Memleketi Kurtaran Adam
Mevlana törenleri Konya'ya aittir
Mevlana’yı çakıldaklı petrusların elinden kurtarın!
Kardeşim canı sıkılan dönüyor. Antalya’nın turistik bilmem ne oteli, turistleri hoş tutmak için üç serhoşu çağırıp dandik bir müzik eşliğinde döndürebiliyor. Bir TV kanalı gece yarısı reyting alırım diye iki elemanını döndürüyor. Dönün bakalım…
Tam bu işleri seçilmiş belediye başkanları düzeltir diyeceğiz, bakıyorsunuz belediye reisi de İstanbul’da düzenlediği programa dönenleri çağırıyor… İstanbul’da dönüyorlar, İzmir’de dönüyorlar, Londra’da dönüyorlar, New York’ta dönüyorlar…
Ülen kardeşim, bu işin hiç gizemi falan kalmadı. İki sene sonra kimse yönünü dönmeyecek haaaaa! “Ben biliyorum, çıkıp dönecekler” deyiverecek birileri. Bırakın sağda solda dönmeyi, sadece belli tarihlerde, ehli tarafından ve Konya’da yapılsın bu gösteriler. Bakın bakalım gizemi, geleni gideni…
Patent alın bu işe. Kimse başka gayelerle yapamasın. Sonuçta bu bir gösteri ve Konya’ya ait olmalı. Bundan ne kazanılacaksa Konya kazanmalı. Ne başka bir yer ne de başka birileri. Artık suyunu çıkartmayın işin. Sema gösterisi Konya’da ve Mevlana hazretlerinin manevi huzurunda yapılmalı. Çakıldaklı petrusların elinden kurtarın artık Mevlana’yı.
Yav adam yarım hacı olmak için geliyormuş Konya’ya iyi mi? Tövbe estağfurullah. Bu mantıkla yarım umre yapmak için de Hacı Bektaş’a falan gider bunlar. Ne İslam’ın beş şartından birine alet edilsin ne de tamamen din dışı ilan edilsin; Mevlana’ya adam gibi bir konsept hazırlansın. Onun dışına çıkılmasın. Gelen ne için geldiğini bilsin. İzleyen neyi izlediğini idrak etsin. Bizi ortamızdan ayıracak mısınız kardeşim?
Kimse yok mu?
Aldım elime kumandayı önceki gece şöyle bi dolaşayım dedim hangi TV kanalında ne var diye. “Kimse yok mu?” diye bi programa takıldım kaldım. Elim kanalı değiştirmeye gitmedi. Gözlerimden yaşlar hışşadanak akmaya başladı. Anaları ölmüş, babaları terk etmiş üç çocuk. En büyüğü henüz sekiz yaşında. Bir ihtiyar bu yavrucaklara kol kanat germiş. Allah’ım, bırakın ağlamayı hıçkırıklarımı tutamadım…
Anasız babasız, neçe yavrular sağda solda heder olup gidiyor. Elimizden bi şey gelir mi ki, biz de birilerine el uzatır mıyız ki diye meraklandım. Sabahınan kalkıp ilk iş gazeteye geldim. Sordum, ne yapabiliriz diye. Bu işe biraz kafa yoracağım, yardıma muhtaç, sevgiye muhtaç yavrulara sahip çıkmak için…
Bu TV kanalını da, programı yapan kızcağızı da kutluyorum. O kızcağız da benimle birlikte ağladığına göre bu iş TV’ye program çekmenin ötesinde bişey. İnşallah sonu hayır olur…