Maliye Bakanı Ağbal Mersin'de
Bakan Ağbal:- "Kamu ekonomisindeki büyümeyi mutlaka ve mutlaka aşağı çekmemiz lazım. Kamu daha az harcayan, daha az tüketen, daha çok denetleyen ve düzenleyen olacak. Böyle bir amacımız var. Bu anlamda vergi yükünün aşağı çekilmesine katkı vermeye devam e
MERSİN (AA) - Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Kamu ekonomisindeki büyümeyi mutlaka ve mutlaka aşağı çekmemiz lazım. Kamu daha az harcayan, daha az tüketen, daha çok denetleyen ve düzenleyen olacak. Böyle bir amacımız var. Bu anlamda vergi yükünün aşağı çekilmesine katkı vermeye devam edeceğiz." dedi.
Ağbal, Mersin Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası'nda üyelerle bir araya geldiği toplantıda, Türkiye'nin uluslararası alanda 2 noktada çok güçlü olduğunu, bunlardan birinin kamu maliyesi, diğerinin de bankacılık olduğunu söyledi.
Türkiye bankalarının mali durumunun Avrupa'daki birçok bankadan daha iyi olduğunu belirten Ağbal, "Bununla da iftihar ediyoruz. Vergi politikasında da şu ana kadar birçok düzenlemeyi hayata geçirdik. Ama ileriye dönük bakışımız ne derseniz, biz daha çok büyümeye destek olan bir vergi politikası istiyoruz. Kamu maliyesi dengelerimiz olağan üstü iyi. Biz bu mali disiplinden vazgeçecek değiliz. Düşük bütçe açıklarına devam etmemiz lazım. Bu bizim için gerekli." diye konuştu.
Ağbal, vergi politikasının yatırım, üretim, ihracat ve istihdama destek vermek zorunda olduğunu ifade ederek şöyle devam etti:
"İmkanımız olduğu ölçüde vergi oranlarını düşüreceğiz, vergi yükünü azaltacağız. İmkanımız olduğu ölçüde seçici olarak yatırımda ve üretimde işletmelerimizi, firmalarımızı destekleyeceğiz. Nitekim son 1 yıldır arka arkaya birçok düzenleme yaptık. Damga vergilerinde hiç yapılamaz denilen şeyleri arka arkaya yaptık. Harç oranlarını düşürdük. Yatırım teşvik sisteminde özellikle yatırım ayağında çok ciddi teşvikler getirdik. Yeter ki yatırım, üretim olsun. Üretim maliyetlerini aşağı çekecek ilave vergi teşvikleri getireceğiz. Yatırımda yatırım maliyetlerini düşürecek önemli teşvikler getireceğiz ve bütün amacımız genel olarak Türkiye'deki vergi yükünün aşağı çekilmesi. Şunu doğru bulmuyoruz. Vatandaştan çok vergi topla çok harca. Hayır temel politikamız ileriye dönük olarak şu, daha az kamu harcaması ve daha az vergi toplayacağız. Para özel sektöre kalsın. Para tüketicinin, yatırımcının cebinde kalsın. O yatırıma, üretime, ihracata dönüştürsün. Ekonomiyi öyle büyütebiliriz. Kamu ekonomisindeki büyümeyi mutlaka ve mutlaka aşağı çekmemiz lazım. Kamu daha az harcayan, daha az tüketen, daha çok denetleyen ve düzenleyen olacak. Böyle bir amacımız var. Bu anlamda vergi yükünün aşağı çekilmesine katkı vermeye devam edeceğiz."
- "Gülen yüzümüzü size göstereceğiz"
Ağbal, vergide gönüllü uyumu teşvik etmek istediklerini, kayıt dışılığı caydırıp kayıtlı olmayı özendireceklerini aktardı.
Kayıtlı olan, üreten ve istihdam yapan işletmelere vergi yoluyla teşvik vereceklerini anlatan Ağbal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Mükellef odaklı hizmet anlayışını önceleyeceğiz. Devlet öyle bir şey ki mükellefe hırsız gibi bakıyor. Ben gidiyorum vergi dairene sanki ben suçluymuşum gibi muamele yapılıyor. Veya vergi kaçırıyormuşum gibi bir muamele yapılıyor. Veya bir kanun çıkarıyorsunuz her şeyi herkesin bu işi kaçırdığının üzerine kuruyorsunuz. O kadar zorluklar getiriyorsunuz ama sonuçta kaçıran yine kaçırıyor, olan iyi niyetli mükellefe oluyor. 'Mükellef olarak bizi odağa almıyorsunuz gereğinden fazla bürokrasiye boğuyorsunuz' eleştirileri var. Bunlar doğru eleştiriler. Arkadaşlar bana bir düzenleme getirdiklerinde 'bunun mükellefe ne faydası var' diyorum. Getirdiği yükle, faydayı ölçtünüz mü? Aslında mükellefleri bir noktada rahat bırakmak lazım. Zaten bilgisayar sistemleri var. Zaten gerekli yazılımlar var. Ben onlara gidip illa yazar kasa alacaksın dememem lazım. Kendi almak istiyorsa alsın ama devletin zoruyla almasın. Önümüzdeki günlerde çalışmaları bitireceğiz. Bazı yükümlülükleri kaldıracağız. Bazı yükümlülükleri mükellefin isteğini bırakacağız. Her düzenlemeyi yaparken 'bunun vatandaşa yararı nedir' diyeceğiz. Bu sorgulamayı yapmadan olmaz. Odağımıza mükellefi ve vatandaşı koyacağız."
Ağbal, vatandaşın işini de vergiye uyumunu da kolaylaştıracaklarını belirterek, "Bakanlık olarak önümüzdeki günlerde gülen yüzümüzü size göstereceğiz. Bazen de çatık kaşlı olabiliriz onu maliyeciler kendi kendine gösterecek. Dışarıya çatık kaş yok. Güler yüzlü maliyeyi meydana getireceğiz. Geliştirdiğim proje ve fikirlerde en fazla destekçim sizler oldunuz. Ne zaman illere gitsem meslek odalarıyla görüşmeler yapsam çok güzel öneriler geliyor. Bizim Ankara'dakilere baksanız her şey güllük gülistanlık. Buraya geliyorum yanlış varsa siz söylüyorsunuz. Bunları söyleyin çözelim ki devletle vatandaş arasındaki güveni, itimadı kuvvetlendirmemiz lazım." ifadelerini kullandı.
- "Bütün sözlerin üzerindeki söz milletin sözüdür"
16 Nisan'da gerçekleştirilecek olan halk oylamasını da değinen Ağbal, "Önemli bir değişiklik. Anayasa değişikliği her gün yapılmaz. Anayasa değişikleri yetkilerini 1-2 yıl göstermez. O ülkenin tarihine ışık tutar. Tarihine yön verir, istikamet verir. Onun için bu anayasa değişikliği sadece kendimiz için değil. Çocuklarımız, torunlarımız ve geleceğimiz için son derece önemli. 40 bin kere düşüneceğiz ve oyumuzu öyle vereceğiz. Burada her parti bu işin tarafı gelip değişiklikleri size anlatacaktır ama sonuçta bütün sözlerin üzerindeki söz milletin sözüdür. Onu da 16 Nisan'da hep birlikte göreceğiz." dedi.
Ağbal, değişikliğin ülkenin önünü açacağını, ekonomide Türkiye'nin imkan ve kabiliyetlerini artıracağını, işlerin daha da hızlanacağını anlattı.
Değişikliğin Türkiye'nin faydasına olduğunu vurgulayan Bakan Ağbal, şunları kaydetti:
"Bakın bugün Türkiye çok farklı meydan okumalarla karşı karşıya. Türkiye'yi kapalı kutu olarak ve kendi kendimize baş başayız diye düşünmeyin. Bugün etrafımızda bölgemizde aktif savaşlar var. AB kendi varlığını sorguluyor. AB ülkeleri ekonomilerinde uzun vadede derin uçurumlar ve yarılmalar var. Artık dünyada ekonomik ve siyasi güç dengeleri, merkezleri yer değiştiriyor. Eskiden dünyada bir Kuzey Amerika vardı bir de Avrupa vardı. Bütün dünyanın siyaset, güç merkezi buralardı. Ama 2017 dünyası böyle değil. 2050 dünyası hiç böyle değil. 2030-2050'ye geldiğimizde dünyada üretimin ağırlıklı bir şekilde yapılacağı merkezler artık dünyanın doğusunda olacak. Dünyanın batısı üreten değil doğusu üreten olacak. Dünyanın siyasi merkezleri batından doğuya doğru kayıyor. Kuzey Amerika ve Avrupa dünya üretimindeki payı azalıyor. Biz bu eksenin üzerindeyiz. O jeopolitik kaymanın üzerindeki en önemli ülkelerden birisiyiz. Neden? Çok genç, dinamik bir nüfusumuz, işletmelerimiz var. Dünyada küresel ticarette müthiş bir girişimcilik yeteneğimiz var. Bunu herkes kabul ediyor. Batıdan doğuya kayarken güç merkezleri Türkiye böyle bir merkezin üzerinde."
Bakan Ağbal, daha sonra muhasebeci ve mali müşavirlerin sorularını cevaplandırdı.
AA
Kaynak: