlendirmiş. Zekası ile dikkatleri çeken Hüseyin Öner,Metin Tükenmez’i kendisine yardımcı antrenör yaparak Tugay Şampiyonluğu’nu kazanmışlar.


AZİZ NESİN’İ PARTİDEN KOVAN SHP’Lİ


Hüseyin Öner siyasi anılarında unutamadığı yılları anlatırken, Aziz Nesin’i nasıl kovduğunu ve parti yöneticilerinden nasıl tepki aldığını ifade ederken sinirleniyor, yerinden kalkıyor ve kendisine yapılanı yaşarcasına yine kabul etmiyordu. Evet, yıl 1987. SHP il binası Zafer’de. Aziz Nesin öğrencilerin organizasyonu ile Konya’ya gelecekmiş. Parti il binasını da ziyaret edecekmiş. İl Başkanımız Recai Ersoy, konuğumuzu ağırlama görevini bana vermişti. Konuğumuz bir grup öğrenci ile partiye geldi. Sohbet sırasında konuğumuz bizleri aşağılamaya başladı. Arkasından hakaretler etti.Hatta bize bir ara ’faşist’ filan dedi. Çok sinirlenmiştim. Kendisini kibarca nezakete davet ettim. Konuk olduklarını hatırlattım. O konuşmasına devam etti. Kendisine tekrar ağırlığı ölçüsünde davranması gerektiğini hatırlattım. Yine devam edince dayanamadım, ayağa kalktım ve bağırarak ‘ Çık dışarı!’ dedim. Kendilerini grupla partiden kovdum. Şaşırmıştı ve çıkıp gittiler. Ertesi gün sabah Genel Sekreterimiz Sayın Fikri Sağlar Bey Ankara’dan aradı. O da bana kızmış. Bu olayların sebebini sordu. Ben de kendisine hiçbir konuğun bize gelip bizlere hakaret yağdıramayacağını, ölçülü davranması gerektiğini izah ettim. Ama ortalık o günlerde epey karışmıştı.


HAKEMLİK SINAVINDA TOPUN AĞIRLIĞINI BİLEMEDİM


Konyamız’ın yetiştirdiği örnek ve ender spor yöneticilerinden Ali Gözönü’ne söz verdiği için  40 yaşına kadar top oynayan Hüseyin Öner Teksinspor, Taşkentspor, Selçukspor ve Hocacihanspor’u hem kaleci hem de yönetici olarak bir üst kümeye çıkartırken kısa bir dönem de futbol hakemliği yapmış. “Veli Necdet Arı benim hocamdı” diyen Öner “Sınavda bana topun ağırlığını sordu. O anda aklıma gelmedi. Düşündüm ve ‘Hocam top ıslakken mi yoksa kuru iken mi dedim. Veli Necdet Arı hoca benim sorunun cevabımı bilmediğini anlayınca güldü ve ‘Sen zeki bir çocuksun. Hakem olabilirsin’ dedi ve beni hakem yaptılar. Ama kısa bir süre sonra hakemliğin bana pek uygun olmadığını fark ettim ve hakemliği bıraktım’ dedi. Ama bir maçta kendisini karşılaşmanın heyecanına kaptırıp topla birlikte bir kaleden öbür kaleye kadar çizgi üzerinde koştuğunu anlatırken de kahkahayı patlatıyordu.


TANTANA KEMAL OTEL PARASINI ÖDEMEDİ, OTOBÜS DEVRİLDİ


Konyaspor forması ile unutulmaz anlarını arka arkaya anlatırken bir film şeridi gibi bizi adeta büyüleyen Hüseyin Öner Kocaeli deplasmanından dönerken kafileyi taşıyan otobüsün devrilmesini ise unutamıyor. Yıl 1979. Konyaspor Kocaelispor ile yaptığı maçı  4-1 kaybetmiş. Maçtan sonra kafile başkanı olan Kemal Koygun (Tantana Kemal) futbolculara duş bile aldırmadan apar topar bizi otelden çıkarttı ve otobüslere bindik. Sanki yangından mal kaçırıyorduk. Yağmurlu bir hava idi. Otobüs Kocaeli çıkışında yan yattı. Bütün futbolcular kaleci Fethi’nin üzerine yığılmışlardı. Fethi abi korkudan otobüsün tekerleği altında kaldığını zannetmiş ‘Beni kurtarın ezildim’ diye bağırıyordu. Allah’tan kazayı ufak atlatmıştık. Ama o anda anladık ki Tantana Kemal büyük bir ihtimalle otelin parasını ödememişti. Biz kazayı hep buna yorumladık. Mesela o gün kalede Fethi, Musa, Sebahattin, Ömer, Ali İhsan Uğur, Sami Asım İsmail Elkatmış ve üç Konyalı olmayan sporcu vardı. Antrenörümüz ise rahmetli Kel Ethem idi.


BİR KONYASPOR’LU OLARAK İDMANYURTLULARIN ENİŞTESİ OLDUM


Hüseyin Öner anlatmaya devam ediyor. “İyi bir Konyaspor’lu olarak üstelik de Konyaspor’un kalesini koruyan insan olarak elbette Konyaspor taraftarı idim. Ama eşimde yıllarca İdmanyurdu voleybol takımının oyuncusu idi.Üstelik İdmanyurdu bayan voleybol takımı çok güçlü idi. Mesela bir dönem rakiplerine set vermeyen Eczacıbaşı’ndan set bile almışlardı.Kısaca ben İdmanyurtlular’ın eniştesi oluyordum” dedi.


AİLE BOYU SPORCULAR


Kendisi ve eşinin başarılı spor yaşantısı çocuklarını da etkilemiş olacak ki kızı yine Y. Sağlıkspor’un ve Emniyetgücü voleybol takımlarında kendisini ispatlarken artık günümüzde bir yandan Selçuk Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde yüksek lisans yapıyor bir yandan da Türkiye’nin en büyük bankaları arasında  ki bir bankada çalışıyor. Oğlu ise yine Konya’nın en başarılı ve yetenekli sporcuları arasında gösterilirken, diğer yandan da Selçuk Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde eğitimini sürdürüyor.