Hüseyin Altunbaş

Hüseyin Altunbaş

PAZARLAMAYI BİLEN KAZANIR

Dünyanın başarılı iş adamı ya da iş kadınlarına bakın. Öz geçmişinde mutlaka pazarlama vardır. Pazarlamayı gerçek anlamında bilerek ve uygulayarak iş hacimlerini, ilişkilerini, bulunduklarını sektörü geliştirmişlerdir. Fark etmez özel ya da kamu hepsinde aynı şey geçerli. Sadece özel sektör çalışanı üzerine alınmasın kamu çalışanı da üzerine alınsın. Philip Kotler “Kamu Sektöründe Pazarlama” diye kitabında diyor ki yurttaşını memnun etmek için uğraş vereceksin, onu mecbur olduğu için zorla gelmiş görüp pişman etmeyeceksin. Bugün git yarın gel demeyeceksin! Özel sektör bugün git yarın gel derse ne olur? İflas eder, biter. Öyle değil mi?

Bizim Türkiye’de yapmamız gerekeni söylüyor aslında. Değişim pazarlamayı öğrenerek başlayacak. Bu bilgi çağında bilgiyi yönetmeyi başaranlar pazarlama bilgisine sahip olanlardır. Hangi meslek erbabı olursanız olun ister avukat, ister doktor, ister mühendis, ister reklamcı, ister öğretmen hiç biri için fark etmez. Pazarlama herkes ve her şey için geçerlidir.

Pazarlama bilirse daha iyi konuşması gerektiğini, daha iyi giyinmesi gerektiğini, hatırlaması gerekeni unutmamayı, doğum günlerini hatırlamayı ve güzel yazı yazmayı bilir. Yazdıkları konuştukları arasında bütünlük olur.

Doktor bilgisini hastasına daha iyi aktarır. Avukat müvekkiline daha açık davranır. Öğretmen derslerini daha etkili anlatır. Firmalarımız daha akılda kalıcı ve güvenilir olurlar.

Pazarlamayı bilen adam, kimseyi kandırmaz, kazıklamaz. Oh ne güzel kısa süreli kar ettim demez.

Ama bu çağda biz pazarlamayı biliyor muyuz? Şimdi birçok yöneticimiz diyecek ki. “Hadi canım biz pazarlamayı gayet iyi biliyoruz!” Satış ekibimiz var. Rutin ziyaretlerimizi yapıyoruz. İş akışımıza uygun işleri yapıyoruz. Diyecekler.

Biz hala satış çağındayız. Anlık ve kısa süreli satış yapmayı amaçlıyoruz. Uzun vadeli kişiliğimizi geliştirmeye yönelik anlayışa hiç yaklaşmıyoruz. Kar elde ettiysek oh nasılda kar elde ettik diyoruz. Ben edeplisini söylüyorum.

Bizim firmalarımızda var olan pazarlama anlayışı maalesef satışın kazıklama anlayışı. Bu anlayıştan hızla uzaklaşan firmalarımız yok mu! var da! bir elin parmakları kadar! Burnundan kıl aldırmayan her kimi görüyorsanız bilin ki yukarıdaki anlayışın neferidir. Satın aldığınız malı geri vermeye kalkın bakalım benim dediğimi anlarsınız! Hoş sizde bunu zaten yaşamışsınızdır! Türkiye’de satılan mal geri alınmaz çünkü! Değil mi?

Evet geldik pazarlama anlayışına, modern ve toplumsal pazarlama iletişimi anlayışına hem de entegre olanına. Çağımız her bireye bunu öğret diyor. Artık valisinden, kaymakamına, belediye başkanından, başhekimine kamunun her noktasında, özel sektör sıkıysa yapmasın, pazarlama bilmeli, öğrenmeli, uygulamalı.

Pazarlama sadece patronların yöneticilerin müdürlerin bileceği bir iş de değil. Herkesin bileceği keyifli süreç. Yani çalışanlar da bilmeli. Şimdi başlayın ekibinize pazarlama, pazarlama iletişimi ve bütünleşik pazarlama iletişimi eğitimleri, kitapları aldırmaya. Hadi bakalım.

Bunu şundan diyorum. Bizim bildiğimizi zannettiğimiz şeyden çok sıkıldım. Pazarlama departmanı diye kurulup, pazarlama müdürü diye alınıp satış olarak çalışan ya da çalışmayan sistemlerden. Pazarlamanın üzerindeki tukaka algıdan. Pazarlamayı maalesef ki kapıdan kapıya satış yapıp insanları kazıklayan mantık pazarlamayı geliştirmedi. Pazarlama apartman girişlerine “pazarlamacılar giremez” diye yazılan garip bir algıya yapıştı kaldı. “Pazarlama Müdürü” olmayı kapı kapı satış yapan insanların müdürü olarak görüp reddeden zihniyet nereden beslendi dersiniz?

Dünya kamu sektöründe pazarlamayı konuşuyor, uyguluyor biz hala apartmanlara sokulamayacak algıda tutuyoruz.

Niye pazarlama? Çünkü bu pazarlama anlayışını bilmeyince, reklam yapmayı da, halkla ilişkiler bölümünü kurmayı da, satışı sürdürmeyi de, müşteri ilişkilerini yönetmeyi de beceremiyoruz.

Hiçbir şeyi tam yapamıyoruz. “Mış” gibi yapıyoruz.

Gelin hemen pazarlama departmanları kurun, kurulu departmanlarınıza bütünleşik pazarlama iletişimi eğitimi aldırın. Daha etkili reklam kampanyaları yaptırın ve halkla ilişkiler ekipleri oluşturun. Pazarlama bilmeyenin reklam kampanyası da halkla ilişkiler kampanyası kadük kalır. Bugün herhangi reklamı analiz etmek gelmedi içimden. Şöyle pazarlamayı halkla ilişkileri ve reklamı birbirine bağlamak, onların önemli bir kan bağı olduğunu haykırmak geldi içimden. Haftaya kaldığımız yerden aynen devam.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum