Şampiyon olduktan sonra istediği üst sıraları bir türlü yakalayamayan Bursaspor, bu sezon daha istikrarlı bir tablo çiziyor. Konyaspor’un 6 puan önünde olan Yeşil Beyazlılar maçın hemen başından itibaren kazanmayı istediğini net şekilde gösterdi. Sürekli öne doğru oynayıp, Konyaspor’un son haftalardaki baskı yediği zaman sinme zaafından faydalanmaya çalıştılar. Daha çok kanatlardan gelip ceza sahasına iyi ortalar yaptılar ama Konyaspor’un hala diri olan takım savunması bu atakları kolaylıkla savuşturdu.

Fakat Bursa'nın hırçın futbolu Konyaspor’a ilk 15 dakikada 2 sarı karta mal oldu. Sakin oyununu sürdüren Atiker Konyaspor 20. Dakikadan sonra Bursa’nın yavaşlamasıyla oyunda dengeyi sağladı. Adamım Ali Çamdalı takımı yine hem hücumda hem savunmada rahatlatan, organize eden isimdi.

İlk yarı Konyaspor’un en etkisiz ismi Alban Meha’ydı. İki serbest vuruşu çok kötü kullandı ve iki kez de takım hücuma çıkarken top kaptırıp savunmadaki arkadaşlarına zor anlar yaşattı. Neyse ki Bursa’nın ileri bölgesinde oynayan Del Valle gününde değildi. Ciddi pozisyonları komik şekilde harcadı. Şaşırtıcı olan ise Volkan Fındıklı’nın “çaba sarfetmesi”udi. Beklerin kademesine bile girdiğini görünce gözlerime inanamadım. Konyaspor özellikle kontralarda ilerde biraz daha çabuk çoğalabilse gol bulabilirdi.

İkinci yarı Konyaspor daha derli topluydu, özellikle hücum bölgesinde. İşler 20 dakika kadar yolunda gitti ama daha sonra savunmanın içinde garip boşluklar oluşmaya başladı. İlk yarı berbat oynayan Del Valle Douglas’ın sürekli ileri çıkmasını fırsat bilerek ilk golü attırdı. İkinci golde ise Abdülkerim yine tecrübesizliğinin kurbanı oldu. Fakat iki golde de kale sahası içinde Ali Turan ortalarda yoktu. Enteresan şekilde baskı kurduğu Zaman gol bulamayan Bursaspor, hiç ummadığı anlarda iki gol birden attı ve Konyaspor’un fişini çekti.

Takımda ne enerji ne moral kaldı. Aykut Kocaman bile maçın dönmeyeceğini düşünerek Ali Dere’yi oyuna aldı.

Bu aralar Konyaspor’da bir hastalık peydah oldu. Hücuma çıkarken savunmayı, savunmadayken hücumu unutuyor. Bu yüzden gol bulamadığında yiyor, yediğinde atamıyor. Korkarım ki Aykut Hoca da bu hastalığın tedavisinde zorlanıyor.