Hümeyra Uslu
Orucu tutan bilir
Ramazan ayının sonuna doğru geliyoruz yavaş yavaş.
Bugün Ramazanın 24. günü. Ramazanın huzurundan, neşesinden payımıza düşeni almaya çalışıyoruz bu son günlerde.
Her şeyin kıymeti gitmesine yakınken anlaşılıyor sanırım. Ramazan da ilk geldiğinde biraz zordu hepimiz için. Gerçi zordu derken insan utanıyor. Suriye, Doğu Türkistan, Arakan, Filistin düşünülünce hele de… Ama şimdilerde elini kaldırmış kapıyı örtmeye hazırlanıyor ya ramazan, içimize yavaştan bir veda hüznü çöküyor.
Normal zamanda belki hiç farkına bile varmadığımız şeyler Ramazan’da bir başka kıymetli görünüyor gözümüze. Ailelerimizle yemek yemek, iftar saatindeki o huzur. O ezanın okunmasını beklerken edilen sohbetler. Hatta bazılarımız, “Hoca ezanı okumayı unuttu” gibi şakaları da yapıp zamanın geçmediğinden dem vuruyoruz…
O ilk ezanın sesiyle içilen suyun tadı. Sanırım bu hiçbir anlatımla çözümlenemez. Yaşayan bilir deniyor ya bazı olaylar için hani, oruç için de tutan bilir demeliyim herhalde.
Teravih namazlarının verdiği huzur paha biçilemez. Hiç görme fırsatını yakalayamadığınız arkadaşlarınızı camide görmek, aynı safta namaz kılmak… Cami çıkışında selamlaşmak onlarla.
Teravih sonrası çay demliklerimiz, dumanı üstünde çay bardaklarımız… Hepsi hep var ama Ramazanda bir başka oluyor.
İftar sofralarımızın keyfi zaman zaman dünya gündemiyle burkulmuyor diyemeyiz tabii. Ramazanın coşkusunu yaşıyor olmamız dünyadan bir haber olduğumuz anlamına gelmiyor. Acı çeken, hastalıklarla ve işkencelerle boğuşan, yiyecek yemek bulamayan, hatta yemek yese bile iftara ulaşamayan insanlar… Biliyoruz her biri içerimizde acı. Her biri için ayrı ayrı üzülüyoruz, dua ediyoruz. Dualarımızın kabulünü bekliyoruz.
Ümmet bilincini istiyoruz...
Ölen çocukların fotoğraflarına bile tahammül edemiyoruz biz. Fotoğrafları bile bizi perişan ederken, o bebeklerin, o çocukların annelerini düşünebiliyor musunuz? Onların çocukları ölmeye devam etsin, dünya da susmaya…
Arap liderler parayı ve makamı çok seviyorlar bilindiği gibi. Korkularından kurtulup, ses edebilen tek bir Arap gören varsa el kaldırsın. Onlar da Ramazanda olunca tabii yeme içmelerle, altından arabalarında şehir turlarıyla meşguller. NEYSE!
Onları bırakıp kendimize baktığımızda bizim de çok aktif bir şeyler yaptığımız söylenemez belki ama vicdanımızı yitirmediğimiz bir gerçek. Vatandaşımız veya değil biri hayatını kaybedince sesimizi çıkarabiliyoruz. Kim katilse hepsi cezasını çeksin istiyoruz… İnsanlığımızın cenaze namazı kılmadık çünkü. Bizim gibi olmayana da üzülebiliyoruz çok şükür…
Ramazan kapıyı çekip de gitmeden, dünyaya huzuru getirir inşallah. Yoksa halimiz hal değil.