Takımın korkak futbol oynadığını, bu futbolun göze hoş gelmediğini, bu şekilde oynadığımız zaman puan kayıpları yaşayacağımızı defalarca söyledim. Her söylediğimde Nurullah Hocayı savunanlar oldu. Anadolu takımı için ideal hoca olduğunu, Nurullah Sağlam’dan başka bir hocanın bu kadar uyum sağlayamayacağını söyleyenler oldu. Geçen sene hiç beğenilmeyen Aykut Kocaman ile ne farkları var. Aykut Kocaman kendine göre bir sistem kurmuş, takımlarını bu sistem içerisinde oynatıyor. Yenemiyorsan  yenilmemeyi hedefleyen bir anlayışla takımını hazırlayan, ayağa oynayan bir sistem içerisinde oynatan bir hoca. Nurullah Sağlam’ın sistemi nedir diye sorsanız kimse cevap veremez. Kendi sahamızda rahatlıkla kazanmamız gereken maçlardan çok puan kaybettik. Bu kaybettiğimiz puanlar tamamen sistemsizliktendir. Takımda kimin forvet oynayacağını bile söyleyemiyoruz. Oyuna tek forvet çıkıp son dakikalarda üç dört forvetle çırpınıyoruz. Erciyes maçında da bunu yaparken az daha maç gidiyordu. Emre Toraman’ın şutu direkten döndüğünde herkes maçı kazanmayı bir kenara bırakıp bu maç böyle bitsin demeye başladı. Her maçta bu olay başımıza geliyor. Son dakikalarda şuursuzca saldırırken kalemizde çok pozisyon veriyoruz. Ama hocamız bunları göremiyor ve önlemini almıyor. Basın açıklamaları zaten klasikleşti: maçta istediğimiz sonucu alamadık, önümüzdeki maçlara bakacağız. Bu alışılagelmiş baştan savma açıklamayı değiştirecek bir Allah’ın kulu yok mu? Kimse ben taktiksel olarak şu hatayı yaptım ve bundan dolayı maç bu şekilde sonuçlandı diyemeyecek mi? Ben açık söylüyorum Nurullah Sağlam bu işi bilmiyor.

Kayseri Erciyes maçına gelince, ikinci yarıda oynanan futbol ilk yarıya oranla daha iyiydi. Rakibi baskı altına aldık almasına ama ya verdiğimiz pozisyonlara ne demeli. Eğer durum 2-0 olsaydı bu maçı çeviremezdik. Hani geçen yazımın sonunda yazmıştım ya şansımız yanımızda olsun diye, işte aynen öyle oldu. Şans faktörü yanımızdaydı ve rakibin iki topu direkten döndü. Kayseri Erciyes çok stresli çıktığı maçta bizim sakin olmamız gerekirdi. Rakibi üzerimize çekip kontra ataklarla sonuca gidebilirdik. Çünkü rakip takım savunması yaptığı için gol atmamızın zor olacağı belliydi. Takım halinde savunma yapan takımların sistemini bozmak için takımı biraz üstüne çekip kontra atakla gole gidebilirsin. Ama Türkiye’de kontra atak futbolu uygulayabilen takım yok desek yalan olmaz.

Şimdi önümüzde beş hafta var. Bu beş haftada çok kritik maçlar oynayacağız. Son üç maçımız ligden düşecek takımları çok ilgilendiriyor. Onun öncesinde de Kayseri ve Gençlerbirliği ile oynayacağız ve bu maçlardan puan alabileceğimizi sanmıyorum. Çok çok rahat geçirmemiz gereken son haftalarda çekeceğimiz sıkıntıların sorunlusunun adresi belli. O zaman bana hak verenlerin sayısı daha da artacak. O zaman ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Bu sene UEFA Kupası’ndan bahsettik, ilk beşte bitiririz dedik ama halimiz ortada. İnşallah gelecek senelerde de bu sıkıntıları çekmeyiz. Yönetimimizde kadrosunu ona göre oluşturur. Hedef ne ise ona göre transfer yapılsın ve kimse kimseyi kandırmasın artık. Bu taraftarın salak olmadığını anlayın artık. Milleti önce heyecanlandırıp sonra takıma küstürmenin anlamı yok. Küstürürseniz gelen seyirci böyle olur. Biletleri bedava da verseniz gelen olmaz. Adımlarınızı ona göre atın.