Ölümü beklerken hayat geldi
Hepatit B nedeniyle siroza yakalanan, daha sonra kanser teşhisi konulan inşaat işçisi Mehmet Sayılır yıllarca tedavi için uğraştı, son gittiği doktordan "öleceğini" öğrenince 7 yıl boyunca hastanelere uğramadı
İZMİR (AA) - EFSUN YILMAZ- Hepatit B nedeniyle siroza yakalanan ve kanser olduğu anlaşılan inşaat işçisi Mehmet Sayılır (50), yıllarca tedavi için uğraştı, doktorundan "öleceğini" öğrenince 7 yıl boyunca hastanelere uğramadı.
Sabahları öleceğini düşünerek uyanan her gün farklı vasiyetler hazırlayan ve birkaç kez intihar girişiminde bulunan Sayılır, ailesi tarafından zorla götürüldüğü özel bir hastanede kardeşinden nakledilen karaciğerle sağlığına kavuştu.
Sayılır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2001'de hastalanan amcası için Manisa'daki bir hastaneye kan vermeye gittiğinde kendisine Hepatit B tanısı konulduğunu söyledi.
Bunun üzerine farklı hastanelerde tedavi gördüğünü ancak iyileşemediğini aktaran Sayılır, şöyle konuştu:
"3 hastaneye yattım sonuç alamadım. Son olarak biyopsi yaptılar ve 'seninle ilgili yapacak bir şey yok' dediler. Bende iki hastalık tespit edildi. Biri sarılık diğeri de kanser başlangıcıydı. En son gittiğim doktor kanser ve sarılık ilaçlarının birbirini tetiklediğini anlattı. Nereye başvurmam ve ne yapmam gerektiğini sordum, doktor başını önüne eğdi. Artık yapılabilecek bir şey olmadığını, tedavi olamayacağımı söyledi. 'Ölecek miyim, tedaviyi bırakayım mı' dediğimde 'siz bilirsiniz' dedi. Kısaca bana öleceğimi, umutların tükendiğini anlattı. Öleceğimi anlayınca elim ayağım buz kesti. 'Çarem yok' dedim ve 7 senedir ölümü bekledim, doktora da hayata küstüm. Hiçbir doktora gitmedim."
- "Her gün helalleşiyordum"
Hastanelerde şifa aramayı bırakıp 2007 yılında eşi Kehribar ve kızıyla yaşadığı Manisa'daki evine kapandığını ifade eden Mehmet Sayılır, psikolojisinin bozulduğunu belirtti.
Evde kaldığı süre içinde her gün ölümü düşündüğünü, birbirinden farklı vasiyetler hazırladığını dile getiren Sayılır, "Kin tuttuğum birkaç kişi vardı, nasılsa öleceğim diye düşünüp onlara da zarar vermeyi düşündüğüm olmuştu ama sonra yüreğim elvermedi, vazgeçtim. Çok moralim bozuluyordu intiharı çok düşündüm ve birkaç kez denedim, onu da yapamadım. Arkadaşlarımı arayıp hellaleşirdim. Bana 'Öleceğim diyorsun, ölmüyorsun, ne ölülere ne dirilere katılıyorsun' diyorlardı" ifadesini kullandı.
Ailesinin zoruyla bir gün doktora gittiğini, önce Celal Bayar Üniversite Hastanesi'ne kaldırıldığını sonra Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edildiğini belirten Sayılır, son olarak Özel Kent Hastanesi'nde Doç. Dr. Murat Kılıç ve Doç. Dr. Murat Zeytunlu başkanlığındaki ekip tarafından kız kardeşi Kezban Zencir'den alınan karaciğerin kendisine nakledildiğini anlattı.
Artık sağlığına kavuştuğunu ve mutlu olduğunu vurgulayan Mehmet Sayılır, yaşamayı çok sevdiğini de sözlerine ekledi.
Mehmet Sayılır'ın eşi Kehriban Sayılır da 7 yıl boyunca hayatının çok zor geçtiğini dile getirdi.
- Dr. Duygu: "En büyük hata doktorlara küsmek"
Hastanenin karaciğer nakil bölümü doktorlarından Onur Duygu da toplumda yapılan en büyük hatanın doktorlara küsmek olduğunu, bunun da sağlık sistemini iyi tanımamaktan kaynaklandığını belirtti.
Hastaneye geldiğinde Mehmet Sayılır'ın durumunun çok da iyi olmadığına değinen Duygu, şunları kaydetti:
"Karaciğer sirozu grubu bir hastalığı vardı ve nakil gereksinimi söz konusuydu. Hocalarımız tarafından durumu değerlendirildi sonra da nakil işlemi başarıyla gerçekleştirildi. Doktora küsme süreci kendisine epey zarar vermiş ama şu anda durumu iyi. Daha iyi günler göreceğine inanıyorum."
Kaynak: