yazar-43
Ramazan Ekranda Durmuyor
Beyaz camın ramazan rengi bir başkadır. Kokusu da öyle. Toplumun ekseriyeti Ramazan karşılarken, mesela erişte keserken ya da heyecanla ev temizliği yaparken, konutlarının baş tacı sihirli kutular da ihmal edilmez. Cümbür cemaat birbirinden önemli programlara hazırlamanın coşkusuyla Ramazana merhaba derler. Bir yutturmacanın farkına varabilenlerin sayısı, marjinal bir örgüt kadar bile değildir. Uzun süre sevimli büyülü camınızdan uzak kaldıysanız, yıllardır baş tacı ettiğinizin esasında bir anlam içeriğine sahip olmadığını görürsünüz, ömürden geçen zamana hayıflanırsınız. Televizyonun ne olup olmadığını zamanı çalıp çalmadığını bir kenara bırakarak ramazan TVlerine bir göz atalım.Kuruluşundan bugüne TV 5te Kahve Bahaneyi hazırlayıp sunan TVsiz hayatın temsilcilerinden Senai Demirciyi 1 numaralı devlet televizyonunda görüyoruz, ramazan başlayalı. Devlet televizyonlarının yeni patronu Şenol Demiröz, kendisini bir programla da olsa gösterebilmiş, şimdilik. Alkışlayalım. Önceki akşam Ramazan Sevincine ortak olduk. Reklamsız bir fasıla birkaç saniye sürdü sürmedi, Milli Piyangonun Sorgundaki özel çekiliş gecesine geçiverdik. Huzurumuz kaçtı. Açış konuşması ve ilk çekiliş de AK Partili Belediye Başkanına nasip oldu. Başkanın takdimi de programa bir değer katmış olmalı. AK Partinin nasıl bir yerel siyaset felsefesi izlediği bizim konumuz değil tabi ki. Konumuz TRTnin ramazan yemeğinden sonra ortaya bir milli piyango tatlısı(!) getirmesi. İnsan nasıl da birkaç dakika içinde mevzuya dalıveriyorlar diye düşünmeden edemiyor.Bizimkilerin TV yapımcılığını niçin beceremediklerini iyi anlıyorum. Kanal 7, STV, TV 5in entelektüel içerikli programlarını başından sonuna pür dikkat izleyebilen ciddi bir kitlenin varlığından endişeliyim. Nedense çekmiyoruz biz. Yani izleyiciyi kesmiyor bizimkiler. İzlenme kaygısıyla TGRTnin geldiği sonuç ortada. Görünen o, Kanal 7 de bir toparlanmaya gitmezse, aynı yolun yolcusu olacak. TRTnin Milli Piyango özel çekilişine dönersek, ekrana malzeme olarak ilave edilmiş hosteslerin başörtüleri olmasa da- topuklarına uzanan etekleri bir çoğumuzun dikkatini çekmiş olabilir. Bu durum TRTnin toplumsal ahlak anlayışından kaynaklanıyor olabilir mi? Sanmıyorum. Beyaz camın büyüsü beni de alsaydı içine kesinlikle saygıdan diye cevap verebilirdim. Tesettür defilesindeki aldatmacaya ve pespayeliğe ne kadar da benziyor. Doğru dürüst bir Müslümanın, böyle aptallıkları, inancında bir cerçeveye oturtabileceğine ihtimal vermiyorum. Bir ara 90lı yıllarda gazete TV ramazancılığı zirvedeydi. Yaşar Nuri, Zekeriya Beyaz hatta Ruşen Çakır bile Ramazan sayfalarının baş mimarlarıydı. Medya, bugün sahtekarlıklarının biraz daha farkındaki, artık laf olsun türünden yapımlara yayınlara hacet duymuyorlar. Çıplak Uyarıcının siyasete soyunması bir çok kanalı dini yayınlardan vazgeçirmiş görünüyor. Yani biz bize kaldık. STVde Reha Yeprem, Kanal 7de Süleyman Çobanoğlu, bütün zamanların yegane adamları olarak karşımıza çıkıyor. Çobanoğlunu namı diğer Kültigin Şoray iftara el atınca rahatlatmış. İbrahim Sadriyi ise yüzü eskidiğinden midir bu ramazan ötelemişler. En çok alkışı ise Hüseyin Goncagülün hazırlayıp sunduğu sahur programıyla TV 5 alıyor. Kutluyoruz İftar ve sahur dışında beyaz camda yeni bir şey yok. Onlar da haber arasında nerde o eski ramazanlarla yetiniyorlar. Yani Ramazan oniki kameri ayın arasında durduğu gibi ekranlarda durmuyor.