İslam’a göre bütün insanlar; sorumluluk, güvenlik, adalet, toplumsal yardımlaşma, iyi komşuluk, mal güvenliği, söz ve antlaşmalara bağlılık gibi konularda müşterek haklara sahiptirler.

İslamî bakış açısında insan değerli bir varlıktır.(İsra, 70). Hangi coğrafyada doğarsa doğsun, bütün insanlar hür, onurlu ve haklar bakımından eşit doğrarlar. Çünkü insanlar; hayatta ve ölümde, haklarda ve borçlarda, kanun önünde ve Allah huzurunda, dünyada ve âhirette eşittirler. 

İslam, insanların birbirlerine karşı herhangi bir üstünlük unsurunu doğuştan beraberlerinde getirdikleri anlayışını kesinlikle kabul etmez. Bütün insanlar Allah’ın birer yaratığıdır ve hepsinin kökü birdir.

Allah’a davet metodu hikmet ve şefkat üzere olmalıdır (Nahl, 125). Şiddet ve kabalıktan uzak durulmalıdır (Âl-i İmrân, 159). İslam’ın ana hedefi tüm insanlık için rahmet ilkesini gerçekleştirmektir (Enbiya, 107).

Hz. Peygamber (a.s) kadın ve erkeğe bir bütün olarak bakmıştır. İnsanın hukukunu bir esasa bağlayarak her iki cinsin Allah katında sorumlu olduğunu bildirmiştir. Toplumu kadına karşı işlenen şiddet gibi kötü uygulamalardan alıkoyma yolunda büyük mücadele vermiştir.

İslam dini haksızlık karşısında misliyle hakkın alınabileceğini ortaya koymakla beraber affetmeyi ve bağışlamayı teşvik etmektedir (Şûra, 40; Fussilet, 34). İslam adalet ilkesine vurgu yapmış ve başkalarının hukukunu ihlal etmeyi (Mâide, 8; Nisa, 58; A’râf, 85); sözleşmelere bağlı kalmayı emretmiş, hıyaneti ve zulmü ise yasaklamıştır (Nahl, 91).

İslam, hayata hak ettiği değeri vermiş, dolayısıyla savaş anında bile; savaşmayan kişiler, din adamları, siviller, çocuklar, yaşlılar, hastalar ve kadınlar öldürülmez, onların mallarına el uzatılmaz. Haksız yere bir cana kıymak tüm insanlığı öldürmek kadar günah sayılmıştır.(Mâide, 32).

İslam dini her alanda dengeli davranmayı ve itidal çizgisinden ayrılmamayı emreder (Bakara, 143). İslam dini her türlü şiddet ve aşırılığa karşıdır. Hak mücadelesi verirken mutlaka ahlaki olan araçlar kullanılmalıdır. Amaç hiçbir zaman her türlü aracı mubah kılmaz.

Müslümanın gayrimüslimle ilişkisinde esas olan barıştır. Karşı taraftan saldırı olmadıkça onlara saldırılmaz. Onlara karşı yapılması gereken ise; sevgi, adalet ve iyilikle muameledir.(Mümtehine, 8; Bakara, 193).

İslam dini kaynağı ve şekli ne olursa olsun her türlü terör ve şiddete karşıdır. Çünkü terör ve şiddet eylemleri haksız yere cana kıymakta ve kâinatta fesat çıkarmaktadır.

Zulme karşı mücadele mutlaka meşru araçlarla olmalıdır. İslam her türlü şiddet ve terörden uzaktır. Allah tarafından kalbi nurlanan hiçbir Müslüman terör eyleminde bulunamaz, şiddete taraf olamaz.

Her kademede sorumluluk sahibi bulunan Müslümanların İslam’ın barışa ve insan haklarına verdiği önemi tüm dünyaya ilan etmeleri gerekir. Bu konuda her türlü iletişim araçları en iyi şekilde kullanılmalıdır. Şiddet ve terörden uzak ve güvenlik içinde yaşama konusunda ümidimiz bu ümmetin âlimleridir. Yüce Allah bu ümmete maddi ve manevi ilerlemeyi kolaylaştırsın, şiddet taraftarlarının şerrinden korusun ve bu ümmeti aziz eylesin.