Cumartesi günü Alaaddin civarındaki telefoncudan içeriye girip, cep telefonumun bir özelliği ile ilgili bana yardım etmelerini istediğimde üzüleceğimi sanki biliyordum…

“Telefonu nereden aldıysan oraya git” dedi…

Şaşırdım-şaşırmadım…

“Sizden de alışveriş yapıyoruz, kontör falan…  Bu telefonu başka yerden almış olsam da”…

“Bilmiyorum” dedi “Bu telefondan anlamıyorum”...

Yardımcı olmadı bana…

Savdı…

Dışarı çıktığımda, bu dükkânın ‘müşteri velinimetimizdir’ sözünden ne kadar da uzak kaldığını düşündüm; kızdım.

Bir daha kontör bile almaya oraya gideceğimi zannetmiyorum.

Hatta eşe dosta başımdan geçen bu hadiseyi hatırlatıp, bu dükkânla ilgili olumsuz kanaatlerimi paylaşacağım…

Küçük bir boykot…

Akşamleyin Konya Ticaret Odası (KTO)’nın 125. yıl kutlama töreninde Başkan Hüseyin Üzülmez’in uzun konuşmasını dinlerken de, canımı sıkan bu hadise vardı aklımda…

Hadise bana yardım edilmemiş olması değil yalnızca…

Konya’daki tüccarın karnının genişliğini ortaya koyması açısından bir ibret vesikası…

125. yıl gibi önemli bir süreci geride bırakan KTO ve Konya’da ticaret hayatıyla ilgili o kadar önemli şeyler anlattı ki Üzülmez, bu şehirde yaşıyor olmasak hepsine inanıvereceğiz…

Üzülmez’in anlattıklarına gölge düşürmek değil niyetim…

İşini doğru dürüst yapan onlarca erbaba dil uzatmış olmak da istemem…

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Selçuklulara başkentlik etmiş olan Konya’nın yıllar evvel dünyanın merkez şehirlerinden biri olduğunu söyledi ki bu çok önemli.

Çünkü gelenek, şehrin elinden tutar ve onu hep hak ettiği kıvamda yoğurur.

AK Parti Konya Milletvekili Mustafa Kabakçı’nın bu topraklarla ilgili anlattığı ‘sözün namus olması’ ile ilgili kıssa da bizim asliyemize işaret ediyordu…

Söylenen her şey çok değerli…

Fakat işte yaşananlarla kimi zaman eş değer değil…

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da, Konya’da gelişen ticaretin Türkiye için heyecan uyandırdığını söyleyerek başladı sözlerine…

“Konya’nın başarısı Türkiye’ye örnektir” dedi.

“Konya kendi ayakları üzerinde doğrulmuşsa bunda Konya’daki ticaretin gelişmiş olması etkendir” dedi.

Esnafın, “Halka hizmet Hakk’a hizmettir” düsturunu benimsemiş olmasıyla, yapılan işin anlam bulduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu’nun son sözleri de Mevlana’dandı:

“Bir mum diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.”

Ben gündüz yaşadığım hadise ile gece söylenen sözleri birbiri ile kıyaslarken; plaket töreni başlamıştı bile…

Konya Ticaret Odası’na, dolayısıyla Konya ticaretine önemli katkılarda bulunan değerlerimiz kürsüye çağrılıp 125. yıl plaketlerinden takdim edildi.

Fakat mesela Hüseyin Üzülmez’den önce KTO’ya başkanlık eden Rahim Özkaymak orada değildi.

Plaketi almaya aileden biri de katılmamıştı.

Özkaymak Şirketlerinin genel müdürü vekâleten almıştı plaketi…

Demek istemem şu ki; hiçbir şey kürsüden edilen sözlerdeki gibi değil…

Bu zamanda herkes ışığını başkasından sakınıyor…

Böyle olmasa daha iyi olacak ama işte ‘büyüklerin de bildiği bir şey vardır’ demek icap ediyor…

Konya Ticaret Odası’nın 125. yılını ben de canı gönülden kutluyorum.

Başkan Hüseyin Üzülmez ve Meclis Başkanı Seyit Karaca’nın şahıslarında bu şehirde alın terine kıymet biçen iş adamlarımıza hayırlı işler temenni ediyorum.

Üzülmez’den önceki başkan Özkaymak ve daha evvelki başkanların da geçen125 yıla kattıkları değerler var… Onların da kutlanmak hakkı…

Hakkı olan herkesi kutluyorum.