Olta balıkçılarına bürokratik tezat!

Olta balıkçılarına bürokratik tezat!

Konya'da 170'e yakın göl ve gölette yapılan olta balıkçığı can çekişiyor.

Konya Amatör Olta Balıkçıları'nın en büyük avlanma alanı olan Beyşehir Gölü ve Altınapa Barajı bürokratik engeller nedeniyle olta balıkçılarına açılmazken, Beyşehir Gölü elektroşok, Altınapa Barajı ise kaçak balıkçılığın yapıldığı yerler haline getirilerek balık neslinin tükenmesi ile karşı karşıya.

Konya Selçuklu Amatör Olta Balıkçılığı ve Su Ürünlerini Koruma Derneği (KOSABDER) Başkanı Melih Karaküçükoğlu Konya'daki Amatör Olta Balıkçığı ve sıkıntılarını gazetemize anlattı. 'Bilinçsiz avcılık yüzünden balık nesli tükenmek üzere' diyen Karaküçükoğlu, "Olta Balıkçılarına çifte standart uygulanıyor" dedi.

Karaçüküoğlu, Konya genelinde olta balıkçılığının yapıldığı 170’ e yakın göl ve göletimiz var. Bunlardan, Altınapa Barajı Konya’nın kanayan yarası. Yaklaşık 3 yıldır mücadele ettiğimiz bir baraj. Hayalet ağ dediğimiz ve bunun misina türü var. Bu daha da çok içimizi acıtıyor. Altınapa Barajı kaçak balıkçılığın en çok yapıldığı yerlerden biri. Beyşehir Gölü ise ekonomisi orta seviye insanların av yaptığı bir gölümüz. Konya’da yaklaşık 5000 avcımız Beyşehir Gölü'nde avlanıyor. Maddi durumu çok iyi olan avcılarımız genelde deniz avını tercih ediyor. Hafta sonları deniz turuna katılıyor. Beyşehir’de gündemde olan Amatör Olta Balıkçılarımızın gündeminde olan; adalar bölgesinde avlanmada sıkıntılarımız var. Yaklaşık bir buçuk yıldır Beyşehir’deki adalarda av yapamıyoruz, çok ciddi sıkıntıları var, cezaya maruz kalıyoruz. Bence Amatör Olta Balıkçıları burada müdafaa edilmeli, koruyup kollanmalı" dedi.

BİLİNÇSİZ AVLANMA BALIK NESLİNİ TÜKETİYOR

KOSABDER Başkanı Melih Karaküçükoğlu, "Bilinçsiz avcılık yüzünden balık nesli tükenmek üzere. Avlanma yaptığımız 170 gölün yüzde 90’ı balıklandırılmış fakat kaçak avcıların bilinçsiz avlanması balık neslinin tükenmesine yol açıyor. Potansiyellere baktığımız zaman, bizim en uzun ömürlü balığımız Sazan Balığı'dır. Sazan'ın, avcılarımızda çok ayrı bir yeri vardır. Bu balığın en büyük özelliği; özellikle içme suyu alanlarımızdaki kimyasal maddelere en çabuk tepki vermesidir. Balıklandırmayı devlet kendi eliyle yapar. Bunu yapmasındaki amaç ise, içme sularına atılabilecek zehirli maddeler sazan balığının tepki vermesi sayesinde anlaşılır. Sazan balıklarının da nesli tükenmek üzere olması insan hayatını da tehlikeye sokuyor" ifadesini kullandı.

ELEKTROŞOKLA AVLANMA MİKROP SAÇIYOR

'Balıkçılığın kanayan yarası elektroşoktur' diyen Melih Karaküçükoğlu, "Misina ağ dediğimiz şey plastik ağdır. Yeri geliyor ağ suyun içerisinde günlerce kalıyor, kopuyor dibine çöküyor. Plastik olmasından dolayı doğa kirliliği zararlıdır. Balıkçılığın en büyük kanayan yarası; Beyşehir’de elektroşok... Konya’da elektroşok ile avlanma yaklaşık bir yıldır meşhur oldu. Elektroşok dediğimiz olay, suya elektrik verilmesiyle balıkların su yüzeyine çıkması nedeniyle çok rahat bir şekilde yapılan avlanmadır. Fakat birkaç defa bununla yapılan avlanmalar nedeniyle ölümle sonuçlanan olaylar oldu. Beyşehir’de birkaç balıkçı elektroşok yüzünden hayatını kaybetti. Elektroşokun çok zararı var. Şoku yaptığınız zaman örneğin bir tonluk balığın 300 kilosu yukarı çıkıyor, geriye kalan 700 kilosu suyun dibini buluyor. Onları almak imkânsızlaşıyor. Balığın neslinin tükendiğine mi yanalım yoksa balığın 'leş' diye tabir ettiğimiz mikrop yaydığına mı?" şeklinde konuştu.

1917027_166784440378090_817742347877222113_n.jpg

BEYŞEHİR GÖLÜNDE BÜROKRATİK TEZAT

'Beyşehir’de olta balıkçılarımız av yapamıyorlar, cezalara maruz kalıyorlar'  diyen KASOBDER Başkanı Karaküçükoğlu, "Bugün oltacılarımız bulunduğu alanın, doğanın bekçileridir. Oltacımız orada olmasa o bölgeden her şey beklenir. Misal, oltacılarımız kaçak avlananların önüne geçebiliyor fakat Beyşehir Gölü adalarına çıkıp av yaptığımız zaman, çok ciddi cezalar yiyoruz. Adalarda av yapmanın tehlikeli olduğu söyleniyor. Bu sıkıntılar başladığı günden sonra Beyşehir’de elektroşok denen alet çıktı ortaya. Bu aletin zararları hem insana hem de doğaya. Adalara botlarla, teknelerle gitmek tehlikeli deyip bizi göndermiyorlarsa, adalara düzenlenen tekne turlarını da iptal etsinler. Bu iş birbiriyle çelişiyor maalesef" dedi.

M.Ali Elmacı-Memleket