"Metastatik meme kanseri her şeyin sonu değil"

"Metastatik meme kanseri her şeyin sonu değil"

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Üyesi Doç. Dr. Ölmez:- "Bugün geldiğimiz aşamada ileri evredeki meme kanseri konusunda yapabileceğimiz çok şey var diyebiliriz. Hastalığın son evrede olması, her şeyin bitmiş olduğu anlamına gelmez"- "Erken evrede teşhis edilen

İSTANBUL (AA) - HATİCE ŞENSES - Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Üyesi Doç. Dr. Ömer Fatih Ölmez, gelinen aşamada ileri evredeki meme kanseri konusunda yapabilecek çok şey olduğunu belirterek, "Hastalığın son evrede olması, her şeyin bitmiş olduğu anlamına gelmez." dedi.

Ölmez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada yılda 1,7 milyon kadının meme kanseri tanısı aldığını ve yarım milyon kişinin bu nedenle hayatını kaybettiğini belirtti.

Türkiye'de meme kanserinin tüm kanserler arasında yüzde 30 ile en sık tanı konulan tür olduğunu dile getiren Ölmez, günümüzde gelinen aşamada, ileri evrede dahi olsa meme kanseri vakalarının kontrol altına alınabildiğini aktardı.

Doç. Dr. Ölmez, "Dünyada tüm kanserler göz önünde bulundurulduğunda yılda yaklaşık 14 milyon insana kanser tanısı konuluyor. Yılda 8 milyon kişi de kanser tanısıyla hayatını kaybediyor. Tüm kanserlerin yaklaşık yüzde 33'ü sigarayla ilişkili. Meme kanseri ise tüm bunların içinde en yaygın ikinci kanser türüyken, kadınlarda görülen en yaygın tip olarak karşımıza çıkıyor." ifadelerini kullandı.

Ölmez, meme kanseri vakalarının bir kısmının tarama programları sayesinde erken evrede yakalandığını ancak yaklaşık 3'te 1'lik bir kısmının metastatik aşamada teşhis edildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Erken evrede teşhis edilen vakaların tedavisi çok daha kolay oluyor. İleri evre meme kanserinde ise diğer kanserlerde olduğu gibi hastaya, sorunla birlikte yaşama şansı vermeye çalışıyoruz. Neyse ki meme kanseri, ileri evrelerinde dahi hormon tedavilerine yüksek oranda yanıt veren bir kanser türüdür. Bu yüzden ileri evrede bile olsa hastayı, kemoterapi vermeden, sadece hormon haplarıyla kontrol altında tutma şansımız var. Bütün hastalarda geçerli olmasa da böyle bir şansımızın olması önemli bir gelişme. Bugün geldiğimiz aşamada ileri evredeki meme kanseri konusunda yapabileceğimiz çok şey var diyebiliriz. Hastalığın son evrede olması, her şeyin bitmiş olduğu anlamına gelmez."

- "İleri evrede umut vadeden tedavi seçenekleri oluşmaya başladı"

Doç. Dr. Ölmez, ileri evre meme kanseri tedavisinde hedefin yaşam kalitesini artırmak olduğuna işaret ederek, metastatik evrede meme kanserinin tamamen ortadan kaldırılmasının pek mümkün olmadığını aktardı.

Vücuda çok fazla yayılmamış olan bazı ileri evre kanserlerde, hastalığın gidişatına göre lokal tedaviler uygulanarak hastalıktan kurtulma şansının doğduğunu ancak bunun yüzde 5'ten daha düşük bir orandaki grupta görülebildiğini dile getiren Ölmez, "İleri evre meme kanserlerinin yüzde 95'inde, hastalıktan tamamen kurtulma şansı yok ama verilen tedavilerle, hastanın kanserle yaşamasını sağlama ve yaşam kalitesini yükseltme şansımız var." diye konuştu.

Ölmez, ileri evre meme kanserinde ilaçları kesmenin hastalığın tekrar yayılmaya başlamasına neden olacağına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İleri evre meme kanserinde umut vadeden tedavi seçenekleri oluşmaya başladı. Daha önce elimizde ileri evre hormon reseptör pozitif (HR+) meme kanseri hastalarına yönelik hormon hapları vardı. Yaklaşık 1-1,5 yıl sonra direnç gelişiyordu ve bu haplar işe yaramıyordu. Artık elimizde yeni hedeflenmiş moleküller var. Bu ilaçlarla kombinasyon yaptığımız hormon tedavilerinde çok çok daha iyi yanıtlar elde etmeye başladık. Bu ilaçlar hastalar için gerçekten çok önemli bir umut kaynağı. İleri evre meme kanserlerinin yüzde 20'sinde ortaya çıkan HER2 pozitif dediğimiz bir alt tip var. Bu reseptöre karşı kullanabildiğimiz hedefe yönelik yeni moleküllerle hastaya yeni tedavi seçenekleri sunabiliyoruz. Son olarak 3'lü negatif (hormon ve HER2 negatif) dediğimiz meme kanser tipinde de immünoterapi kullanabiliyoruz. 3'lü negatif meme kanserinde immünoterapi ajanlarıyla olumlu sonuçlar elde etmeye başladık ve hastalarımıza umut verici bir tedavi seçeneği sunabiliyoruz."

- "En ufak bir şüphede doktora başvurulmalı"

Bazı hastaların memesinde kitle olmasına rağmen muayeneye gitmediğini ve bunu yakınlarından sakladığını dile getiren Ölmez, "Bazı hastalar kitleyi evvela kendi kabul etmek istemiyor. Kötü olduğunu düşünmek istemiyor ve bu nedenle bir girişimde bulunmuyor. Bazı hastalar da durumun kötü olduğunu biliyor ama örneğin eşinden saklıyor veya 'Ben bunu eşime söylersem ilişkimiz bozulabilir' diye korkuya kapılıyor. Bazılarıysa memesini kaybetmekten korktuğu için doktora gitmiyor. Ancak bu tarz korkular kesinlikle onları doktora gelmekten vazgeçirmemeli. Biz memedeki kitleyi ne kadar erken tespit edersek, hastanın memesini kaybetmeden bu sorundan kurtulma şansı o kadar yüksek olur. Böyle bir durumda yapılabilecek en iyi şey, en hızlı şekilde en yakın doktora başvurmaktır. Bunun üstünü kapatmak, insanlardan gizlemek çözüm değil, aksine çözümsüzlüktür." değerlendirmesini yaptı.

Doç. Dr. Ömer Fatih Ölmez, meme kanserinin erkeklerde görülme oranına da değinerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Erkek meme kanseri, tüm meme kanserlerinin yüzde 1 kadarını oluşturmaktadır. Yani çok yüksek bir risk yok ama tabii ki görülebilir. Genelde erkeklerdeki meme kanseri hormon reseptör pozitif, yani kadınlık hormonlarından beslenen meme kanseri tipi oluyor. O yüzden bu tür meme kanseri erken evrede de geç evrede de teşhis edilse, kemoterapinin yanı sıra, hormon tedavisi seçeneklerini uygulayabiliyoruz. Bu tip kanserler için daha önce söylediğim yenilikleri, erkek hastalarımıza da uygulayabiliyoruz."

AA

Kaynak:Haber Kaynağı