Arif Köse /ey kavmim
Küresel sazanlar
Bilinçli veya bilinçsiz uzun zamandır düşünce dünyamız birileri tarafından kirletiliyor. Küresel güçler, üst akıl, baronlar, Yahudi lobisi, evanjelistler, dolar-silah, terör, Amerika vs… Hep güçlü olanlar, plan kuranlar onlar; mazlum ve zayıf olan, direnen, mazerete tabi olan biz.
Yok öyle bir dünya kardeşim, en büyük palavra, planın en büyük parçası, bu söylemlerdir. Zihinsel galibiyet, daha algıda yenilgi, bu söylemlerle sağlanıyor. Biz bu dünyaya daha dün gelmedik ki, hangi küresel güçler, hangi ezilmişliği yaşıyoruz biz?
Türk isek, Nuh peygambere dayanan, müslüman isek Adem a.s. ile başlayan ve Hz. Muhammed (sav.) ile zirveye ulaşan bir geçmişimiz var. Dönüp tarihe baktığımızda dünya arenasında kurulmuş en güçlü devletler Türk ve Müslüman olanlar.
Peki, nedir bu son çağlarda yaşadığımız hezimetin ve ezik yaşantının sebebi? İngiltere mi? Amerika mı? İsrail mi? Evanjelistler mi? Hiçbirinin kökü henüz bizim yakınımıza bile yaklaşamıyor. Bir kere o adamlara Allah’ın yardımı yok, neyle üstün gelebilirler?
O halde nedir? Dolar ve silah mı bizi bu hale getirdi yoksa Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılması mı? Cevap, koskoca bir HAYIR.
O medya organlarından gözümüzün içine sokulan, kulak zarımızı yırtarcasına kafamızın içine yerleştirilen Küresel güçler falan yok. Olan tek şey var ortada: O da Küresel Sazanlar.
Biz Müslüman diyoruz ya kendimize. Bakın Allah’ın bize vaadi nedir: “Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz” (Al-i İmran, 139)
Üstün geldik te. Hun iken geldik, Selçuklu iken geldik, Peygamber ve halifeler döneminde geldik. Çünkü Allah’ın vaadine inanmıştık ve İNANMIŞTIK. Davamıza inanmıştık, İlayı Kelimetullah’a inanmıştık, Hak için mücadeleye, İslam’ın yaşanmasına ve yayılmasına inanmıştık. Allah’ta bizi üstün getiriyordu.
Dönemin belki en büyük küresel gücü olan Firavun’a üstün gelmiştik Kızıldeniz’de. Sayıca üç kat fazla olan müşrik ordusunu yenmiştik Bedir kuyularında. Birleşip gelen o günün batısına galip gelmiştik Malazgirt’te, Haçlı seferlerinde, İstanbul surlarında, Çanakkale’de… Ama bugün delinin tekinin attığı bir tweet ile elimiz ayağımız tutuşuyor.
Neden mi? Çünkü o ataların torunları değiliz. O atalar bir mektubuyla Fransa’ya dans etmeyi yasaklıyor, Amerika’yı vergiye bağlıyordu. Çünkü Allah bizi üstün getiriyordu, çünkü İNANMIŞTIK. O günün küresel gücü olan ataların 20 ve 21. Yüzyıldaki küresel sazanlarına dönüştük. Atalarımızı Allah galip getiriyordu çünkü onlar töre ve dinlerine bağlıydı.
Onlar ticaretleri ve ihtiyaçları için faize gitmiyordu, çünkü Allah haram kılmıştı.
Onlar gıda üretiminde hile yapmıyordu çünkü çok olanın değil bereketli ve helal olanın peşindeydiler.
Onlar yalan söylemiyordu çünkü Allah’tan korkuyorlardı.
Onlar kendi milletlerine kazık atmıyorlar tam tersine ticaret ahlaklarıyla, kurdukları teşkilatlarla birbirlerini kolluyorlardı çünkü bencil, menfaatperest, materyalist değillerdi.
O dönemin kızlarının göbeği, saçı, bağrı açık gezmesi düşünülemezdi bile.
Hâsılı Allah ne emrettiyse yapıyorlar, neyi yasakladıysa kaçıyorlardı. Bu bağlılık ta onlara zafer getiriyor, Allah’ın yardımını getiriyordu.
Çıkın sokağa bakın, ganyan bayileri atların cinsini cibilliyetini bilen haramzadelerle dolup taşıyor.
Piyango bilet kuyruğu Çin Seddi gibi uzayıp gidiyor.
Noel kutlayan pırıl pırıl Müslüman Türk ailelerimiz var artık.
Kadın çıkıyor ekrana, surat gerdirilmiş, dişler implant, dudaklar botoks, bilmem nereler silikon, suratta bir ton boya, hayalet avcıları görse avlamaya kalkar ama ekranda milyonlar ağzı açık izliyor.
Adnan Hoca diye bir adam çıktı ve İslam adı altında göbek attırdı çıplak kadınlara bu memlekette.
Dizi dediğimiz alenen tuzak yapımlara yakalanmayan aile kalmadı.
Kur’an’dan 2 ayeti ezbere okuyanımız yok, hadisler sünnetler inkâr edildi, namaz ve oruçta tertemiziz, ondan sonra Küresel güçler. Yok güç müç, dinini töresini terk eden ciddi sayıda sazan var. Allah yardım edeceğini açıkça bildirmesine rağmen, atalarımız o yardımı almış olmasına rağmen, kaynaklarımızın hala elimizde olmasına rağmen, profesyonel sazanlık yapıp yüzümüzü Allah’a değil de dünyaya ve haramlara dönüyoruz hala.
Başarının, yardımın, zaferin Allah’tan geldiğini unuttuk, düşük faizli kredilerle fonlanan sanayi üretiminin bizi yücelteceğine inandık. İnandıkça da battık. Dolarla yatıp faiz oranlarıyla kalkar olduk. Sokaklarımızda “Velev ki ibneyiz - Lut kavminin çocuklarıyız” pankartlarını açtılar, özgürlük dedik.
Kusura bakmayın ama töremizden ve dinimizden uzaklaştıkça böcek gibi ezildiğimizi görmeniz lazım artık. Birisi gelip te bizi kurtaracak falan değil. Kendi ayaklarımızın üzerinde ayağa kalkacağız tekrar ama Kur’an hatminden çıkan teyzemiz ev alacak akrabasına “kredi çekin” diyorsa, taharet yapmayı bilmeyen Batılı seni ezer kardeşim.
Lafı uzatmaya gerek yok. Ya bu dünyaya kök salıp, dini arkamıza atıp, lüks ve sefaya dalıp gideceğiz ve acı sonumuzu bekleyeceğiz ya da Allah’ın dinini yaşayıp yaşatarak Allah’ın yardımını celbedecek ve Allah’ın, dinini tekrar yeryüzüne hâkim kılmasındaki kullar biz olacağız. Seçim sizin.
Ve unutmayın: Güçlü olan onlar değil, dinini terk eden biziz.