Prof. Dr. Ali Akpınar
Müslümanın Tatil Anlayışı
Bizim tatil anlayışımızı belirleyen Kur'ân şöyle der: "Bir işten boşalınca, yeni bir işe giriş ve sadece Rabbine yönel." (94/7-8) Evet, iman adamı her zaman bir iştedir. Zira onun gerçek anlamda istirahat edeceği yer cennettir. Bu dünya onun için bir sınav yeridir, sınavda ise boş durmak ve gaflet içerisinde olmak uygun düşmez. Müslüman her zaman hayırlı bir iştedir. O, hayırlı bir işte yorulur, bir başka hayırlı işte dinlenir. O, dinlenirken de dinden uzak kalmaz. Sözgelimi onun uykusu bile, yorulan vücudunu dinlendirip, hayırlı işlere hazır etmek içindir. Onun gezmesi tozması da öyle.Elbette Müslüman da insandır. Her insan gibi o da yorulur ve onun da dinlenmeye hakkı vardır. Ama müslümanın dinlenmesi, gezmesi ve eğlenmesi de müslümanca, ona yaraşır bir biçimde olmalıdır. Bu yüzden iman adamı, tatil yapacağı yeri ve çevreyi belirlerken seçici olmak zorundadır.Büyük Kur'ân müfessiri İbn Abbas, tefsir, hadis, fıkıh çalışmalarından yorulduğunda, "Getirin benim şiir kitaplarımı da onları okuyarak dinleneyim" dermiş. Hayırlı bir işte yorulan beynini, yine bir başka hayırlı işle dinlendirirmiş.Hz. Peygamber, "İnsanların çoğu şu iki nimette aldanmıştır: Sağlık ve boş vakit" buyurur. Vakit, azizdir. Azizlik ise, önce Yüce Allah'ın ismidir, sonra peygamberinin adıdır ve Müslümanlar da azizdir. İşte Aziz olan Yüce Allah tarafından müslümana emanet olarak verilmiş olan vakit de azizdir. Vaktin aziz oluşu, Aziz Allah'ın ölçüleri doğrultusunda kullanmakla gerçekleşir.İslam'da vakit harcamak yoktur, vakti öldürmek asla. Hz. Peygamber, "Zamana sövmeyiniz, zira zamanın sahibi Allah'tır" diyerek hem zamanın önemine dikkat çeker, hem de zamanı kötülemenin doğru olmadığına. İmam Şafii, işledikleri suçları zamana yükleyenleri şöyle uyarır:"Biz insanlar yok mu biz insanlar, suçu bizler işleriz, sonra da zaman kötü diyerek suçu zamana atarız. Hiçbir hayvan bile kendi cinsini yemezken, bizler birbirimizi yeriz, sonra da suçu zamana atarız.."O halde tatillerimizi, sırf zaman öldüren araçlar haline getirmekten kurtarmalıyız ki zamanın katilleri olmayalım. Müslüman, her yerde ve her zaman Yüce Allah'ın kuludur, O'na bağlıdır ve O'nun kontrolü altındadır. O, iki günü birbirine denk olan zarardadır anlayışı ile her gününün, her ânının hakkını veren kimsedir. O, her geçen günün bir daha geri gelmeyeceğinin bilincinde, onu en iyi bir biçimde değerlendirmeye çalışır. Günün bitiminde, Bugün Allah için ne yaptın, sorusuna vereceği çok hayırlı cevapları vardır onun. Zamanın bütün dilimleri değerlidir ve önemlidir. Zamanın hiçbir parçası günah ve işret alemlerine dönüşmemelidir. Tatillerimiz, Müslümanlığımızı tatil ettiğimiz, kulluğa ara verdiğimiz ânlar olmamalıdır. Yapacağımız işin, bize tanınan süreden çok daha fazla olduğunun bilincinde, zamanı aziz etmeye çalışalım ki iki dünyada da aziz ümmet biz olalım.