Durali Göğüş

Durali Göğüş

Müsilaj Oluşturan Kafalar

İnsanoğlunda haraketli, hızlı, sınırsız ve yoğun çalışan zihinsel yapı mevcuttur. Zihinsel fonksiyonumuz aynı nefes alıp verdiğimiz akciğerlerimiz gibidir. Zihnin çalışmadığı durduğu duraksadığı bir an olamaz. Zihin zamanın adeta saniye çubuğudur. Duraksarsa dakika durur dakika durursa zaman ilerlemez. Zihinde anlık duruma göre istikamet ve frekans değiştirip hemen ilgi ve o anki vaka ya da işe odaklanması adetullahtantır. Gün içerisinde binlerce, milyonlarca tefekkür ve amel icrası içerisindeyiz. Hayatın içinde mutluluk, huzur ve sevinç var. Acı, hüzün, kargaşa var. Şaşkınlık, hayret var. Neşe, heyecan var. İnsan o anlık reflekse göre olumlu veya olumsuz durum alır. Bazen sessiz sesiz ağzı açık öyle bakar kalırız! Dedik ya zihin her akışı anında hemen algılar.

Bir siyasi lider çıkar/çıkarılır ülke yönetimine talibim iddiasında. Hakkıdır garip olan bir durum yok doğaldır. Acele edip ön yargı ile bakılmamalı. Bizde öyle düşünüyoruz. Amma velakin zamanla anormal durumla da karşılaşma ihtimalimiz de söz konusu. Sloganı, düşün peşime, ben iyi yönetirim iddiasında. Eyvallah güzel bir niyet. ülkesine ve milletine yönetimde, kendini yetişmiş görüp cesaretle talip olması alkışlanacak bir durum. Yalnız bu zatı muhterem kendi aklıyla değil de üst akıllara kiralanmış kafası ile sahneye çıkmışsa sıkıntı burada. Artık o akıl başlar zırvalamaya, saçmalamaya hatta gülünç duruma düşmeye. Dudaklardan dökülen sözler bir başka zihnin pleybek robotiğe dönüşmüş halidir. Kendi aklının planları, projeleri ve söylemleri değildir. Önüne konan not da, yazılan ya da prompterideki senaristin söylemseme durumudur.

Geçenlerde ülkenin gurur tarihinden bir gün 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlama töreni. Yer anakent İstanbul. Liderim havasında bir hanımefendi. Davette onur konuğu ve yanında bir jön. Yerel başkan manken edası duruşunda. Görünürde hanım parti başkanı elinde mikrofon. Söylem olarak kafa kiralanmış küresel söylemde bir coşku zirvede. Bir anda çağ açıp kapatan peygamberimizin müjdesine mazhar olan Sultan Fatih’e benzetilen tipi bizden çipi batıdan manken. Neler çıkmadı ki o ağızdan. Diğer seçmen kitlesini Bizans’a benzetmek. Diğer partiyi haçlılarla eş değer görerek zafer kazanan jöne övgüler sıralayıp kabartma hareketi. Anlayacağınız ağzından çıkanı kulağı duymayan talihsiz bir sağlık sorunu. Hanımefendi çoşar da jön durur mu? O da ecdada meydan okurcasına .Sahnede öz kültürün çocukları efeler arkada ayakta önde Fransız gavurunun vals dansı ile ihanet eder Kanunu Sultan Süleyman’ın fermanına. Bu nasıl millilik? Bu nasıl ecdada saygısızlık? Bu ne hadsizlik! Anadolu tabiriyle bu duruma düşmüş zavallı kişiliklere güler misin ağlar mısın?

Batı kovboyu Biden amcalarının havuzunda beslenen benzeşmezlerin toplanıp seçtirdikleri jönü, Bizans’ı tarihe gömen Fatih ‘e benzetmesi tam bir hadsizlik!. Halkın vicdanında. Bu nasıl bir kindarlık, nasıl ecdada saygısızlık? Nerden buluyorsunuz bu cesareti? Dönün 15 Temmuz’ a bakın. Dürüstçe ülke, millet, ümmet ve insanlık için yapacaklarınızı anlatın. İçi boş kafanız Biden amcanız kontrolünde. O kıt olan sınırlı aklınızla sessiz olun gölge etmeyin yeter! Sahillerde, yatlarınızda ve meyhanelerde yiyin, için uyuşun uyuyup kalın. Ağzınıza geleni salmanız, BIDEN havuzunda oluşturduğunuz siyasi müsilaj çöplüğü sizinkisi. Sadece burada mı? Yunandan kurtuluş kutlama gününde ecdadın denizde boğduğu düşmandan arta kalanlar var sanki bu güzelim beldelerde. Düşmanın bayrak rengi kıyafetli sirtaki dansı gösterisi ile adeta milletle alay etmesi. Yine güzel bir ilçemizin kurtuluş gününde aynı zihinsel sümüksüler. Maraş’ta Sütçü İmam’ın diriliş meşalesine ihanet içindeler. Çapsız Yobazlar Devri Densizleri kokoşların çarşafa el uzatma hadsizliği. Ne kadar ‘’didon’’ varmış? Vakit yetmez bunları sıralamaya ama devam edelim. Giriş bölümünde dedim ya zihinsel saniyemiz çalışır ve durmuyor işte. Devam;

Gene aynı havuzdan batı kültürü ile yemlenen, sanatçıyız iddiasındaki ayyaş kafanın acizliğine ne demeli? Neymiş efendim bu ülkede 70 yıldır dindar (İslâm) kastedilen Müslümanlara rağmen çarpışarak tiyatro icra etmişlermiş. Diyor ki biz batının Hristiyan ve Siyonist kültürünün gönüllü yerli kültürü saran müsilaj kirliliğiyiz. Adam çıkmış ahirete intikal eden mevtanın meyhanede kafa çekiyorlar iddiasında.

-E sen ne duruyorsun? Hadi sende git meyhanede bir eksik varmış. Ekip sensiz olmaz diye feryadı figan ediyorlarmış. Git hadi meyhanedeki tiyatroya yetiş. Orda gerçek tiyatro var. Rol yok, yani her şey hakikat. Bizde yalan da yok hilaf ta der Teyo dayı.

Bir de şu fondaş medyanın program manşetlerine takılan, din karşıtı kronik sol sümüksü zihinler hareketlendi. Neymiş efendim. Yargıtay’ın diyanet başkanının duasıyla açılması, rejim için tehditmiş. Erbakan Hocamın deyimiyle ‘’Hadi ordan, hadi ordan’’ batının taklitçi çürümüş zihinli maaşı dolarlıları. Elin gavuru papaz önünde İncil’e el basarak dua eder göreve başlar. Bu onları kutsar. Yahudi Tevrat üzere yemin eder, onları kutsar ,ülke yönetmeye yemin içer. Biz de ise Yargıtay açılışında dua ,yerli çapsız jönleri krize sokar. Bir yerlerini yırtarcasına bağırıp çağırmalar hoplayıp zıplamalar. Yahu siz nasıl batıcısınız bir bakın onlara. Bir kere olsun batının doğrusunu referansınızda isabet ettirin. Siz nesiniz Allah aşkına? Yanlışta gidiyorsanız da yanlışta dürüst olun.

Halkın egemenliğini sarmaya çalışan küreselcilerin içerdeki siyasal müsilaj kirliliğinin çözüm yolu;

Millet, önüne konacak sandıkta, iradesi ile Osmanlı Tokatı atacak kudret ve cesareti bulacak bilince ve sevdaya sahiptir.

Vesselam…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum