Milli Savunma Bakanı Işık:

Milli Savunma Bakanı Işık:

"Orta ve küçük ölçekli şirketler, savunma sanayinin bel kemiğini oluşturacak konumda olması gerekiyor"- "Yeni teknolojik imkanlarla donatılmış silahlı kuvvetlere sahip olma arzusu bütün ülkelerin önceliğidir. Türkiye gibi dünyadaki her iki sorundan birini

İZMİR (AA) - Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, "Orta ve küçük ölçekli şirketler, savunma sanayinin bel kemiğini oluşturacak konumda olması gerekiyor." dedi.

Işık, Ege bölgesinde savunma alanında faaliyet gösteren sanayicilerle "Savunma sanayi KOBİ'lerle büyüyor, İzmir Buluşması" adlı programda bir araya geldi.

Ülkelerin en önemli öncelik alanlarının "savunma ve güvenlik" olduğunu belirten Işık, kendini güvende hissetmeyen hiç bir ülkenin geleceğe ümitle bakma imkanının olmadığını vurguladı.

Savunma alanının her ülke için kritik olduğuna işaret eden Işık, şöyle konuştu:

"Yeni teknolojik imkanlarla donatılmış silahlı kuvvetlere sahip olma arzusu bütün ülkelerin önceliğidir. Türkiye gibi dünyadaki her iki sorundan birinin yaşandığı bölgede bulunan ve bu kadar merkez konumda olan bir ülke için de savunma sanayi ve güçlü silahlı kuvvetler bir tercih değil bir zorunluluktur. 100 yıl sonra bölgemizdeki bütün dengelerin yeniden değiştiği, adeta alt üst oluşun yaşandığı şu süreçte Türkiye'nin bütün tehditlere ve sınamalara karşı koyabilmek için mutlaka çok güçlü bir silahlı kuvvetlere ve o silahlı kuvvetlerin de son derece caydırıcı ve güçlü silahlı teknolojiye sahip olması önemli. Bu anlayışla özellikle bütün ülkelerin olduğu gibi Türkiye'nin de çok büyük gayretleri var, bugüne kadar bu noktada önemli mesafeleri aldık."

- Savunma harcamaları

Işık, Brüksel'de gerçekleştirilen bir toplantıda, üye ülkelerin savunma harcamalarını gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 2'sine çıkarmak istenildiğini ve Türkiye olarak da buna uyacaklarını taahhüt ettiklerini söyledi. Fikri Işık, "Savunma harcamalarını birkaç yıl içerisinde gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 2'sine çıkarmayı hedefliyoruz. Bu kadar büyük sıkıntıların yaşandığı bir dönemde, Türkiye'nin bu alana yatırım yapması gerçekten ülkemiz açısından son derece önemli ve hiç kimsenin bu konuda bize söyleyecek bir sözü yoktur, olamaz da. Rakam önemli ama nereye yapıldığı en az harcamanın kendisi kadar mühim. Yani niteliği ve kalitesi...Bunun dışında bu harcamanın savunma alanında bize katkı vermesinin yanında katma değer oluşturması, ekonomiye ve istihdama katkı sağlaması da çok önem taşıyor." ifadelerini kullandı.

Türk savunma sanayisinin her geçen gün gelişmesi ve niteliğinin de artmasının kendilerini çok sevindirdiğini aktaran Işık, Türkiye'nin acı tecrübeleri yaşamış bir ülke olduğuna işaret etti. Işık, ülkenin, 1974 yılında en meşru hakkı olan Kıbrıs Harekatı sonrasında silah ambargosuyla karşılaştığını, bu durumun da kendine yeten bir ülke olmanın önemini ortaya koyduğunu belirtti.

AK Parti'nin, 2002 yılında iktidara gelmesiyle savunma sanayini stratejik alan olarak belirlediğini anımsatan Işık, bu sektördeki üretimleri yurt dışında görmenin kendilerini mutlu ettiğini söyledi.

Özel sektörün olmadığı bir yapının bugünkü dünyada rekabet etmesi ve sürdürülebilir olmasının mümkün olmadığını dile getiren Işık, "Bizim savunma sanayimizin de özel sektörün omuzunda yükselmesi ve dünyada hak ettiği yere gelmesi artık üzerinde en çok durduğumuz konu." dedi.

Milli Savunma Bakanı Işık, şunları kaydetti:

"Orta ve küçük ölçekli şirketler, savunma sanayinin bel kemiğini oluşturacak konumda olması gerekiyor. Bunun yanında bütün yükü sanayicimize, orta ve küçük işletmelerimize yükleyip, 'hadi siz çalışın aslansınız kaplansınız' deyip kenara çekilmek yerine Savunma Sanayii Müsteşarlığı öncülüğünde Endüstriye Yetkinlik Denetleme Projesi'ni başlattık. Bu projeyle küçük, orta ölçekli işletmelerimizi güçlü tedarikçiler haline getirmeyi amaçlıyoruz. Bunun için en önemli sorun alanları gördüğümüz test, sertifikasyon, belgelendirme alanlarında her türlü desteği KOBİ'lerimize sunmayı hedefliyoruz. Arzumuz ve isteğimiz, KOBİ'lerin kurumsallaşmasına yönelik maddi ve manevi destekleri sunmaktır. Bunu yaparken birbirinden kopuk bir anlayışla değil büyük tedarikçinin kendi yöntemiyle küçük şirketleri değerlendirdiği denetlediği bir yapıdan bir merkezi değerlendirme ve denetleme yapısına ulaşmayı düşünüyoruz. Bununla ilgili de önümüzdeki süreçte yoğun bir çalışma yapacağız."




AA

Kaynak:Haber Kaynağı