Milli Eğitim Bakanı Yılmaz İzmir'de
"Bu yıl 20 bin öğretmenin daha alımını yapacağız, ilana çıktık. 10 bin öğretmenin de ağustostan sonra alımını yapacağız"- "Sözleşmeli öğretmenlik sistemine geçtik, bunu yapmak zorundayız ki Türkiye'nin dört bir tarafına kaliteli eğitimi verelim"- "Bütçemi
İZMİR (AA) - Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Türkiye'nin dört bir tarafında kaliteli eğitim verilmesi için sözleşmeli öğretmenlik sistemine geçtiklerini belirterek, "Bu yıl 20 bin öğretmenin daha alımını yapacağız, ilana çıktık. 10 bin öğretmenin de ağustostan sonra alımını yapacağız." dedi.
İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğünü ziyaret eden Bakan Yılmaz, 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri Konferans Salonu'nda okul müdürleriyle bir araya geldi.
Yılmaz, eğitimin, ülkenin en öncelikli konusu olduğunu vurgulayarak, "Sağlıktan, güvenlikten, ekonomiden de öncelikli. Eğitimi hakkıyla verirsek sağlığı da sağlamış oluruz, güvenlik problemini minimuma indiririz, ekonomik sorunları daha kolay çözmüş oluruz. Eğitimi ihmal eden, herşeyi ihmal etmiş demektir." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de eğitime en fazla kaynak ayıran hükümet olduklarını dile getiren Yılmaz, şöyle konuştu:
"Bütçemizin yüzde 20'sini eğitime harcıyoruz. 2002'de milli eğitime ayrılan para 11 milyar lira. O dönemin bütçesinin yüzde 10'una tekabül ediyor. Şimdi 122 milyar lira. Yüzde 20'ye yakın bir oran. Eğitim bütçeden en fazla payı alıyor. Biz gereken kaynağı ayırdık merkezden. Bunu kullanmak lazım. Sağlıklı ortamlarda eğitim verilecek mekanları oluşturmak lazım. Okullar, derslikler yaptık. Bizden önce derslik başına öğrenci sayısı 36 idi, şimdi 25'e düştü. Türkiye'de elhamdülillah çok iyi bir oranı yakaladık. İstisnaları var, önümüzdeki dönemde onları ortadan kaldıracağız. Başbakanımızın talimatı var, daha kaliteli eğitim için tekli eğitime 2019 sonuna kadar geçeceğiz."
- "30 bin öğretmen adayı Milli Eğitim ailesine katılacak"
Hükümetleri döneminde yapılan öğretmen atamalarına dikkati çeken Yılmaz, "560 binin üzerinde öğretmen ataması gerçekleştirdik. Bugün gördüğümüz her 3 öğretmenden 2'sini. Şu anda doğuda öğretmenlerin hemen hemen hepsi bizim dönemimizde atandı." dedi.
Sözleşmeli öğretmenlik sistemine geçtiklerini anlatan Yılmaz, şunları kaydetti:
"Bunu yapmak zorundayız ki Türkiye'nin dört bir tarafına kaliteli eğitimi verelim. Muş'ta diyor ki 'Geçen yıl 3 bin 500 öğretmen atadınız, 2 bin 500, 2 bin 800'ü döndü.' Geriye kaldı 500-600 öğretmen. Yani bir yıllık öğretmenlerle eğitim kalitesinin artırabilmek mümkün değil. Öğretmen, kaliteli eğitim verebilmek için öğrencisini, ailesini tanımalı. Sözleşmeli öğretmenliği çıkardık, en az 4 yıl sözleşme olacak, her yıl sözleşmesi yenilenecek. Sonra performansı iyi olanlar da kadroya geçecek. Geçen yıl bu kapsamda 20 bin öğretmeni göreve başlatmıştık, herkes memnun. Bu yıl 20 bin öğretmenin daha alımını yapacağız, ilana çıktık. 10 bin öğretmenin de ağustostan sonra alımını yapacağız. Geçen yıl 50 bin yeni öğretmeni Milli Eğitim ailemize katmıştık, bu yıl da 30 bin öğretmen adayımızı Milli Eğitim ailemize katacağız."
Kaliteli eğitim için öğretmen başına düşen öğrenci sayısının da önem taşıdığına işaret eden Yılmaz, "2002'de ilkokulda öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 28 idi, şimdi 16. Ortaokulda 18'den 13'e düştü. Öğretmenlerin özlük hakları da önemli. Burada da çok büyük mesafe aldık. 2002'de haftada 15 saat ek ders veren öğretmene ödenen para 635 liraymış, dolar kuruna bakın 409 dolar. Şimdi aldığı 942 dolar. Eskiye oranla yüzde 100'den daha fazla iyileşme." değerlendirmesinde bulundu.
- "Öğretmenlik en itibarlı mesleklerden"
Türkiye'deki en itibarlı mesleklerden birinin öğretmenlik olduğunu vurgulayan Bakan Yılmaz, öğretmenlerin doğuda kanaat önderi olduğunu belirtti.
Yılmaz, öğretmenin saygınlığını üstte tutmak gerektiğini, bu alanda çok büyük şeyler yaptıklarını ifade ederek, "Sözleşmeli öğretmenlikte bir madde koyduk, aile birliği öğretmenin yanında sağlanır. Eşi polis mi, polisin yanına öğretmen gitmeyecek. Kaymakam mı, kaymakamının yanına öğretmen gitmeyecek. Öğretmene bir öncelik verdik. Dolaylı olarak bence bu kanun maddesiyle öğretmene bir itibar sağlandı." diye konuştu.
OECD ülkelerinin eğitimlerine milli gelirden ayırdıkları payın yüzde 5,2 olduğunu anlatan Yılmaz, Türkiye'de ise bu rakamın 5,8'e çıktığını bildirdi.
Yılmaz, "Ancak geçmişte çok büyük açığımız var. İzmir'de 2002'deki derslik sayısı kadar biz derslik yaptık. Yani 80 yıldaki derslik kadar derslik yapıyoruz, 'Eksiklik var' diyorsa bizim dönemimizin eksikliğini biz kabul ederiz. Ama geride kalan 80 yıla hiçbir şey söylemeyecek misiniz? 80 yıldaki öğretmen sayısına da bakın." ifadelerini kullandı.
Öğrenci ve öğretmenlerin sorunlarının çözülmesi anlamında Milli Eğitim yöneticilerine büyük iş düştüğünü, onların "geminin kaptanı", "otobüsün kaptan şoförü" gibi olduğunu kaydeden Yılmaz, "Siz arabayı sallarsanız yolcular rahatsız olur, dosdoğru olursanız herkes memnun olur." dedi.
İlçe ve okul müdürlerinden, her gün en az 5 öğrenciyi aramalarını, velisine okulla ilgili sorunu olup olmadığını sormalarını, öğretmen ve öğrencilerle birebir ilgilenmelerini isteyen Yılmaz, memnuniyet anketleri yapılması gerektiğini de söyledi.
AA
Kaynak: