Fahri Kubilay
Performans ödevi mi, nerde?
Aslında yazımın başlığı performans ödevi, kütüphanelerin bitişi, okullardaki bilgisayarlar ne işe yarar olmalıydı.
Klasik "zaman" ve "mekân" anlayışlarını kökünden sarsan "internet”in bulaşmadığı alan, ulaşmadığı mekân kalmadı diyebiliriz. Sürekli gelişen ve geliştikçe değişen teknolojik süreç yenileşme ve gelişmeyle hızla bir şekilde ilerlemeye devam ediyor. Karşısında hiçbir gücün dayanması karşı koyması şuan itibari ile olanaksız gibi gözüküyor. Bunu önceki yazılarımızda okudunuz, tekrar ederek vaktinizi almak istemem.
Son zamanlarda elinde bir kâğıt, internet kafe, kitapçı ve kütüphane arasında dolaşan öğrenci ve velilerin halini görünce bu konuyu tartışalım dedim.
Belki ben de olayın tarafıyım. İnternetten çocukların ödevlerinin bulunmasına yardım ediyorum ama velilerin esas şikâyetçi olduğu bu değil. Bu ödevlerin hiçbirini kitaplarda, ansiklopedilerde bulamıyoruz, kütüphanede de yok, sadece internete bulunuyormuş gibi serzenişleri de haksız değil.
2006–2007 yılında da uygulanmaya başlayan performans ödevleri ile ödev yapma işleminde yeni bir dönem başlamış oldu. Kim ne derse desin, sonuçta bir realite olarak karşımıza çıkan sorun karşısında öğrencinin ilk müracaat edeceği kaynak tabiî ki kütüphaneler.
Kütüphaneler de yeni teknolojik donanım ve alt yapıya sahip olmadığı için ihtiyaca cevap vermesi mümkün değil. Birçok insanın evinde bilgisayar var internet yok, internet aşkıyla yanıp tutuşan bir nesil var ortada, ne yapıp edip de o âleme bir dalsam diyen. Veli çaresiz, ödev yapılacak, çocuğun geleceği önemli, çocuk ısrarla internet diyor, başka bir şey demiyor. Bir başka açıdan bakarsan her okula bilgisayar her okula internet projesinde Seydişehir’in bütün okullarına bilgisayar sınıfları oluşturulduğunu biliyoruz.
Pekâlâ, bu bilgisayarlar ne işe yarar derseniz… Ağ bağlantıları var mı, yoksa atıl olarak oralarda mı duruyor veya kullanılacak eğitimci yok mu gibi soruları sormamak mümkün değil.
Ben Seydişehir’de hala okulların deposunda kolisi ile bilgisayarların durduğunu biliyorum. Hangi amaçla okullara gönderilen bilgisayarlar ne işe yarıyor? Okul idaresi çaresiz, öğretmenler çaresiz.
Ne yapmalı? Nasıl yapmalı? Devlet mantığıyla bir şeyler yapıyorsun, alt yapısını oluşturmamışın. Saldım çayıra mantığı ile okullarda bilgisayar var demek çok kolay. Bu işi yapacak eğitimci her okulda var mı? İnternet bağlantısı kurulan sınıflarda çocukları yönlendirecek plan, program var mı? Öğrencilerin zararlı sitelere girmesini engelleyecek filtreleme programları kurulmuş mu? Çocuklar bilgisayarı açtığı zaman karşısına ne çıkacak? Bunların cevabı var mı? Hayır.
Son zamanların en çok tartışılan konusu internet kafeler hala öğrenciler ve veliler için 1.sırada sorun olmaya devam ediyor. İnternet kafeler sadece öğrencilerin ve çocukların gittiği yer olmaktan çıkmış, hırlısı da orda, huysuzu da orda. Bugün Türkiye’nin 1. gündemi de internet kafeler. Daha da uzun süre sorun olması muhtemel. Neyse biz konumuza dönelim. Araştırmacı bir nesil yetiştirelim derken bak başımıza gelenlere demekten insan kendisini alamıyor.
Niye her yaptığımız işi elimize yüzümüze bulaştırıyoruz dersiniz?