M. Ali Köseoğlu
Mümkünse Guido gibi rol yap!
Jim Zetz’in haberini izlediniz mi bilmiyorum… Pankreas kanseri; doktorları ölümün çok yakın olduğunu düşünüyorlar… Jim Zetz, duyguları alt üst eden bir işe girişiyor.
11 yaşındaki kızı Josie’ye ‘jest’ yaptığını yazmış bazı medya organları… Nasıl jesttir bu Allah’ım… Duygulanmamak elde değil.
***
Josie için bir düğün konsepti hazırlanmış. Ve gelecekte bu güzel anında yanında olamayacağı kızıyla düğün fotoğrafları çektiriyor Zetz… Kareler o kadar acıklı ki.
***
Hayat Güzeldir filmini bilenler vardır…
1997 İtalyan yapımı bir film. 1930'ların İtalya'sında Guido, karısı ve oğluyla peri masalı gibi bir hayat yaşamaktadır… Sonra İtalya, Alman güçleri tarafından işgal edilir.
Guido, oğlunu savaşın ve Nazilerin dehşetinden uzak tutmak için, bu yıkımı bir oyun gibi göstermeye çalışır… Ölüme giderken bile; oğluyla oyun oynamaktadır…
***
Babam ve Oğlum’da da yaşadık bunu…
Gördüğü işkence ve yattığı hapisten sonra sağlığı bozulan Sadık, hastalığının ölümcül olduğunu anladığında oğlu Deniz'i, annesinin ve konuşmadığı babasının yanına götürmekten başka bir yol bulamaz. Bir yandan da oğlunu kendinden uzaklaştırmaya çalışır; ölümüne hazırlar.
Babasıyla konuşmaya başladığı şu sahneler hangimizin düğümlerini çözmedi?
-Hayat devam edecek, birileri yeni kitaplar yazacak okuyamayacaksın, yeni filmler çekilecek izleyemeyeceksin, sevdiğin bir şarkıyı bir daha dinlemek isterken dinleyemeyeceksin... Bunlar kolay, alışır insan; ama onu büyürken izleyememek, yanında olamamak, ilk kız arkadaşını göremeyecek olmak… Baba! Yüreğim yangın yeri gibi biliyor musun? Gözü arkada kalmak böyle bir şey galiba... Kaç gündür onu itmek istiyorum bana sarılınca, beni sevmesin diye kaç gündür uğraşıyorum ama yapamıyorum... Onun hayatında yutkunamadığı bir yumru olacağım için de kendimden nefret ediyorum! Ona bir oda ver baba, bir evi olsun, ama zaman zaman da çıkıp gidebileceği bir ev... Ona söylemek istediğim o kadar çok şey var ki…
***
İşte Jim Zetz’in yapmaya çalıştığı da bu… Ölüme giderken, kızına masallar anlatmaya devam ediyor… Oldukça sağlam ve hayatın içinden bir dram…
***
Seçimin ardından yüreğimizi bir Pamir çığlığı sardı… Tüm Türkiye olarak, 3,5 yaşındaki Pamir’in anne-babası olup bekledik. Bulunması için dualar ettik.
Burada da yüreğimiz yıkıldı; kaybolduktan bir gün sonra yan villanın havuzunda Pamir’in cesedi bulundu… Pamir’in babasının sesi nasıl kısılmışsa öyle kısıldı sesimiz.
***
Allah’ım bu dram bitmez mi?
Kars'ta 9 yaşındaki Mert Aydın kaybolmuş… Aramalar aramalar…
Uzun, kırmızı çığlıklar. Her anne kendi çocuğu bildi Mert’i de…
Her babada aynı çaresizlik…
***
Sonra onun da cesedi bulundu. Demek ki bazılarına insanlık uğramamış.
Küçücük cana kasteden nasıl bir mahlûktur Allah’ım… Çığlıklarımız düğüm düğüm. Sana havale ediyoruz her zamanki gibi.
***
Derken Mısır’dan geldi bir tokat daha incinmiş yüreğimize… Müslüman Kardeşler üyesi 529 sanık idama mahkûm edilmiş…
Arif Nihat Asya’nın ‘Dua’sı var dudaklarımızda:
Biz, kısık sesleriz... minareleri,
Sen, ezansız bırakma Allahım!
(…)
Kahraman bekleyen yığınlarını,
Kahramansız bırakma Allah'ım!
Bilelim hasma karşı koymasını,
Bizi cansız bırakma Allah'ım!
***
Duydunuz işte: Dün Sarayönü’nde meydana gelen kazada 10 kişi bir anda öldü… Onlarca ocağa ateş düştü. Minibüs şoförü Osman Demirkol, gazetemiz yazarı Nimet Dönmez’in halasının oğluymuş…
Nimet abla “Çok zor, hiç beklemiyorduk ama hayatın gerçeği bu” diyor.
Merhum olan 10 kişiye Allah’tan rahmet, diğer acılı ailelerle birlikte Nimet ablamıza da başsağlığı ve sabır diliyoruz…
***
Guido gibi rol yapmak çok güç… Hayat karşısında tüm donanımlarımızın çaresiz kalacağı anlar var…
Ve acılar bizi nasıl da aynılaştırıyor…
Jim Zetz’in Amerikalı olması, Pamir’in ailesinin Aleviliği, Mert’inkilerin Sünniliği, 529 idam kararının Mısır’dan gelmesinin bir önemi yok. Trafik kazasında kaybettiğimiz 10 kişi, sanki kendi ailemizden, hanemizden biri.
***
Anlıyoruz ki sahip olduğumuz her şey, bizi terk etmek için sabırsızlanıyor.
Hayatta en önemli işi kendimizin yapmadığını anladığımızda ise çok geç oluyor.
İnsan olmayı, adam olmayı becerdiğimizde anlıyoruz:
-Ölümün hepimizi eşitlediğini…