"Proton tedavisi" ile kanserli hücre öldürülürken sağlam dokular korunuyor

"Proton tedavisi" ile kanserli hücre öldürülürken sağlam dokular korunuyor

Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Yavuz Anacak: - "Proton ışınları ile daha iyi bir radyasyon dozu dağılımı sağlanarak sağlam dokuları daha da iyi korumak mümkün" - "Özellikle radyasyona bağlı geç dönemlerde ortaya çıkan kalıcı yan etkil

ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - Radyasyon onkolojisinde 20'den fazla ülkede 80 merkezde uygulanan proton tedavisi ile tümörün dışında kalan sağlam dokuların, radyasyon dozu sıfıra yakın olarak ayarlanarak korunabildiği bildirildi.

Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Yavuz Anacak, AA muhabirine, kanser tedavisinde önemli yer tutan radyasyon onkolojisinde yenilikçi tedavilerin kullanımına ilişkin bilgi verdi.

Radyasyonun kanserler üzerinde çok etkili olduğunu vurgulayan Anacak, yeterli radyasyon dozu verildiğinde kanserlerin pek çoğunun ortadan kaldırılabildiğini söyledi. Sorunun kanserlerin etrafında bulunan sağlam hücreler, dokular ve organların korunması olduğunun altını çizen Anacak, sözlerine şöyle devam etti:

"Ne yazık ki bu sağlam dokular da çoğunlukla radyasyondan en az kanser kadar etkileniyor. Radyasyon onkolojisinin son 50 yılı bu soruna çözüm aramakla geçti. 21'inci yüzyılın başından itibaren radyasyon onkolojisi tamamen ileri düzey bilgisayar yazılımı ve çok yüksek teknolojili cihazların kullanıldığı bir tıp dalı haline geldi.

Kanseri saran sağlam dokulara vermek zorunda kaldığımız radyasyon dozu çok azaldı. Bu şekilde birçok kanserin radyoterapisinde daha yüksek, kansere daha etkili radyasyon dozu verebiliyoruz. Daha önce yan etki kaygısıyla tedavi veremediğimiz durumlarda da radyoterapiyi kullanmaya başladık. Geldiğimiz noktada vücutta radyoterapi veremeyeceğimiz doku ve organ kalmadı diyebiliriz."

Yoğunluk ayarlı ve stereotaktik radyoterapi gibi ileri tedavi uygulamalarının rahatlıkla bütün organ kanserlerinde kullanılabildiğini aktaran Anacak, "Bu yöntemler bugün piyasada bulunan radyoterapi cihazlarının hepsinde var artık. Ülkemizde de bütün radyoterapi merkezlerinde bu yöntemler uygulanabiliyor." dedi.

- "Dünyada 20'den fazla ülkede proton tedavisi uygulanıyor"

Prof. Dr. Anacak, uzun zamandır bilinen ancak teknolojik ve ekonomik nedenlerle uygulanamayan proton ışınları ile yapılan radyoterapide de büyük ilerlemeler kaydedildiğini belirterek, bu tedavinin dünyada giderek yaygınlaştığını anlattı.

Anacak, "Proton ışınları ile daha iyi bir radyasyon dozu dağılımı sağlanarak sağlam dokuları daha da iyi korumak mümkün. Özellikle radyasyona bağlı geç dönemlerde ortaya çıkan kalıcı yan etkilerin çok büyük sorun olduğu çocuk kanserlerinde proton tedavisi büyük önem kazanıyor." diye konuştu.

Türkiye'de tümörlerin ışın tedavisinde yaygın olarak X-ışını kullanıldığına işaret eden Anacak, şunları kaydetti:

"Bu tür ışın tedavisi ile yapılan radyoterapide tümörlü dokuya maksimum doz verilirken yakın çevre doku ve organlar da minimum da olsa verilen dozlardan etkilenebiliyor. Bu durum geçici veya kalıcı yan etkilerin gelişmesine neden olabiliyor.

Proton tedavisi ise parçacık özelliği olan bir ışın çeşidi. En büyük özelliği tümörün arkasında kalan sağlam dokuların aldığı radyasyon dozunun sıfıra yakın olması. Bu da bugün yaygın olarak kullanılan X-ışınlarına göre oldukça avantaj sağlıyor. Proton tedavisinin bugün için en büyük dezavantajı ise maliyeti. Bir proton tedavi merkezinin maliyeti büyüklüğüne bağlı olarak birkaç yüz milyon doları bulabiliyor."

Gelişen teknolojiyle birlikte proton tedavisini uygulayan cihazların boyutlarının küçüldüğünü ve maliyet olarak daha erişilebilir düzeye geldiğini ifade eden Anacak, dünyada 20'den fazla ülkede proton tedavisi uygulandığını söyledi. Anacak, "Bu tedaviyi uygulayan merkezlerin sayısı 80'e ulaştı. Henüz Türkiye'de bulunmayan proton tedavisinin de bir an önce ülkemizde uygulanabiliyor hale gelmesi, Sağlık Bakanlığı tarafından kanser tedavisinde öncelikler arasına alınmalı." değerlendirmesinde bulundu.

Anacak, proton tedavisinde dünyadaki merkezlerin sayısının hızla çoğalmasının, bu konuda yapılan bilimsel çalışmaları da arttırdığına işaret ederek, gelecek yıllarda proton tedavisinin bu çalışmaların sonuçlarına göre daha da yaygınlaşacağını bildirdi.

- "Radyoterapi, immünoterapinin etkisini daha yüksek düzeylere çıkarıyor"

Anacak, radyasyon onkolojisinde yoğun araştırmaların yürütüldüğü bir diğer konunun da son yıllarda hızla gelişen immünoterapi yönteminin radyoterapi ile birlikte kullanılması olduğuna dikkati çekti.

Bağışıklık sistemine yönelik kullanılan immünoterapinin kanser tedavisinde yeni bir sayfa açtığının altını çizen Anacak, "Hastalığın her döneminde etkili oluyor ve bu etki çok üzün sürüyor. Yaygın hastalığı olan hastalarda dahi sağ kalımın oldukça uzadığını görüyoruz. İmmünoterapinin radyoterapi ile birlikte kullanılması başarı şansını daha da arttırıyor. Burada radyoterapi bir tür ateşleyici etkisi yaparak immünoterapinin etkisini daha yüksek düzeylere çıkarıyor. İmmünoterapi-radyoterapi birlikteliği kanserin üstesinden gelmek için büyük umutlar vaat ediyor." açıklamasında bulundu.

Prof. Dr. Anacak, immünoterapinin radyoterapi ile birlikte kullanıldığı çalışmaların sayısının hızla arttığını belirterek, çalışmaların neredeyse tamamında iki yöntemin bir arada kullanılmasının radyoterapi ve immünoterapinin tek başına kullanılmasından daha etkili olarak gözüktüğünü ortaya koyduğunu bildirdi. Anacak, bundan sonraki çalışmaların, iki yöntemin en uygun şekilde nasıl kombine edilebileceği üzerine yoğunlaşacağını vurguladı.


Kaynak:Haber Kaynağı