MHP - KCK ittifakı mı kuruluyor?
MHP Genel Sekreter Yardımcısı Çakmaklı, Bahçeli'nin Diyarbakır'a geleceğini açıkladı. Çakmaklı yaptığı açıklamada PKK'nın şehir yapılanması KCK tutuklularına da tam destek verdi.
KCK davası ile ilgili de konuşan Çakmaklı, "Bunları tutuklu yapmak dünyanın en büyük zulümlerinden bir tanesidir" dedi.
MHP Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bulunan il başkanlarını Diyarbakır'da toplayarak seçim çalışmalarına başladı.
Tüm il başkanlarını Diyarbakır'da toplayan MHP adeta Diyarbakır'a çıkarma yaptı. MHP Genel Sekreter Yardımcısı ve Şanlıurfa milletvekili Muzaffer Çakmaklı, Diyarbakır'a gelerek bölge toplantısına katıldı.
Diyarbakır il başkanı M. Teyyar Karakoç tarafından kapıda karşılanan Çakmaklı tüm partililer ile selamlaştı. Burada bir açıklama yapan Çakmaklı,"MHP'nin iktidarında bu bölgenin sorunları bir daha deşinmemek üzere tamamen bitirelecek. Bu bölgede huzur olacak, iş olacak, aş olacak, birlik olacak ve baraeberlik olacak."dedi.
Bahçeli Diyarbakır'a geliyor
Muzaffer Çakmaklı seçim çalışmaları ile ilgili olarak, "Sayın Devlet Bahçeli daima gelir Diyarbakır'a. Sayın Başbakan'ın talihsiz açıklaması oluyor. Sivas'ın ötesine gidilmiyor diyiyor. Bir tek sanki kendisi gidiyor. Kendisine özel vize varmış gibi davranıyor. Bir başbakana yakışmayan ifadeler kullanıyor. Sayın Devlet Bahçeli Diyarbakır'a gelecek. Diyarbakır'a gelişide uzun süreli olmayacak. Diyarbakır ve Mardin mitinglerimiz var. Bahçeli Diyarbakırlıların şeref misafiri olacak. Diyarbakır'lı kardeşlerimiz kendilerinden bir parça olan Bahçeliyi en iyi şekilde ayarlayacağını biliyorum. Diyarbakır bu bölgenin gözbebeğidir" dedi.
MHP'den KCK tutuklularına destek
Diyarbakır'da görülen KCK ana davasınada değinen Çakmaklı, "Bu haksız bir uygulamadır. Bir kere suçluysa bitir dosyayı hükmünü ver gönder temize. Suçsuzsa, kaçma gibi bir derdi yoksa ki bir çoğu belediye başkanıdır. Bunları tutuklu yapmak dünyanın en zulümlerinden bir tanesidir. Bu bir insanlık ayıbıdır" diye konuştu.
Akif Beki / Radikal
MHP-BDP: Sen imkânsız değilsin
Apo’yu idam sehpasından kurtaran 3 imzadan biri MHP’nindi. Aradan 10 yıl geçti. Yine de hâlâ CHP ile BDP’nin seçim ittifakına girme ihtimali ortalığı ayağa kaldırıyor. İkisi de Meclis çatısı altında faaliyet gösteren legal siyasi partiler. Nasıl izah edersiniz bunu? Ya da hangisi izaha muhtaç; 10 yıl önceki MHP’nin mi, bugünkü CHP’nin mi durumu?
Hayat kalıplara sığmaz, su gibi akacak bir mecra bulur mutlaka. İnsan da hakeza. Gerçekliğin oturduğu denge, çok bilinmeyenli bir denklem. Mantığından sual olunmuyor.
An gelir, ait olmadığınız bir fotoğrafın içinde bulursunuz kendinizi. Yapışır kalır üstünüze. Hapsolursunuz o âna, zoraki parçası yapar sizi o kare. Hayatta bazı şeylerin izahı zordur bu yüzden.
Dışarıdan bakanların hafsalası almaz. İç dinamiklerini anlamak için, durup “Niye” diye sormak gerekir.
O yıldız niye orada?
NTV Bilim dergisinde okudum. Yakınlarda, fizik yasalarına meydan okuyan bir yıldız gözlemliyor astronomlar. Teorik olarak imkânsız, yok hükmünde bir tuhaf nesne. Hesaba kitaba uymuyor çünkü.
R136a1 adlı yıldız, Güneş’ten 265 kat daha ağır. Astrofizik kanunlarına göre bu kütle çoktan kendi kendini imha etmiş olmalıydı. Çünkü en ağır yıldız, Güneş’ten en fazla 150 kat daha ağır olma hakkına sahip. O devasa cüsse ne arıyordu uzay boşluğunda?
Gökbilimciler şaşkın, süper teleskoplar inanamıyor gördüklerine. Hızla bin parçaya ayrılmalıydı çoktan. Teorik hesaplamalar, katiyen var olmaması gerektiğini söylüyor. Ama o cisim güney yarıkürede asılı duruyor işte. Şaka gibi!
Neler gördük
Hayat birden fazla yanıltır hepimizi. Yaşarken kim bilir kaç kez yasalarını ihlal ederiz bilimin, kaç defa karşı geliriz tabiat kanunlarına. Doğmak, yaşarken kendini sürprizlere açmaktır daha baştan.
‘Asla’ demeyin onun için. Bırakın olası bir CHP-BDP ittifakını, MHP ile BDP arasında bir ittifak dahi pekâlâ mümkün. Neden olmasın?
Hâlâ ikna olmadıysanız, yakın geçmişte ne imkânsızlara tanık olduğunuzu hatırlayın.
MHP’nin Apo’yu asmaması imkânsızdı. İdam cezası onların da imzasıyla kalktı. CHP ile MHP, barışmaları imkânsız zıt kutuplardı. 2007 seçimlerinde AK Parti’ye karşı taban ittifakı yaptılar.
Muhtar bile olması imkânsızdı; Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye başbakan oldu.
Eşinin başörtüsünden dolayı Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı olması imkânsızdı.
Çankaya’nın son sakini oldu. Kılıçdaroğlu’nun CHP’ye baş olması imkânsızdı. İşte orada oturuyor.
Şimdi söyleyin; CHP’nin BDP ile ittifak yapması neden imkânsız olsun?
Bir adım daha ileri gidiyorum: MHP ile BDP’yi neden bir ittifak çatısı altında görmeyelim? Zıtların birliği, varlığın en olağan tezahürlerinden biri değil midir?
O yıldız, Güneş’e ve fizik yasalarına rağmen orada duruyorsa, önyargılara inat neden MHP ile BDP bir arada bulunamasın?
Rahmetli Özal’ın tabiriyle, alışırız alışırız, buna da alışırız. Dağdakilerin terk-i silah ile ovaya inişine de alışırız bir gün.
İnsan bu, nelere alışmıyor ki