-''Oruç tutan yaşlılar, en çok su tüketimine dikkat etmeli''

-''Oruç tutan yaşlılar, en çok su tüketimine dikkat etmeli''

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Geriatri Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ülger:

ANKARA (AA) - ZEYNEP AKYIL -  Ramazan ayında oruç tutan yaşlıların su tüketimine daha fazla özen göstermesi gerektiği, yaşla birlikte azalan böbrek fonksiyonlarının susuzlukla birlikte hızlı bir bozulma sürecine girebileceği ve önemli sorunlara yol açabileceği bildirildi.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Geriatri Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Zekeriya Ülger,  AA muhabirine ramazan ayında oruç tutan yaşlıların nasıl beslenmeleri gerektiğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Ramazan ayının  toplumda önemli bir yer teşkil etmekle birlikte yaz mevsimine denk gelmesi ve gündüzlerin uzun olması nedeniyle beslenme açısından önem arz ettiğini belirten Ülger, ''Uzun yıllardır oruç tutmakta olan yaşlıların oruç tutmaya devam etmek istemeleri sıklıkla karşılaşılmakta ve tutamadıkları dönemde bazen depresyona varan önemli etkilenmeler yaşanabilmektedir. Beslenme sorunlarının zaten sık görüldüğü yaşlılarda, ramazan ayında beslenmeye daha fazla özen gösterilmesi gerekmektedir'' ifadesini kullandı.

Ramazan ayı yaklaşırken sık karşılaşılan ''Oruç tutabilir miyiz ?'' sorusunun cevabının kişiden kişiye değiştiğine işaret eden Ülger, bazen ileri yaşlarda organ rezervleri korunmuş olan yaşlıların sorunsuz bir şekilde oruç tutması mümkün olabildiğini, bazen daha genç yaşlarda çok sayıda sağlık sorunu olan hastaların oruç tutmasının sakıncalı olabileceğini söyledi.

 Ülger, bunun kararını alanında uzman hekim ile hasta ve hasta yakınının birlikte karar vermesinin doğru olacağını belirtti.

Yaklaşık 18 saati bulan açlık dönemi olması nedeniyle ramazan ayında metabolizmanın yavaşlayacağına dikkati çeken Ülger,  bu nedenle iftar ile sahur arasında az fakat sık beslenilmesi, en az 1,5 -2 litre su tüketerek iftar ile sahur arasının iyi değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

-Yaşlılar susuzluğa daha duyarlı

Yaşlıların susuzluğa gençlere göre daha duyarlı olduğunu bildiren Ülger, şöyle devam etti:

''Yaşla birlikte azalan böbrek fonksiyonları susuzlukla birlikte hızlı bir bozulma sürecine girebilmekte ve diğer organların da etkilenmesi ile önemli sorunlara yol açabilmektedir. Yeterince su tüketilmezse, vücut su oranı azalmakta, su-tuz dengesi bozulmakta bununla beraber halsizlik, depresyon, konsantrasyon güçlüğü, uyuklama, tansiyon düşmesi gibi birçok sağlık problemi yaşanabilmektedir. Bu nedenle oruç tutan yaşlıların yeterli miktarda sıvı almaya gayret etmeleri ve sahursuz oruç tutmamaları büyük önem taşımaktadır. Sıvı tercihinde çay, kahve, gazlı içecekler gibi diüretik (idrar artırıcı) etkinliği olan ve vücuttan fazla su atılmasına neden olan içeceklerden çok su, maden suyu, ayran, komposto gibi sıvıların daha fazla tüketilmesi önerilebilir.''

 Uzun süre aç kalmış olan vücuda ani ve aşırı yüklemeden kaçınılması gerektiğini vurgulayan Ülger, yapılan en büyük hatalardan birisinin  de çok hızlı bir şekilde, çok yüksek miktarda besin tüketmek olduğunu ifade etti.

Beynin doyma emrini yemekten 15-20 dakika sonra verdiğini anlatan Ülger, '' Çok hızlı yemek yendiğinde bu süre zarfında fazla miktarda, enerjisi yüksek besinler yenilebilir ve bu durum ilerleyen günlerde kilo alımına neden olabilir. Aynı zamanda bu şekilde beslenme ani olarak kan şekerinin yükselmesine, tansiyonda ani değişimlere yol açabilir'' şeklinde konuştu.

-Hangi besinler tüketilmeli?-

 İftarda ve sahurda protein ağırlıklı ve lifli gıdalar tüketilmesi gerektiğini belirten Ülger, emilimi yavaş olan protein ağırlıklı beslenme ile tokluk süresinin uzayacağını, lifli gıdalarla da kabızlık probleminin önüne geçileceğini bildirdi.

Bu dönemde tam tahıllı ürünler, süt ürünleri, et çeşitleri, yumurta, sebze ve meyve tüketiminin önemine işaret eden Ülger, glisemik indeksi yüksek yani kan şekerini hızlı yükselten besinlerden uzak durulması gerektiğini, bunların  kan şeker düşüklüğüne neden olabileceğini söyledi.

Hem metabolizmayı hızlandırmak hem de açlık süresini kısaltmak amacıyla mutlaka sahura kalkılması gerektiğini vurgulayan Ülger, şunları kaydetti: "Özellikle sahurda kan şekerini çabuk düşüren beyaz ekmek, pilav, tatlı, patates ve konsantre meyve suyu yerine; kepekli ekmek, süt, peynir, yumurta, domates, salatalık gibi yiyeceklerin tercih edilmesi gün içinde açlık hissinin daha az duyulmasını sağlayacaktır. Sahur öğünü, ağır yemeklerden oluşursa gece metabolizma hızı düştüğü için yemeklerin yağa dönüşme hızı ve kilo alma riski artmaktadır. Kronik hastalığı olan yaşlıların mutlaka doktorlarından fikir almaları gerektiği unutulmamalıdır.''

Kaynak:Haber Kaynağı