Doç. Dr. Murat Kayacan
Muhit rüzgarı
Daha önce kaleme aldığım “Aklın yolu” adlı yazıda Muhit adında bir derneğin kurulduğundan bahsetmiştim. Dernek henüz bir buçuk ayını doldurdu ama bu kadar kısa süre içinde epeyce mesafe aldı. Kaymakamlıklar, belediye başkanlıkları ve müftülükler ziyaret edildi. Muhit “dostluk ve okuma grubu” oluşturuldu. Konya İl Sağlık Müdürü ile görüşülüp, tüm Sağlık Ocaklarına “gülümseme içerikli” sloganlar içeren afişler asıldı. Seydişehir yolunda “hatıra ormanı” oluşturuldu. Dünyada kendisi ailesi ve yakınları için dikili bir ağaç bırakmak isteyenler ağacın bakım masraflarını üstleniyor, onlar adına ağaçların bakımı sağlanıyor. Muhit için şöyle söylemek mümkün: “Güleryüzlü bir ciddiyet”
Bedevilik ve medenilik üzerine
Şakir: "A'râb eğer bedevi demekse, Kur’an’da hep olumsuz anılan A'râb sözcüğü ile Allah bedeviliği kötülüyor mu?
Fadıl: Bedevilerin tümü mü eleştiriliyor Kur'an'da, yoksa bazı hal ve tavırları mı? Medenilik demek ki Kur'an'ın önemsediği bir şey. Karşıtlık kavmi değil burada fark ederseniz, coğrafi-kültürel. Entelektüel bir kimliğe sahip olmadıklarına vurgu ile akıl azlığı ima ediliyor gibi.
Şakir: Yani köylüler doğal olarak bir alt kategori gibi.
Fadıl: Belki “aşırı doğallık” denebilir buna. Bu, bazen kültürlenme noktasında insanları yetersiz bırakabiliyor. Zihinleri açık olduğu gibi asabi de, incelikleri anlamada zorlanan ve hepsinden önemlisi de toplumsal ilişkilerde yetersiz kimseler olabiliyorlar.
Şakir: "Doğa ile iç içe olan fıtri değil kabadır." Doğru mu?
Fadıl: Yani Allah'ın rasulüne yönelik davranışları dolayısıyla eleştirilmiyorlar mı? Genellemeler genelde yanlıştır ve bu genelleme de buna dahildir. Doğal olan, hemen her zaman kaba anlamına gelmeyebilir. Fıtrat dediğimiz şey. Hem iyiye hem de kötüye eşit oranda açıktır. Hem güzele hem çirkine.
Şakir: Kur'an'da fıtratın böyle bir kullanımını hatırlıyor musunuz? Kelimenin sözlük anlamı niye ölçü olsun ki Kur'an'daki bedeviliğin fıtriliğini anlamada?
Fadıl: Fıtrat hem şerre hem de hayra eşit açıklıktadır. Kur’an’da bu aynen böyle kullanılır, yanlış mıyım?
Şakir: Bedeviliğin fıtriliği bağlamında düşündüğümüzde sanki bedevi -size göre- fücura yakın bir kesim anlamına geliyor.
Fadıl: Demek istediğim tam anlamıyla şu. Bedevilik ahlaki bir kategoridir. Ontik bir durum değildir. Yani bir kişinin yaptığı işlere bakarak ona bedevi ya da medeni diyebilirsiniz.
***
Yine bedevilik üzerine Tarık ile...
Şakir: Bedevilerle ilgili ayetleri dikkate aldığımızda "Köylülere göre kentliler daha ince insandırlar" mı demek istiyor Kur'an?
Tarık: Evet. Fahruddin Razi diyor ki: “Bedevilik dağdaki meyveler gibi terbiyesiz, kenttekiler ise bağdakiler gibi terbiyelidir.” Halt etmiş.
Şakir: Niye? Böyle bir genelleme mümkün. Dikkate alınacak çok fazla kimse olunca insan doğal olarak incelir.
Tarık: Bu, doğal olanın insanların tabiatını bozduğunu iddia etmek olur.
Şakir: Tabiata biz mi havyanlar mı daha yakın?
Tarık: Elbette hayvanlar ama onlar bizim gibi nankör ve ikiyüzlü değildir.
Şakir: Niye ki? Sözgelimi köpeğe 3 yıl bakarsınız, sonra bir lokantacı eti gösterdi mi nankörlüğü ortaya çıkar ve sizi terk eder. İmtihan!
Tarık: Köpek bundan dolayı cezalandırılmaz ama gülünür sadece.
Şakir: Hayvanlar nankördür işte. Tabii halleri böyle.
Tarık: Şehirde de değişmez ama. Kösedağ’da da böyle Konya ovasında da ve hatta İsviçre sarayında da.
Şakir: Şehirlinin zulmünde bile bir incelik oluyor. Kimse yaşadığı yerin en lüks semtinde yürümekten çekinmiyor mesela.
Tarık: Evet doğru bu; bedevinin bildiği tek nifak tavuk hırsızlığıdır. Ama şehirli binlercesi için eğitilmiştir.
Şakir: Sizin pek köy tecrübeniz olmamış. Malatya'da çalıştığım köyde imam zındık kahvecinin kahvesinde mevlüt okumuştu. Demirci ödemeler vaktinde yapılmadı diye kızıp camiye yaptığı demir kapıyı söküp götürdü. Yine Malatya'nın bir köyünde mirası bölüştürmeyen baba, çocukları tarafından atın arkasına bağlanıp köyde süründürülmüş.
Tarık: Bunlar bir şey mi, annesini doğrayıp buzdolabında saklayan yirmilik kentli kızın yaptığı yanında?
Şakir: Demek ki fücur boyutuyla fıtrilik şehirde de kentte de mevcut. Köy nüfusu az olduğu için onların şerleri göze batmıyor. Saf zannediliyorlar.
Tarık: Birinci yarı doğru ikinci yarı tartışılır.