2 milyondan fazla ve her biri bir araba ağırlığındaki kaya bloglarından yapılmış bir yapıdan bahsedeceğim bu hafta: Keops Piramitleri.

Hep merak ettiğim şey böyle bir şeyin neden yapıldığıdır. Bir ‘baba’ tepkisi veririm hatta; “Ne gerek var?”

Neyse.

Hanedanlığın 2. Firavunu Khufu’nun Piramitlerin yapımı için emir verirken, kendisi ölene kadar tamamlanması gerektiğini de emretmiş. İzlediğim bir belgeselden böyle bir detay hatırlıyorum. Şaşırtıcı.

Keops Piramitleri 2 milyon tane blogtan oluşuyor. Acaba Mısırlılar bu blog şekillendirme işini nasıl yaptılar? Hadi yaptılar o tekniği, o günün şartlarında nasıl bir şey düşündüler. Cidden hayret edilesi bir konu…

İnşaat için bloglara şekil verdiler diyelim, nasıl taşıdılar tonlarca taşı? Piramidin ne kadar dik olduğunu görüyoruz, antik ustalar en dik kısma nasıl taş koydu? Yani neresinden bakarsak bakalım, acayip bir işçilik var. Bir gizem var. İnanılmaz bir deha ve kas gücü var.

Firavun Khufu’nun istediği şey öldüğü zaman bedeninin korunmasıymış. Yani bir Firavun nelere kadir görüyorsunuz. Bi’ acayip işler. Ruh gitmiş beden kalsa ne olur oysa değil mi?

Bilim adamları uzun yıllardır bunun hikmetini arıyorlar. Önemli açıklamalar var. Lahitler inceleniyor, antik Mısır’a dair şeyler okunuyor, alandaki çalışmalar değerlendiriliyor… Henüz Piramitlerin nasıl yapıldığı, neden bu kadar gösterişli bir şey yapılmak istendi bunlar sır. Mimarlık tarihinde başka bir örneği olmayan bir yapı…  

Bununla alakalı araştırınca bir sürü şey buluyorsunuz. En dibinde Firavunun bedeninin saklı olduğu bir lahit olduğu söyleniyor. Lahidin olduğu yer 5 metre yüksekliğindeymiş. Antik Mısırlı mühendisler artık nasıl bir işçilik örneği göstermişlerse bugün hala tam bir çözümlemesi yok.

Tabii biz buradan ne anlamalıyız? O döneme ait eşsiz bir iş ortaya koymaları, piramit için yaptıkları müthiş çatı tasarımı, o günün koşullarında saatlerce taş dövmeleri, şekil vermeleri… Devasa bir şekilde takdir edesim geliyor bu konuyu ne zaman düşünsem ya da konusu açılsa.

Ama öte yandan da içimden bir ses gerek yokmuş diyor. Bu bir Türk tepkisidir efendim. Özellikle kız çocukları iyi bilirler. Babadan bir şeyler için izin alırken önce bi’ duyduğumuz, “Ne gerek var kızım?” cümlesi vardır. Ben de bu Piramitler hakkında bir şeyler okur bir şeyler izlerken içimden bunu geçiririm genelde.

Hiç gerek yokmuş. Tamam önemli bir eser, bilmem kaç yıldır konuşuluyor bunlara lafımız yok. Ancak bir fani uğruna bunca çaba bana makul gelmiyor.

Toprak olan Firavun bedeni de bunu gittiğinde anlamıştır. Bu yazımızın neticesinde de dünyanın yalan oluşunu hatırlatır iyi günler dileriz.