M. Faik Özdengül
Refik Tuzcuoğlu
Bir Hanımefendi aradı. Yarın 19.45’te istasyonun önünde olmanız gerekiyor. Hanımlardan emir almak gerer Türk erkeğini. Neden diye sordum yine de. Meram Belediye Başkanı Refik Tuzcuoğlu davet etmiş Memleket Gazetesi tüzel kişiliği altında mensuplarını. Peki dedim. Hanımefendilerle konuşmalarda son sözü pekidir de ondan Türk erkeklerinin.
Erken gittim biraz. Kadın ve Çocuk Meclisi binası demişlerdi. Kapalıydı. Canım sıkıldı. Meğerse yer değişmiş ya da ben yanlış anlamışım. Küsüp geri dönmeyi düşündüm, ancak yine de Hakkı Biçer’i aradım. “Abi bekliyoruz, buradayız” dedi. 20 metre uzağımdalarmış. El sıkıştık. Beraberce yürüdük. Bu kez iç konuşmalarım yakamı bırakmıyor. “Şimdi geç gelir bu adam” dedi. Akşam, günün yorgunluğu daha eve gitmemişim, yemek yemedim. Vaktinde geldi. İçerdeki kuşkucu susmuyor ki? “Her zaman böyle mi acaba?” diyor şimdi de. Ama golü yedi bir kere, adam vaktinde geldi.
O gün o toplantıya gitmemin asıl sebebi, başkanı yakından tanımak istememdendi. Herkesin ağzında bir laf, Meram Belediye Başkanı’nı kimse tanımıyor. O zaman tanıyalım ve tanıtalım diye düşündüm ve gittim.
Sessizce girdi içeri. Bazıları size “Ben geldimi” tüm sarsıntısıyla yaşatır. Öyle yapmadı, hafifçe selam verdi ve yine sessizce seçti yerini. Ancak sessizce dedimse, en iyi yeri seçti, ancak bunu sessizce yaptı.
Hemen konuşmadı, bekledi. Önce havayı kokladı. Ve anlattı. O anlattıklarını diğer arkadaşlar mutlaka yazacaktır. Benim derdim Başkanı tanımak. İşin doğrusu konuşmalarında da, fiiliyatta olduğu gibi kendini öne çıkarmıyor. “Ben yaptığım icraatlarda da resmimi koymuyorum. Ya da afişlerde kendimi göstermiyorum. Bu yetişme tarzımdan aldığım terbiyeden dolayı” dediyse de “Ben yine de sordum, özgüven eksikliği olabilir mi?” Önce bekleyip havayı yeterince kokladıktan ve iyice tanıdıktan sonra. “Bu bir tarz olabilir mi?” Hayır dedi. Bu yaptığım aslında kendime fazla güvendiğimden.
Gözlediğim kadarıyla başarılı olur muyum endişesi yok Başkanda. Projeleri var ve işi sıkı tutuyor.
Satır aralarında yukarıyla arasının iyi olduğu mesajını veriyor.
4 başkanın kendi arasındaki uyumuyla ilgili bir soruya “Benim kimseyle bir sorunum yok” diye cevap verdi. Ve bu tür yaklaşımların önceki dönemle şartlardan dolayı kıyaslanmaması gerektiğini de söyledi.
Sanırım genel tavır da bu. Başkasının ne söylediğiyle ya da yaptığıyla değil, kendi işimle uğraşırım havasını sezdim.
Ben hiç düşünmüyordum siyaseti dediyse de ben zihninin bir yerlerinde hep ilgisinin olduğunu düşündüm nedense. Zaten konuşmalarının genelinde belki siyasal bilimler mezunu olmasından dolayı da sık sık atıfta bulundu Türk siyasetine ve siyasal tarihe.
Sabırlı birisi. Beklemeyi biliyor. Süzüyor. Beden dilini çok fazla kullanmıyor ve kendisiyle ilgili çok fazla ipucu vermiyor. Ama sorarsanız da anlatıyor. Ben başarılı bir siyasetçi olma potansiyelinin olduğu izlenimini edindim.
Çiğ köfte güzeldi, beğendim. Yemek de yemediğimden olsa gerek, bol bol yedim. Hüseyin Avni beğendi yeme performansımı. Tatlıdan da yedim fazlasıyla.
www.pozitifdegisim.com