Memleketi Kurtaran Adam
Piyasa ayakta kalma savaşı veriyor
Bu yıl enflasyon çıldıracak gibi. Büyüme müyüme olmayacak, iflaslar yaşanacak gibi...
Ağlayanlar, sızlayanlar, ayakta kalmak için mücadele verenler...
Birilerine para kaptıranlar...
Çekleri dönenler, senetleri protesto olanlar, hacizlerle macizlerle uğraşanlar...
Evini, arabasını satmaya niyetlenenler...
Gidiş gidiş değil...
Peki ne olacak? Nasıl olacak? Ne yapmalıyız?..
Öyle kuru kuruya birilerine sövmeyle falan olmaz. Bu işin sorumlusu ne tek başına iktidar, ne de bir başka kişi veya kurum. Sorumluyu maddeler halinde sıralarsak, evvela bu krizin tüm dünyada olduğunu, hatta en büyüğünün ABD’de olduğunu bi bilelim. Esas onları vuruyor kriz... Tabi dünyanın diğer büyükleri ABD çökmesin diye çaba sarf ediyorlar. Dünyanın nizamcısı şayet tepe taklak gelirse unutmayın bu bambaşka bir dünyanın işaretidir. Üçüncü dünya savaşının başlama fitilidir. ABD ayakta kalmalı. En azından çökmesine böyle hazırlıksız yakalanılmamalı. Pat diye ortada kalınır ya değilse...
Daha sonra bu tüm dünyayı derinden sarsan krizin adam gibi bir okunamaması. Öngörüsüz, ufuksuz kısa vadeli çapsız bakışlar... Yani dur bakalım ne olacak mantığımız. İleriyi göremeyişimiz ve her türlü aksiliğe kılıf uydurup suçu başkasına atmamız...
Ve hesapsız kitapsız yaşantımız. Cebimizde kaç para olduğunu bilmeden günleri devirmemiz...
Oysa böyle kriz dönemlerini fırsat olarak gören, bi kriz çıksa da köşeyi dönsek diye avucunu ovalayanlar var. Hatta ‘biz krizde büyüdük’ diyenler ortalıkta dururken, ‘nası yaaa’ diye saçma bi soruyla saçını başını karıştıranlar da var.
Kriz geliyorum diyor ehbabım...
Parti kapatılır mı diye papatya falı açmaya gerek yok!
Evet kapatılır, hatta canına bile okunur. Başbakanı yine muhtar bile seçilemeyecek hale getiriverirler...
Öyleyse, en kötü senaryoyu yazıp oyunumuzu ona göre oynamalıyız. Alacakları toplama işini hızlandırıp verecekleri de aynı mantıkla bir an evvel yapmalıyız. Çünkü bu bir zincirdir. Sen ödemesen sana da ödenmez yani...
Döviz borcu olanlar dikkat. Sakın dövizin ineceğini falan sanmayın, yuro 2 binin altına bir daha sittin sene inmez, dua edin de uçup gitmesin. Döviz meselesini halletmek gerek. Alakayı kesmek yani...
Bu aralar sakın ola, ucuz mucuz diye kanıp da araba maraba almaya kalkışmayın, bi kamyon borca girmeyin...
Mümkünse her türlü işinizde tasarrufa gidin. Tabi bu da ayrıca piyasanın iyice bi durmasına katkıda bulunur; kapitalist felsefeye tamamıyla ters, ama herkes kendisini düşünmeli...
Bir de parti kapatılmadan ‘kapansın’ diye el kaldıracaklara hesap kesilmeli. Onlar da anlamalı ellerinin hamuruyla devletin işleyişine müdahale etmenin ne demek olduğunu. Sorumluluğun kendilerine yapışacağını görmeliler...
Bu arada dünyayı asgari on yıl geriden takip etmeye de hazırlıklı olmak gerek. Dünyanın 15. büyük ekonomisi olduğumuz 2007’yi bir daha ne zaman görürüz kim bilir...
Kriz geliyorum diyor. Aman herkes kendisine mukayyet olsun...