Selman S. Akyüz
KONYASPOR’UN KRİTİK VİRAJI
Ne kadar ah etsek az. Elazığspor maçında ortaya konan “acemi futbol”, Torku Konyasyor’un 13 hafta rahat etmesini engelledi. “Elazığ bizim üstümüze bile gelemez” diyen futbolcular yaptırdıkları penaltılarda bunu öylesine hissettirdiler ki, hakemler bile şaşırıp penaltıları çalıp çalmamakta tereddüt etti. Eskiyi boşuna hatırlatmıyorum. “Önümüzdeki maçlara bakmak” için arkadaki maçlardan, yenilgilerden, hatalardan ders çıkarmak gerekiyor. Maç sonu açıklamalarına bakılırsa Mesut Bakkal özeleştiri yapmış fakat tam anlamıyla ders çıkarmış gibi görünmüyor. “6 oyuncu değiştirme şansım olsa” diye başlayan cümle rahatsız edici. Tamam, bence teknik direktör oyuncularını hem soyunma odasında hem de basın önünde doğru bir üslupla eleştirebilmeli. Ancak kendisiyle çelişmemeli. Mesut Hoca madem bu kadar kötü gördü takımı, neden maç 2-2 iken üçüncü oyuncu değişikliğini yapıp sonuca gitmeye çalışmadı? Bu soru hayli önemli. Ama O da, “beraberlik rakibin yerini değiştirmez” diye düşünüp başına iş almak istemedi.
Gelelim bu haftaya. Torku Konyaspor yarın çok kritik bir maça çıkacak. Puan tablosunda son iki takım hariç çok karışık bir durum var. Gençlerbirliği sezona çok kötü başlamasına rağmen Mehmet Özdilek ile çıkış yakaladı. Ama yine de çok iyi durumda değiller, üç haftadır kaybediyorlar. Yani bu maç, ev sahibi için belki daha da kritik bir viraj olacak. Özdilek, maça ne kadar önem verdiğini yaptığı basın toplantısında da anlattı. Ayrıca işin içine süper ligde kendilerinden başka Ankara takımı olmamasını da katarak “Gençlerbirliği’ni değil Ankara’yı seviyorum” diyen herkesi Konyaspor maçına davet etti. Kendilerinden daha kötü takımlar olduğunu söyleyip “biz düşmeyiz” imasında bulunması, Konya’yı çantada keklik gibi görmesi, Yeşil Beyazlılar için avantaj. Eğer Mesut Hoca tıpkı Sivas ve Kasımpaşa maçlarında olduğu gibi çok kapanmadan rakip kaleye mümkün olduğunca yakın oynamayı tercih ederse Ankara’dan 3 puanla bile dönebilir.
Geçen hafta boşuna “UEFA hayalleri görmeyin” demedik. Mesut Hoca şehri ayağa kaldırmak istiyorsa konuşmaktan çok maç kazanmaya bakmalı. İki önemli galibiyetten sonra dolu tribünler önünde Elazığ’dan üç gol yemek, bir çuval inciri berbat etmektir. Neyse ki Ankara’da toplanacak incir var.