'Paralel'in korkunç yüzü! Bakın kaç kez dinlenmiş

'Paralel'in korkunç yüzü! Bakın kaç kez dinlenmiş

Paralel yapı tarafından, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başbakanlık döneminde 200'ü aşkın telefon görüşmesinin dinlendiği ortaya çıktı

Başbakanlık yaptığı dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere bakanlar, kuvvet komutanları, MİT Müsteşarı ve devletin birçok üst düzey görevlisinin 'kriptolu' telefonlar üzerinden dinlenmesine ilişkin yeni ayrıntılar ortaya çıktı.

Yazılım kodları, dinlemeler sırasında paralel örgütün güdümündeki TÜBİTAK BİLGEM tarafından hazırlanan ve konuşmalara istendiği zaman sızabilmek için programda kasten güvenlik açıkları bırakılan telefonla, Erdoğan'ın 200'den fazla görüşmesinin dinlendiği tespit edildi.

'Yüksek güvenlikli' denilen telefonlara paralel örgütün nasıl sızabildiğine dair yapılan incelemede, içlerinden birini 'dönemin Başbakanı' Erdoğan'ın da kullandığı 164 telefonun özel bir program kullanılarak kayda alındığı belirlendi.

CASUSLAR SIR VERMEDİ

Erdoğan'ın birçoğu kabine üyeleri olmak üzere devletin üst düzey isimleriyle yaptığı görüşmeler, TÜBİTAK'ta paralel örgüte bağlı 5 kişilik ekibin hazırladığı casus program vasıtasıyla dinlendi. Skandalın ortaya çıkmasının ardından TÜBİTAK'ın Gebze'deki Marmara Araştırma Merkezi (MAM) adeta didik didik edildi.

Casus programın izini süren görevliler, bunu hazırlayan ekibin aynı zamanda kripto telefonlarda kullanılan yazılımı da hazırlayan kişiler olduğunu belirledi. Ardından, müfettişler kurumdaki bu kişilerin peşine düştü. 5 kişilik ekipten 1'inin dinleme skandalının ortaya çıkmasından çok önce TÜBİTAK'tan ayrıldığı, 1'inin ise beyin kanaması geçirerek felç halde yaşamını sürdürdüğü öğrenildi. Görevliler, program ekibinden geriye kalan 3 kişiyi sorguladı. Fakat bu kişiler işbirliği yapmaktan ve bilgi vermekten kaçındı.

HER ŞEYİ YOK ETTİLER

Kritik görüşmeleri casus programla nasıl dinlediklerine ilişkin ayrıntıları gizlemeyi tercih eden 3 TÜBİTAK MAM personeli, hiçbir itirafta bulunmadıkları gibi, kripto telefonların yazılımını yeniden hazırlamak için gerekli olan belgeleri de imha etti. Bilgisayarlarındaki tüm yazılım dökümanını silen bu 'paralel' ekibin işine son verildi.

Yerlerine ise Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'ın 'beyaz hackerlar' dediği, 'iyi yürekli korsanlar' atandı. Şimdiye dek kriptolu telefonlara ilişkin hazırlanmış yazılım hafızasının yok edilmesi ise en çok MAM'da görevlendirilen bu 'yeni ekibin' işini zorlaştırdı. Kriptolu telefonların şekil, şema, yazılım ve neyin nereye nasıl işlendiğini gösteren detayları içeren dokümanların silinmesinden dolayı, sistem neredeyse 'sıfırdan' oluşturulacak.

Bu da 'Yılbaşına dek yetişir' denilen yüksek güvenlikli telefonların kullanıma sunulmasını biraz geciktirecek. Alınan bilgilere göre, yeni kriptolu telefonlar ancak 2015'in ilk çeyrek sonuna yetiştirilecek.

IMEI HİZMETİ PALAZ'DAN

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'ın, 'kriptolu telefonların IMEI numaralarını TÜBİTAK'ın emniyete, emniyetin de TİB'e bildirmesi şeklindeki bir örgüt çalışması bulunduğu' şeklindeki açıklamalarının detayları netleşti. TÜBİTAK MAM'da yapılan araştırmada, telefonların IMEI no'ları üzerinden dinlendiğinin belirlenmesinin ardından bu IMEI'lere nasıl ulaşıldığı da tespit edildi.

Devletin üst düzey isimlerinin kullandığı 164 telefona ait telefonun IMEI listesi yalnızca dönemin TÜBİTAK BİLGEM Başkanı Hasan Palaz'da bulunuyordu. Skandalın ortaya çıkmasının ardından istifa ederek kayıplara karışan Palaz'ın, IMEI'leri toplu halde emniyete bildirdiği iddia ediliyor. Uzmanlar, aksi halde bu telefonların IMEI no'larına ulaşımın neredeyse imkansız olduğuna dikkat çekiyor.

TEK TEK OLSA YILLAR SÜRER

Zira, kripto telefonların IMEI no'ları da diğerleri gibi BTK sunucularına kaydediliyor. TİB'deki bir paralel örgüt üyesinin, bu sunucudaki milyonlarca IMEI arasından hangisinin başbakan ya da bakanların telefonlarına ait olduğunu bulmasının zor olduğu belirtiliyor.

TİB'deki bir mühendisin ancak havuzdaki bütün IMEI'leri tek tek araştırması halinde kriptolu telefona ulaşabileceği, bunun da yıllar süren bir çalışmayı gerektirdiği ifade ediliyor.

Kaynak: Yeni Şafak