Eğer 17 Aralık’tan önce paralel yapı, bir parti kurmuş olsaydı, emin olun tahminimce yüzde 6 - yüzde 7 gibi bir oy potansiyeline sahip olabilirlerdi.

Fakat şimdi yıllarca hizmete gönül vermiş kişiler, iş adamları, esnaf, köpürmekteler…

Niye ..? Çünkü hiç böyle bir yapılanma, böyle bir olay beklemiyorlardı.

Ayrıca doların yükselmesinden doğan zararlarını da, kesinlikle paralel yapının adamlarına ve oynanan oyunlarına mal etmektedirler ve haklıdırlar da.

 Sadece benim şahit olduğum iki olayı anlatmak istiyorum. Birincisi Konya’ya 2013 yılındaki karın ilk yağdığı gün bir akrabamın lastik firmasında otururken, firma sahibi akrabam odasına gelen arkadaşa aynen şu kelimeleri söylüyordu: “Al şunu ve bir daha asla gelme!” Adam; ama efendim işte.... .olur mu ama .... Akrabam konuşmaya devam etti: “Bak arkadaşım gelme diyorsam gelmeyeceksin o kadar”... Adam gitti, hayırdır patron diye sorduğumda ayda 3000 TL yılda 36.000 TL öğrenci yardımında bulunuyormuş, o yardımın son parasını vermiş... Bir başka 14 yıllık sohbet arkadaşım ise yılda 48.000 TL veriyordu ve bitirdi.

Eğer bir vakfın, bir cemiyetin, bir cemaatin para gelirini keserseniz, o cemiyet mutlaka eninde sonunda tükenir ve biter.

Bu şekilde değil de, Türkiye’deki hizmet gönüllüsü milletvekillerini de yanlarına alarak bir parti kursalardı, adını da Nur Hizmet Partisi koysalardı, marjinal olmaktan çıkıp, gönüllüler ordusuna dönüşürlerdi.

Ama unutmayın ki; Rabbim insanları kendi dilleriyle rezil eder. Amerika, İngiltere, İsrail hangi ülke bilmem belki üç ülke de birleşti ve “bas artık düğmeye biz bu adamın Cumhurbaşkanı olmasını istemiyoruz” dediler. Neden çünkü Cumhuriyet tarihinde ilk kez Cumhurbaşkanı’nı, Cumhur seçecek. Emin olun plan; önce yerel seçimlerde gücünü kırmak, daha sonra da, Cumhurbaşkanı, adaylığından çekilmesini sağlamak amaç bu. Peki neden?

“One Minute” dedi… Oyun bu oyun dediler, ama oyun olmadığını anladılar. Mavi Marmara’da ve sandalye krizinden dolayı, özür dileyeeeceksin dedi, dik durdu. Suriye olayında, Esed yanlış yaptı, dedi ve Muhaliflerin yanında yer aldı. Güveniyorsan kendine seçim yap Esed dedi. Halk seni istemiyor Esed dedi. Sen Katilsin dedi. Dünya medyasında gündeminden Suriye olaylarını hiç düşürmedi. Mısır olaylarındaki tavrını ve tutumunu anlatmama gerek yok herhalde...

Yaa bu Parti liderini, bu Başbakanı ister mi ABD, İNGİLTERE, İSRAİL?

İstemez. Ne yaptılar hadi hocam dediler sen 13 yıldır ABD’de yaşıyorsun birçok milletvekilim ve bürokratım var diyordun bas artık düğmeye dediler.

O da bastı. Ama duvara tosladı. Yok öyle dedim ya geleceksin ülkene, gelmiyorsan da verecektin talimatlarını kuracaklardı partini hocam.

Bakın size kısa bir hesap yapayım:

Bir milyon gazete abonesi olduğunu varsayalım (350.000 kişi gazete aboneliğinden çıkmış ya neyse), biz bir milyon abonesi var diyelim. Bir milyon da eşlerinin oy vereceğini düşünün, beş yüz bin de ben ekleyim, oldu mu 2,5 milyon.

En son seçimlerde bu hükümet, 22,5 milyon oy almış. Aşağı yukarı genel oyların % 50’siydi, 2,5 milyon oy da genel oyların sadece % 2,5’uğu eder. İşte siz Türkiye’de bu kadar kaldınız.

81 ilde parti binası, il başkanlığı, ilçe başkanlıkları, teşkilatı olan partiler bile % 1,8 oy almışlardır. Siz marjinal kalmak zorundasınız ve marjinal kalacaksınız.

Son söz olarak: Hiç kimse ama hiç kimse, devletten büyük değildir.

Hükümetler gelip geçicidir. Allah (cc) Devletimize ve Milletimize zeval vermesin. Yazımdan anlayanlar anladı. Hoşça sağlıcakla kalın, ama en önemlisi Adam gibi Adam kalın.

Kalın sağlıcakla.