Seyit Küçükbezirci
‘MÜSTEVLİ DÜŞMAN’I, ‘‘VATANIN İSMETİ’’NDE BOĞMAK İÇİN SAMSUN’A ÇIKIŞ
Bugün bir yıldönümü… 19 Mayıs 1919 günü Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘karargahı’nı oluşturan, 23 ‘zabitan’ ve 25 ‘er ve erbaş’ın Samsun’a çıktığı ‘‘mübarek gün’’…
Bu gün, ‘‘Müstevli Düşman’ı, vatanın ‘harim-i İsmeti’nde boğmak için ‘şart olan’ savaşı başlatmak için 48 kişiden oluşan heyetin Samsun’a ayak bastığı gün
Muhteşem Türk Tarihi’nin tek ‘Cumhuriyet’inin kurulmasına vesile olacak çıkışın 95. Yıl dönümü. Mübarek olsun. Bu ‘Mübarek Kalkışma’ için ‘amma, lakin fakat’ diyenlerin Allah taksiratını affetsin.
O GÜNLERİ HAYAL ETMEYE ÇALIŞMAK VE DÜŞÜNMEK, DEĞERİNİ BİLMEK İNSANLIK BORCU
Okuma yazma bilen, okul yüzü gören herkes Türk Milleti’nin Bağımsızlığa giden yol haritasını bilir. Bilmesi gerekir, unuttuysa da hatırlaması gerekir.
Gazi Mustafa Kemal Heyetini’nin Samsun’a çıkışı, Amasya Tamimi, Erzurum Kongresi, Sivas Kongresi, Heyet-i Temsiliye’nin Ankara’ya gelişi, 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışı ve ‘‘Bir milletin topyekün savaş’’a girmesi…
Fazıl Hüsnü Dağlarca, Erzurum Kongresi ile Türk Milleti’ni ‘Delice Böcek’e’ benzetir, ‘Sivas Kongresi’ndeki Milleti de ‘Sivaslı Karınca’ya’ ile 1957’de basılan ‘Delice Böcek’i üç gündür yeniden okuyorum…
TÜRK MİLLETİNİ TEMSİL EDEN ‘DELİCE BÖCEK’ İLE ‘SİVASLI KARINCA’NIN KORKUNÇ DÜŞMAN GÜCÜ VE VARLIĞINA KARŞI’ DAĞLAR GİBİ BİSMİLLAH’I VAR
Ege’de zeybekler ‘dağdan inip’ silaha sarılmıştır… Antep’te, Maraş’ta ‘Mulla’nın altında doru kadana’ Fransız kurşunu geçmez adama’ diye türküler çağrılmaktadır.
‘‘Emperyalist Düşman’’ çizmesi altındaki ‘Aziz Topraklar’da yağmur gibi peş peşe kurulan ‘Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri’ direnişe hazırlanmaktadır. 28 Mayıs 1919 günü Gazi Mustafa Kemal Atatürk tüm ‘Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri’ne bir ‘genelge’ gönderir; İzmir’in işgalinin protesto edilmesini ister; ‘Tüm Anadolu’da 96 miting gerçekleştirilir.
‘‘İLK VE EN BÜYÜK PROTESTO MİTİNGİ’’ KONYALI KADINLARDAN
Konyalı Kadınlar, erkekler kadar; belki onlardan daha çok işgale direnmek ve savaşmak babında kararlıdır. Birinci Dünya Savaşı’na, ‘Osmanlı’ olarak katılan 2 milyon 8 yüz 50 bin askerin içinde kum gibi evladı, babası eşi vardır…
Hatırlamakta fayda var… Dünyanın gördüğü en büyük 5 savaştan biri olan ‘Birinci Cihan Harbi’nde, ‘Osmanlı Kayıpları’ 975 bindir, bunun 325 bini şehit, 400 bini yaralı, 250 bin esir ve kayıptır.
Dikkat edin; Osmanlı nüfusu 1919’da 14 milyon 630 bin kişidir.
Bundan 55 yıl önce, Konyalı Kadınlar’ın Seferberlik ve Kurtuluş Savaşı yıllarında yaktıkları türküleri derledim… Zehirden acı türkülerdi ama içlerinde müthiş bir direnç ve umut taşıyorlardı… Babası yedi yıl Çanakkale’de ve muhtelif cephelerde harp etmiş anam, Kurtuluş Savaşı sıralarında Konya’da yakılan bir türküyü ikide bir söylerdi: ‘‘Yine şahlanacak Türk Kurtuluş Kuşu/ Ordular saracak parpın yoksunu/ Avrupayı sardı barut kokusu/ Tecrübeler görmüş Başkanımız var’’…
Yerim çok dar ‘O günler’i yazmak şöyle dursun, satırbaşlarıyla sıralayacaksak böyle yüz gazeteyi doldurur. Kurtuluş Savaşındaki Konya Kadınları’ndan söz açmak istiyorum. ‘‘Anadolu Kadınları Müdaafa-i Vatan Cemiyeti’’ 7 Aralık 1919’da Sivas’ta kurulur. Konyalı Kadınlardan hemen onun şubesi olarak faaliyete geçer. 8 Ocak 1920’de ‘‘Anadolu Kadınları Müdaafa-i Vatan Cemiyeti Konya Heyet-i Merkeziyesi’’ Şerafettin Camii önünde 5 bin kadının katıldığı bir protesto mitingi yapar. Okunan mevlidden sonra işgalcilere karşı bir protesto beyannemesi yayınlanır. Yrd. Doç. Dr. Ahmet Avanos ‘‘Milli Mücadele’de Konya’’ kitabında, Konya kadınlarının mitingi için ‘Öyle tahmin ediyoruz ki bunun Milli Mücadele’de başka bir örneği yoktur’’ der…
Konya’da kadınlar mitinginden başka dört miting daha yapılır; 2 Ocak 1920’de Alaaddin Tepesi’nde yapılan 3. Mitingde 15 bin Konyalı vardır. O zamanki Konya nüfusunu düşünün, bu sayıyı düşünün, neredeyse yürüyebilen üç Konyalı’dan biri yollara düşmüştür.
19 MAYIS 1919’DA SAMSUN’A ÇIKANLARI TEK TEK ANALIM:
İÇLERİNDE MUSTAFA KEMAL PAŞA İLE BİRLİKTE İKİ DE KONYALI ÇAVUŞ VAR
19 Mayıs 1919’da Gazi Mustafa Kemal Atatürk2le birlikte Samsun’a çıkanların en sağlıklı, araştırmaya dayanan listesini, tarihçi Murat Bardakçı, 22 Mayıs 2005’de Hürriyet Gazetesi’nde, ‘‘İşte 19 Mayıs Gerçeği: Bandırma Vapurunda tam 48 kişi vardı’’ başlıklı yazısında verir… Heyetle birlikte Samsun’a çıkanların yanında 25 de ‘er ve erbaş’ vardır; bunların adları, sanırım, ilk defa yayınlanmıştır. 25 er ve erbaşın içinde ‘‘Mustafa oğlu Kemal Çavuşla birlikte’’ Kemal oğlu Mustafa Çavuş da vardır. İkisi de Konyalı’dır.
Gerçekten çok ilginç, çok düşündürücü; heyette 3 Konyalı Dokuzuncu Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa, Çavuş Kemal ve Çavuş Mustafa…
MUSTAFA KEMAL DİYOR Kİ: ‘‘BENİM DOĞUM TARİHİM 19 MAYIS 1919’DUR…
19 Mayıs ‘Milli Bayram’ olarak, çıkarılan bir yasayla ‘Gençlik ve Spor Bayramı’ olarak ilk defa 1938’de kutlanır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk; ‘‘19 Mayıs benim doğum günümdür’’ der. 19 Mayıs törenlerine sadece bir defa katılabilir.
Bugün hem Mustafa Kemal Atatürk’ün doğum günü; hem Kurtuluş Savaşı’nı başlatmak için Samsun’a çıkışın ilk günü ikisi de kutlu olsun.
BU BAYRAM TÜRK GENÇLİĞİNE GAZİ MUSTAFA KEMAL’İN ARMAĞANI
20 Haziran 1938’den beri ’19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’ Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gençliğe bir armağanı.
Bu ‘Büyük Armağan’dan önce de, 20 Ekim 1927’de, ‘Ey Türk Gençliği’ diyerek, ‘Birinci Vazife’ olarak, ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmek’ görevini, Türk Gençliği’ne vermişti.
Ben ‘‘elli defa, üç yüz defa okudum’’ demeyin. ‘Günün mana ve ehemmiyeti’nden dolayı bir kez daha okuyun bir kez daha okuyun… Sonra da Samsun’a bugün çıkanlar için; Kurtuluş Savaşı’nda emeği geçenler için, Türk Ordusu’nu ‘dünyanın en büyük altıncı ordusu yapanlar için; ‘Türk Ekonomisi’nin ‘Dünyanın en büyük 16. Ekonomisi’ yapanlar için; Türkiye nüfusunu 76 milyona ulaştıranlar için bir Fatiha okuyun.
Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927