Rahim ağzı kanserinde koruyucu hekimlik önemli

Rahim ağzı kanserinde koruyucu hekimlik önemli

Özel Konya Hospital Kadın Hastalıkları Ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Murat Bayram Sancaktar, genellikle rahim ağzı kanserine yol açanın bir virüs olduğunu belirtti


Özel Konya Hospital Kadın Hastalıkları Ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Murat Bayram Sancaktar, genellikle rahim ağzı kanserine yol açanın bir virüs olduğunu belirterek, "Virüsler ilaç tedavisiyle geçen bir şey değil vücudumuzun kendi kendine iyileştirdiği bir şey. Dolayısıyla bulaşmayı engellemek, yani modern tıptaki anlamıyla koruyucu hekimlik bu anlamda çok ön plana çıkıyor" dedi.
Dr. Sancaktar, hastalığın birçok kadın hastalıklarında olduğu gibi doğal olarak cinsel yolla bulaşan hastalıkların başında geldiğini söyleyerek, "En sık görülen cinsel yolla bulaşan hastalıklardan bir tanesi. Bu virüs temas sonrası bulduğu çatlaklardan veya halk arasındaki tabiriyle rahim ağzındaki yaralardan içeri doğru girerek orada kendine yer ediniyor. Girdikten sonra da hemen enfeksiyon olacak, bulgu çıkacak diye bir şart da yok. Ortalama 3 ay süresinden sonra ortaya çıkmaya başlayıp 8-10 yıl hiçbir bulgu vermeyebilir. Ama genellikle 3 ay içerisinde bulgu verir. İnsanların yüzde 90’ı bulaşmadan sonra hiçbir şey olmadan bunu atlatırlar. Fakat kalan yüzde 10’u işte sıkıntılı olan onlardır. Bağışıklık sisteminden kaynaklanan belki de riskli tiplere, virüsün 100'den fazla tipi var, bunların özellikle riskli tiplerine maruz kalanlarda enfeksiyon farklı yöne doğru seyrediyor. Onlarda da özellikle genital siğiller, bazı tiplerinde mesela bunlar için 6 ve 11 nolu tipler, onun dışında rahim ağzı kanserinde sık görülen tipler var, 16 ve 18 gibi.Bunlar çok sık bilinen tipleri. Kanserli hastalarda, rahim ağzı kanseri olanlarda özellikle tespit edilen 16-18 tipleri. Siğillerden çok gördüğümüz yine dörtte üçüne yakını yine 6 ile 11'li tipler gibi. Bu bulaşan tipler eğer bunlarsa bunları ortadan kaldırma şansınız olmuyor. Bulaştıktan sonra vücudunuza güvenmemiz gerekiyor. Bağışıklık sisteminiz iyi ise ancak anlam alabiliyorsunuz. Ama bağışıklık sisteminiz bunu iyileştirici yönde hareket edemiyorsa o zaman bir sonraki safhaya, sonra bir sonraki safhaya derken kansere kadar geçecek ağı oluşturabiliyor" ifadelerini kullandı.

"RAHİM AĞZI KANSERİ MEME VE RAHİM KANSERİNDEN SONRA ÜÇÜNCÜ SIRADA"
Rahim ağzı kanserinin, kadınlarda meme kanseri ve rahim kanserinden sonra üçüncü sıraya yerleşmiş bir kanser türü olduğunu söyleyen Sancaktar, "Dünyada 2 dakikada bir kadın rahim ağzı kanserinden hayatını kaybetmektedir. Bunun da güzel tarafı birçok hastalıkta olduğu gibi kızamık suçiçeği gibi aşı ile halledebiliyoruz. Bunların aşıları var daha bulaşmadan vücudunuzla bunu tanıştırmış oluyorsunuz. Bulaştıktan sonra maalesef şansımız olmuyor. Onu zaten vücut görmüş, çözememiş oluyor ama siz onun biraz güçsüz hali ile karşılaşıp idmanlı bir vücuda bırakırsanız. Vücut bunu o zaman yenebilecek hale getirebiliyor. Yüzde 90’ının iyileştirdiği gruba girebiliyor" dedi. Dr. Sancaktar, "İki tip aşı var piyasada özellikle birisi dört tip dediğimiz aşı hem siğil, hem de kanser gibi oluşumların olmamasını sağlayacak şekilde bunları baştan koruyuculuk, vücudu bununla tanıştırıyor. İki tipli olanlar var, bunlar da diğer sadece rahim ağzı kanseri ağırlıklı olarak tipleri sağlayacak şekilde hareket ediyorlar. Onları engelleyecek şekilde hareket ediyor" diye konuştu
Dr. Sancaktar, aşı için alt sınırın 9 yaş kabul edildiğini, üst sınırın olmadığını belirterek, "Çok yaygın, insanların herhangi bir taramada yüzde 15'inde bunun olduğunu söyleyebiliriz. Hayatınız boyunca bu virüsle karşılaşma şansınız yüzde 70. Yani insanların yüzde 70’inin buna teması bir şekilde olacak demektir. Bu kadar da yağın bir konu. Dolayısıyla bu da aşılamanın önemini daha da ön plana çıkarıyor. Hiç zorluğu yok. Doktorunuzun yönlendireceği şekilde ya iki tipli ya da dört tipli olacak şekilde sizi planlayacak, muayenenizi yapacak bundan önce testler yapmaya gerek yok. Olması gereken şey sadece doktorunuzla görüşeceksiniz. Birliktelik olmuş ve bundan sonra bir zaman geçmiş bunun bulaşmış olma ihtimali olanlara çok önermeyiz. Ama yine doktorunuzla konuşulmasının bir zararı yok. Ama mümkünse de genç kızların mutlaka insanların birçoğunun da bunu düzgünce yaptırmasını istiyoruz" şeklinde konuştu.